Ocak 01, 2019 12:04 Europe/Istanbul

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei ekonominin altyapılarını takviye etmek ve bu alanda harekete geçmenin sürdürülebilir ve dirençli ekonomiye kavuşmanın elzemlerinden biri olduğunu belirtiyor.

Ayetullah Hamanei bu bağlamda orta ve uzun vadeli stratejileri “iktisadi cihat yılı” veya “milli üretim ve yerli ürünlere destek yılı” şekilde her yılı adlandırarak gerçekte direniş ekonomisinin nasıl şekillenmesi gerektiğinin çerçevesini belirlemiştir.

İktisadi altyapılara uzun vadeli bakış, iktisadi ve ilmi tezlere dayanan bir konudur. Bu açıdan direniş ekonomisinin üç temel ilkesi vardır. Bu üç ilke iktisadi genel çerçeveler, devletin rolü ve piyasanın sorumluluklarından ibarettir. Bu çerçevede İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei’nin tebliğ ettiği anayasanın 44. maddesiyle ilgili temel siyasetler, direniş ekonomisinin gerçekleşmesi için gerekli olan altyapıların bir bölümünü oluşturuyor. Bu politikaların çerçevesinde hükümetin ekonomide rolü daha da küçülerek renksizleşirken, halkın ekonomiyi yönetmekte payı daha fazla gelişiyor.

İktisadi tezlerin tanımlarına göre bir ülkeyi iktisadi şoklara karşı dirençli hale getiren en önemli unsurlar iç kapasiteler ve yeteneklerdir. Şöyle ki ekonomi üretimin esas bileşenleri olan sermaye, uzmanlık, yerel bilgi, yerli üretime destek, ithalatı titizlikle gözetlemek ve ürünlerin kaçakçılığını önlemek gibi bileşenlere sahip olmalıdır. Tüm bu unsurlar yan yana gelince ülkeyi iktisadi şokları en az hasarla atlatmakta başarılı yapar ve yaptırımları gibi dış baskılara karşı da daha güçlü bir şekilde direnmesine vesile olur.

Geçen bir kaç bölümde bu unsurları değerlendirirken İran’da startupları gözden geçirdik. Şimdi ise konumuza başka açılardan bakarak sohbetimize devam ediyoruz. Bu doğrultuda İran’da İslam inkılabı öncesi ve sonrasından ibaret olan iki dönemi karşılaştırmak, inkılap kuşaklarına önemli gerçekleri gösterebilir.

İran’ın İslam inkılabından önceki dönemde bilimsel ve teknolojik açılardan geri kalmışlığı, kültürlü ve büyük medeniyeti olan İran milleti için çok rahatsız edici ve üzücü bir durumdu. İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei bu konunun önemi hakkında İran’da bilim üretilmesi üzerinde duruyor ve ilmi cihat ve yazılım hareketini başlatmak gibi konuları gündeme getirerek ülke genelinde bilim ve teknolojilerde ilerlemek için uygun bir zemin hazırlamış bulunuyor.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei bu doğrultuda İran’ın önde gelen genç yetenekleri ve seçkin genç bilim adamlarını kabulünde ülkenin bilimsel ve teknolojik alanlarda ilerlemesini güç ve iktidar kaynağı olduğunu belirterek şöyle buyurdu: kim bu gücü ele geçirirse galip taraf olur ve kim bu güç ve iktidarı ele geçiremezse, başkaları ona musallat olur.

Ayetullah Hamanei konuşmasının devamında başkalarının sultası altına girmemek için bilim ve teknolojide geri kalmışlığımızı telafi etmenin şart olduğunu vurguladı.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei dış bağımlılığı yok etmeyi ilerlemenin ilk adımı olduğunu belirterek şöyle buyurdu: İslam inkılabının zafere kavuşması ile birlikte en önemli bağımlılık olan siyasi bağımlılık yok edildi, fakat ilmi, iktisadi ve kültürel bağımlılık gibi bağımlılıklardan kurtulmak için sürekle çaba harcamak gerekir.

Ayetullah Hamanei ayrıca genç bilim adamlarının bir araya geldiği vakfın kuruluşunu ve startupların faaliyetlerinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi, fakat bunlarla yetinmemek gerektiğini vurguladı.

Son yıllarda İran İslam Cumhuriyeti’nin yeni bilimlerde ve yeni teknolojilerde kaydettiği ilerleme ve elde ettiği başarılar Batılıları derinden kaygılandıran bir konu olmuştur. Aslında Batılı zorbaların İran İslam Cumhuriyeti’ne nükleer mesele gibi bahanelerle baskılarını arttırmalarının tek sebebi İran’ın ilerlemesini engellemektir. Ancak İran İslam Cumhuriyeti Batılı zorbaları baskılarına ve yaptırımlarına aldırmadan bilim ve teknoloji alanlarında ilerlemeye devam etmektedir.

İran’da İslam inkılabı zafere kavuşmadan önce sadece 154 bin öğrenci seyrek sayıda üniversitede, o da ülkenin sadece büyükşehirlerinde olan üniversitelerde ve yüksek eğitim merkezlerinde yüksek eğitim alıyordu. Oysa şimdi ülke genelinde yaklaşık 5 milyon öğrenci çok sayıda üniversitede ve yüksek eğitim merkezlerinde hem teorik ve hem pratik olarak eğitim alıyorlar. Öte yandan İran’ın bu alanda elde ettiği büyük başarı, bilimleri yerel hale getirmek gibi daha da değerli bir başarı ile beraber olmuştur.

Bugün İran İslam Cumhuriyeti’nin bilim ve teknoloji alanlarında kaydettiği ilerlemelere nano teknoloji, barışçıl nükleer bilim ve teknoloji ve startupların hızla sayılarının artması ve yurt dışına ürünlerini ihraç etmeleri gibi durumları örnek vermek mümkün.

İran’ın büyük ilerleme kaydettiği alanlardan biri, nano teknoloji alanıdır. Günümüzde nano teknoloji dünyada büyük değişimlere sebebiyet vermiştir ve İran İslam Cumhuriyeti bu alanda dünyada seçkin konuma sahiptir. Nano teknoloji ilaç üretiminden hastalıkların teşhisine ve suyu arıtmaktan tarım ürünlerini arttırmaya ve yine gıda maddelerini ve tarım ürünlerini korumaktan hava kirliliğini yok etmeye kadar bir çok alanda faydalı bir teknolojidir. İran ise nano teknolojide dünyada 12. sırada yer alıyor.

Bugün İran İslam Cumhuriyeti Ortadoğu bölgesinde tıp kutbuna dönüşmüştür. İslam inkılabından önce İran’da yabancı hekimler sağlık alanında faaliyet yürütüyor ve bir çok hasta da tedavi için Batılı ülkelere gitmek zorunda kalıyordu. Ancak şimdi İran’ın çok gelişmiş hastaneleri bölge ülkelerinden tedavi için gelen hastalara sağlık hizmetleri sunuyor.

İran’da tıp bilimi özellikle kök hücre, omurga kemiği iliği onarımı, stratejik ilaçların üretimi, klonlama ve diğer bazı alanlarda göz kamaştıran boyutlarda ilerleme kaydetmiş ve dünyada ilklerin arasında yer almıştır.