Şubat 05, 2019 11:59 Europe/Istanbul
  • İranlı ürünleri desteklemek - 29

Kuşkusuz ekonomi alanında ilerlemek ve bu alanın zirvelerine ulaşmak için temel stratejilerin belirlenmesi ülkenin tüm iktisadi kapasitelerini doğru biçimde değerlendirmek üzere planlama yapılması ve böylece dünya piyasalarında rekabet edebilecek ürünlerin üretilmesi şarttır.

Bu çerçevede geçen bölümlerde ele aldığımız direniş ekonomisinin bu konuya nasıl yaklaştığını ve özellikle bu hedeflere petrol ve doğalgaz sektörlerinde ulaşmak için var olan mevcut fırsatları gözden geçirmek istiyoruz.

Hali hazırda İran İslam Cumhuriyeti’nin 600 milyar varil ham petrol kaynaklarına sahiptir. Öte yandan günümüzde yüzde 25 randımanlı petrol çıkarma teknolojisine bakıldığında, bu teknoloji ile toplam 150 milyar varil ham petrol elde edilebileceği anlaşılıyor. Öte yandan İran’ın geniş bir alanı henüz araştırılmamıştır. Bu arada petrol ve doğalgaz çıkarma teknolojisinin randımanı gelecek 35 yılda yüzde 50 seviyesine çıkarılması ile birlikte İran’ın mevcut kaynaklarından 300 milyar varil ham petrol elde etmesi bekleniyor.

Gelişmiş ülkeler her varil petrol ve doğalgazdan 2600 dolar değerinde ürün elde ediyor. oysa İran ve OPEC’in diğer üyeleri yıllardır ham petrol satışından varil başına 100 dolardan daha az bir kazanç elde ediyor. üstelik bu rakam son bir kaç yılda hatta 50 doların altına bile düştü ve petrol üreten ülkelerin ekonomilerine ağır darbe indirdi. Buna karşın, ham petrol fiyatını varil başına 100 dolar olarak kabul etsek bile, bu rakam işlenmiş ham petrolden elde edilen 2600 dolarlık kazancın yirmi altıda biri kadar oluyor.

Buna göre eğer ülkenin ham petrol satışı gelecek 35 yıl içinde sıfır seviyesine düşecek olursa ve öte yandan yeni bilim ve teknolojilerin sayesinde her yıl üç milyar varil ham petrol ve doğalgaz işlenebilirse, her yıl 7800 milyar dolar ek gelir elde edilecektir.

Ancak her şeyden önce İran İslam Cumhuriyeti’nin bu bağlamda ne gibi adımlar attığına ve geçmişe kıyasla ne gibi başarıları elde ettiğine bakmak gerekir.

6. beş yıllık kalkınma programına göre İran’ın ham petrolü rafine etme kapasitesi günde üç milyon varile ulaşması öngörülüyor. Rafineri kapasitesinde bur artış direniş ekonomisi çerçevesinde gerçekleşiyor ve sonuçta yüksek katma değeri de beraberinde getiriyor.

Petrol Bakanı Bijen Namdar Zengene bakanlığı direniş ekonomisi politikaları doğrultusunda kazanımlarına işaret ederek, petrol bakanlığının bu ekonomi çerçevesinde en önemli kaygılarından biri olan rafineri kapasitelerini geliştirme konusunda şöyle diyor: esas amaç ham petrol satışına son vermektir ve buna göre petrol ve doğalgaz rafineri kapasiteleri geliştirilecektir.

Hali hazırda İran’ın ham petrolü rafine etme kapasitesi günde 1.7 milyon varil kadardır ki 6. Beş yıllık kalkınma programına göre bu rakam günde 3 milyon varile yükseliyor. Bu artış direniş ekonomisi doğrultusundadır ve yüksek düzeyde katma değer sağlayacaktır.

Hali hazırda Güney Pars sahasında da doğalgaz üretim kapasitesi günde 500 milyon metreküptür.

Petro kimya sektöründe de direniş ekonomisi çerçevesinde bir takım yükümlülüklerin yerine getirilmeye başladığı anlaşılıyor. Bu arada petro kimya sektöründe üretim kapasitesini arttırmak için 45 ila 50 milyar dolar yatırım yapılması gerektiği tahmin ediliyor. Bu yatırımların bir bölümü hali hazırda yapılmaktadır. Söz konusu yatırımların yüzde 30 kadarı iç kaynaklar ve yüzde 70 kadarı da dış kaynaklardan kredi ve mali ödenek şeklinde karşılanıyor.

Aslında bu verileri açıklamaktan gayemiz, İran İslam Cumhuriyeti doğal kaynakları ve İran milletinin yetenekleri ve kabiliyetleri sayesinde 2050 yılına kadar dünyada ikinci sırada yer alabilecek kapasiteye sahip olduğunu ortaya koymaktır. Bu hedefe ulaşmanın yüzde 10.2’lik ekonomik büyümeyi yakalamak ve önümüzdeki yıllarda bu endeksi aynı düzeyde korumakla mümkün olduğu belirtilmelidir. Kuşkusuz bu konuma ulaşabilmek için ülkenin tüm kapasitelerinden en doğru biçimde yararlanmak da şarttır.

Petrol Bakanı Zengene şöyle diyor: Ülkenin petrol kaynakları 800 milyar varil kadardır, fakat bu kaynaklardan yararlanma katsayısı yaklaşık yüzde 28 kadardır, ki bu da ülkemizde ham petrol kaynaklarını değerlendirme katsayısı uygun olmadığını gösteriyor.

Ancak ülkenin ham petrol kaynaklarını çıkarma katsayısını arttırmak kullanılan teknolojileri geliştirmekle mümkün olduğu belirtilmelidir. Bu çerçevede üniversitelerde uzman insan gücü yetiştirme çalışmaları, petrol sahalarında araştırma yapmak üzere yurt dışındaki üniversitelerin teknolojilerinden de yararlanan araştırma merkezlerinin kurulması gibi adımlar atılmaktadır.

Bundan başka petrol sektörünü geliştirmenin temel direklerinden biri olan arama çıkarma şirketlerinin kurulması ve yine petrol sahalarından petrol çıkarma katsayısını yükseltmek üzere bilimsel ve teknolojik yeni kapasitelerden yararlanılması, petrol sahalarında randımanı yükseltmek için atılması gereken diğer bazı adımlardır. Bu açıdan bakıldığında ülkenin iktisadi eğilimi, bilim temelli ekonomi olmaya yönelik olduğu ve bu eğilimin başka iktisadi alanlara da hakim olması gerektiği belirtilmelidir.

İranlı uzman Alirıza Külahi’ye göre, İran ekonomisi yabancıların açısından 80 milyonluk büyük bir potansiyele sahip olan bir pazardır ve altyapı alanında da çok iyi yatırımlar yapılmıştır.

Ekonomi uzmanı Külahi şöyle diyor: İran’da hem iş kültürü ve hem eğitim düzeyi Ortadoğu genelindeki ortalamanın üstündedir. Bu endeksler iktisadi sıçrama için gerekli istikrarlı şartları hazırlamıştır. Gerçi bazı yanlış adımlar da atılmıştır, fakat hükümet bu hataları düzeltmeye çalışmaktadır.

İranlı uzman Külahi şöyle devam ediyor:

Bu bağlamda yapılan en büyük yanlışlardan biri, petrol gelirlerini orantısız harcayarak devlet yapısını şişirmek oldu. İran’ın ekonomi tarihinde bu hep böyle olmuştur, yani ne zaman petrol geliri artmışsa, devletin hacmi de ekonomi geneline göre daha fazla büyümüştür. Bu durum hiç kuşkusuz özel sektörü ve ekonomik verimliliği olumsuz etkiliyor.