Ocak 18, 2019 11:56 Europe/Istanbul
  • Bakü – Riyad ilişkileri - 10

Geçen bölümlerde Bakü ve Riyad arasında turizm, Karabağ münakaşası ve sonuçları, propaganda, siyasi ve kültürel alanlarda işbirliğini gözden geçirdik.

Bugünkü sohbetimizde ise Bakü ve Riyad’ın ISESCO kapasitelerinden kendi çıkarları doğrultusunda nasıl yararlandıklarını gözden geçirmek istiyoruz.

ISESCO İslam işbirliği teşkilatına bağlı bilimsel, kültürel ve eğitim alanında faaliyet yürüten kurumun kısa adıdır. ISESCO Mayıs 1979 tarihinde kuruldu.

Azerbayca Cumhuriyeti 1991 yılında ISESCO üyesi oldu, ancak Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in eşi Mihriban Aliyeva ISESCO’nun iyi niyet elçisi olarak seçilmesinden sonra Bakü ile ISESCO ilişkileri yeni bir merhaleye girdi ve daha aktif hale geldi.

Mihriban Aliyeva 13 Ağustos 2004’te UNESCO’nun iyi niyet elçisi ve 24 Kasım 2006 tarihinde de ISESCO’nun iyi niyet elçisi oldu. Bu dönemde Bakü yönetimi Riyad ile yakın ilişkilerinden hareketle kendi hedeflerini gerçekleştirmek üzere ISESCO’nun kapasitelerinden bol bol yararlandı.

Gerçekte Bakü yönetiminin ISESCO ile irtibat kurma çabaları, Bakü medyası ve politikacılarının belirttiğine göre Azeri yetkililerin bu kurumun kapasitelerinden yararlanarak Azerbaycan Cumhuriyeti’ni tüm dünyaya tanıtmak istediğini gösteriyor.

Azerbaycan Cumhuriyeti 2009 yılında Bakü’yü İslam dünyasının kültür başkenti olarak ilan edilmesi için ISESCO’nun onayını kazanmayı başardı. Bu gelişmenin ardından 14 Ekim 2009’da ISESCO’nun 16. Kültür bakanları zirvesi Bakü’de düzenlendi.

Azerbaycan Cumhuriyeti’nde İslamî aktivistlere göre, Bakü yönetiminin ISESCO zirvelerine ev sahipliği yapmasının amacı, Azerbaycan Cumhuriyeti’ni tanıtmak ve bu ülke için uluslararası arenalarda iyi konum kazanmaktan başka, Bakü hakimiyetinin İslam karşıtlığını örtbas etmek ve İslamî değerleri koruma görüntüsünü vermek içindir.

23 Kasım 2015’te Bakü’de düzenlenen 12. ISESCO genel konferansında, Azerbaycan Cumhuriyeti’nde İslamî aktivistlere baskıların devam ettiği bir sırada Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev yaptığı konuşmasında bu konferansın Bakü’de düzenlenmesi ülkesi açısından önemli bir gelişme sayıldığını belirterek şöyle dedi: Azerbaycan Cumhuriyeti yurt dışında İslamî kültürün tanıtılması ve yaygınlaştırılmasına büyük önem veriyor ve dinler ve kültürlerin arasında ilişkilerin güçlenmesini istiyor.

Bakü yetkilileri bu süreçte Arabistan vatandaşı olan ISESCO Başkanı Abdulaziz Osman El Toyceri ile çok yakın ilişki kurmaya çalıştı. 23 Kasım 2015’te Bakü’de düzenlenen ISESCO konferansında Abdulaziz Osman El Toyceri zirveye katılanların oy birliği ile bir kez daha ISESCO Başkanı seçildi ve ISESCO konferansının dönem başkanlığı da Azerbaycan Cumhuriyeti’ne verildi.

Bakü ve ISESCO Başkanı arasında bu yakın ilişki ve siyasi alış verişlerin çerçevesinde Osman El Toyceri dünyanın önde gelen mason ve siyon örgütlerin şahsiyetlerinin katılımı ile her yıl Bakü’de düzenlenen Bakü Forumu başlıklı zirvelere katılmaya başladı. Toyceri ayrıca Bakü Süreci adı ile ün yapan kültürler ve medeniyetler diyaloğu zirvelerine de katıldı. Bu arada Osman El Toyceri’nin Azerbaycan Cumhuriyeti hakimiyetini elinde tutan hanedanın üyeleri ve özellikle Haydar Aliyev Vakfı Başkanı Leyla Aliyeva ile görüşmeleri de bir takım spekülasyonları tetiklediği belirtilmelidir.

Azerbaycan Cumhuriyeti’nde ahlak ilkelerini çiğnemek ve laubaliliği yaygınlaştırmakla ün yapan Leyla Aliyeva her zaman üstü başı asla İslamî olmayan kıyafetlerle ISESCO Başkanı Osman El Toyceri ile görüşüyor ve medyaya yansıyan uygunsuz görüntüleri başta İslamî aktivistler olmak üzere, sanal medya aktivistlerinin hoşnutsuzluğuna yol açıyor. Azerbaycan Cumhuriyeti Müslüman halkı bu tür davranışların Bakü hakimiyetinin bu ülkede halkın İslamî yaşam tarzını değiştirme propagandası doğrultusunda gündeme geldiğini belirtiyor.

Bakü’de 23 Kasım 2015 tarihinde düzenlenen ISESCO konferansı sırasında da Azerbaycan Cumhuriyeti hakimiyeti ISESCO’dan kendi politikalarının propagandasını yapmak üzere çeşitli etkinlikler düzenledi. Zirveye katılan konukların Haydar Aliyev vakfını ziyaret etmeleri, ISESCO Başkanı Toyceri’nin ISESCO iyi niyet elçisi Mihriban Aliyeva ile görüşmesi ve yine Bakü petrol yüksek okulunu ziyaret etmesi bu programlardan bazılarıydı.

Bu sürecin devamında Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı İlham Aliyev 14 Ocak 2016’da ISESCO ile irtibat için Azerbaycan Cumhuriyeti’nin on kişilik komisyonu başlıklı bir komisyonun kurulmasını öngören bir fermana imza attı. Komisyonun başına Azerbaycan Cumhuriyeti kültür ve turizm Bakanı Ebulfazl Karayev getirildi. İlham Aliyev, ISESCO’nun Bakü ve Nahçivan’ın 2009 ve 2018 yılları için İslam dünyasının kültür başkenti ilan etmesi, Azerbaycan milletinin zengin kültürü ve tarihinin meşruiyetini tanıma anlamına geleceğini belirtti.

Bakü yönetimi ayrıca musiki alanına yönelik özel tutumunun propagandasında da ISESCO’nun kapasitelerinden yararlanıyor. Azerbaycan Cumhuriyeti kültür ve turizm bakanlığı ile ISESCO’nun işbirliği çerçevesinde her yıl Azerbaycan Cumhuriyeti’nde İslam ülkeleri klasik musikisi genç yorumcular yarışmasının düzenlenmesi, bu konunun mısdaklarından biridir.

Bu musiki etkinliğinin düzenlenmesinde Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Kainat Gençler Merkezi ve Azerbaycan Cumhuriyeti Musiki Akademisi ISESCO’nun adından kendi özel hedefleri doğrultusunda yararlanıyor. Oysa gerçekte bu yarışmaya katılan gençler hatta İslamî giysi ve kılık kıyafet kurallarına bile uymuyor, ki bu da bu yarışmaların ISESCO’nun hedefleri ile asla bağdaşmadığını ortaya koyuyor, üstelik Bakü hakimiyetinin musiki alanında politikası eurovision gibi müptezel müzik ekseninde gelişen bir politikadır.

Bakü ile ISESCO arasındaki işbirliği çerçevesinde 6 Mayıs 2017’de de ISESCO ve Azerbaycan Cumhuriyeti iktisadi reform ve iletişim etüt merkezi bir işbirliği protokolü imzalandı. Buna göre ISESCO Azerbaycan Cumhuriyeti’ni bölgesel dijital ticaret merkezi olarak tanıdı. Oysa gerçekte Azerbaycan Cumhuriyeti’nin iletişim altyapılarında siyonist rejim İsrail’in firmaları faaliyet yürüttüğünden bu ülkenin iletişim sistemi tamamen korsan İsrail’in kontrolü altında bulunuyor.

Bakü hakimiyetinin ISESCO’dan kendi siyasi ve kültürel programlarını gütmekte kullandığı alanlardan biri de 21 Aralık 2017’de Azerbaycan Cumhuriyeti’nde düzenlenen İslamî dayanışma yılı kapanış töreniydi. ISESCO Başkanı Abdulaziz Osman El Toyceri bu etkinlikte yaptığı konuşmada, Azerbaycan Cumhuriyeti’nin İslamî dayanışma ve çeşitli mezheplerin arasında barışın sağlanmasında ifa ettiği rolüne vurgu yaptı. Oysa İslamî dayanışma yılında Azerbaycan Cumhuriyeti’nde Müslüman kesimlere en ağır baskılar uygulandı ve en çok Müslümanlar bastırıldı. Ancak Bakü hakimiyeti ISESCO adını ve İslamî dayanışma sloganını kullanarak kamuoyunu bu konudan saptırmaya çalışıyordu.

Öte yandan Bakü yönetimi ISESCO ile yakın ilişkilerinden faydalanarak Nahçivan’ı 2018 yılında İslam dünyasının kültür başkenti olarak kabul ettirmeyi başardı. Azerbaycan Cumhuriyeti kültür ve turizm Bakanı Ebulfazl Karayev, Bakü’de Toyceri’nin katılımı ile 22 Aralık 2017’de düzenlenen ISESCO ile irtibat için Azerbaycan Cumhuriyeti milli komisyonu zirvesinde yaptığı konuşmada şu ifadelere yer verdi: Nahçivan Azerbaycan Cumhuriyeti’nin kültürel hazinesidir ve 2018 yılında İslam dünyasının kültür başkenti seçilmiştir. Tüm bunlar İslam dünyasının Azerbaycan Cumhuriyeti’nin tarihi ve kültürel zengin mirasına verdiği yüksek notu yansıtmaktadır. ISESCO sitesi Bakü’de açıldı ve Azerbaycan Cumhuriyeti bayrağı ISESCO’nun tüm etkinliklerinde dalgalanmaktadır.

Arabistan’ın Azerbaycan Cumhuriyeti’nde dönem büyükelçisi Fayad Ahad Ali Dusari, 15 Eylül 2010’da Kültür dergisine verdiği mülakatta şöyle dedi: Azerbaycan Cumhuriyeti ve Suudi Arabistan ISESCO bünyesinde çok aktiftir. Bu ilişkilerin gelişmesi etkisini gösterecektir.

Kuşkusuz ISESCO’dan Azerbaycan Cumhuriyeti’nin laik rejiminin propagandasını yapma uğruna yararlanmak, Bakü hakimiyetinin has hedeflerini temin etmenin yanında Suud rejiminin ideolojisi yani vahabiliğin Azerbaycan Cumhuriyeti’nde yaygınlaşmasına de hizmet edecektir.

Gerçekte Suud rejimi elebaşılarının açıklamaları da Riyad yönetimi Bakü ile ilişkileri ve ISESCO kapasitelerinden yararlanmakla Azerbaycan Cumhuriyeti’ni vahabi sapkın ideolojiye bulaştırmak istediğini ortaya koyuyor. Gerçekte Arabistan vahabiliğin Azeri Müslüman halkın arasında yaygınlaşması için büyük uğraş verdiği açıkça ortadadır.