Ocak 18, 2019 11:57 Europe/Istanbul
  • Bakü – Riyad ilişkileri - 11

Geçen bölümde Bakü Riyad ilişkilerinde ISISCO’nun nasıl kullanıldığından söz ettik. Bugünkü sohbetimizde ise yine Bakü Riyad teamüllerini Fars körfezi işbirliği konseyi FKİK ve İslam işbirliği teşkilatı İİT ve İslam kalkınma bankası İKB’nin çerçevesinde gözden geçirmek istiyoruz.

İslam dünyasında Suudi Arabistan rejimine yöneltilen tüm eleştirilere rağmen Azerbaycan Cumhuriyeti son yıllarda bu ülke ile ilişkilerini geliştirmek için büyük emek sarfediyor. Görünen o ki Bakü yönetimi Riyad’ı Azerbaycan Cumhuriyeti ile Arap ve İslam dünyasında bazı önemli bölgesel kurumları arasında bir bağlantı halkası olarak görüyor. Bu bağlamda 25 Ocak 2018’de Azerbaycan Cumhuriyeti işverenler konfederasyonu FKİK ticaret odası ile bir işbirliği protokolü imzaladı.

Azerbaycan Cumhuriyeti işverenler konfederasyonu Başkanı Muhammed Musayev bu konuda şöyle diyor:

FKİK üyesi olan ülkelerin piyasaları Azerbaycan Cumhuriyeti’nin tarım ürünleri açısından büyük önem arzediyor, üstelik FKİK üyeleri de Azerbaycan Cumhuriyeti’nin transit imkanlarından yararlanabilir. Bu ülkeler tarifelerde muafiyet durumundan yararlanarak Azerbaycan Cumhuriyeti’nin teknoparklarında üretici işletmelere açabilir.

Azeri yetkilinin bu açıklamaları, evvela Azerbaycan Cumhuriyeti FKİK üyesi olan ülkelerin hiç biri ile komşu olmadığı ve coğrafi açıdan ortak sınırı bulunmadığı için Azerbaycan Cumhuriyeti onlar için transit açıdan hiç bir meziyeti bulunmadığı halde gündeme geliyor. İkincisi, FKİK ülkeleri tek ürünlü ekonomileri ve üretici işletmelerin teknolojilerinde tamamen dışa bağımlı oldukları için teknoparklarda faaliyet tecrübeleri de bulunmamaktadır. Ancak bu gerçeklere rağmen Bakü ve Riyad iktisadi ilişkilerine gerekçe üretmek için bu konuları ileri sürüyor ve aslında diğer ortak faaliyetlerini örtbas etmeye çalışıyor.

Öte yandan FKİK ticaret odaları konfederasyonu genel sekreteri Abdurrahim Naki de şöyle diyor: FKİK ticaret odaları konfederasyonu ile Azerbaycan Cumhuriyeti işverenler konfederasyonu arasında imzalanan işbirliği protokolünde  iki ülke arasında iktisadi, bilimsel ve teknolojik alanlarda işbirliğinin geliştirilmesi, ortak yatırımların geliştirilmesi, bilgi alış verişi, bilgi alış veriş hattının kurulması, yatırımların arttırılması ve iki tarafın karşılıklı uzmanlık oturumları ve fuarları düzenlemesi gibi konulara vurgu yapılıyor.

Öte yandan iki tarafın bu ilişkileri haklı göstermek için abartılı verileri yayımlamaya çalıştıkları dikkat çekiyor. Örneğin Azerbaycan Cumhuriyeti işverenler konfederasyonu Başkanı Musayev’in ileri sürdüğüne göre 2018’in başına kadar FKİK ülkelerinden 280 firma Azerbaycan Cumhuriyeti’nde faaliyet yürütüyordu. Yine FKİK ülkeleri Azerbaycan Cumhuriyeti’inde 1.3 milyar dolar yatırım yaptıkları belirtildi. Bilmukabil Azerbaycan Cumhuriyeti de FKİK ülkelerinde 300 milyon dolar yatırım yaptığı açıklandı. Ancak tüm bunlara rağmen nedense 2016 yılında Azerbaycan Cumhuriyeti ile FKİK ülkeleri arasındaki ticaret hacmi sadece 86 milyon dolar oldu, ki zaten bunun önemli bir bölümü de Bakü medyasının açıklayamadığı askeri ve güvenlik konularla ilgili olduğu belirtiliyor.

Riyad yönetiminin İİT gibi kurumların üzerindeki nüfuzundan yararlanmak, Bakü yönetiminin Suud rejimi ile ilişkilerini geliştirmekle izlediği bir başka hedeftir. Bakü yönetimi bu ilişkilerden bir yandan Azerbaycan Cumhuriyeti’nde İslamî aktivistleri bastırma çabalarını örtbas etme yönünde yararlanırken, öbür yandan da bu kurumların mali yardımlarından faydalanmaya çalışıyor. Mart 2015’te Azerbaycan Cumhuriyeti lideri İlham Aliyev Arabistan’a yaptığı resmi ziyareti sırasında İslami kalkınma bankası İKB Başkanı Ahmet Muhammed Ali ile bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmede iki taraf Azerbaycan Cumhuriyeti’inde iki üç ufak proje için İKB’nin 10 milyon dolar kredi açmasını öngören anlaşmalara imza attı. Gerçekte Bakü yönetimi İİT ve İKB’de izlediği hedefleri için Riyad’ı Bakü yönetiminin bu kurumlarda hamisi olarak görüyor.

Öte yandan İİT de başta Dışişleri Bakanları ve liderler düzeyi olmak üzere tüm düzeylerde düzenlediği tüm oturumlarında yayımladığı bildirilerde ve kararnamelerde Bakü yönetiminin Karabağ münakaşasındaki tutumuna destek verdiğini belirtti. Ancak gerçek şu ki İİT’nin Karabağ münakaşasında Bakü yönetimini desteklediği tüm bildirileri ve kararnameleri Suud rejimi değil, asıl İran İslam Cumhuriyeti’nin çabaları sonucu yayımlanmıştır.

Gerçekte İran İslam Cumhuriyeti İİT’nin yayımladığı bir çok bildiride ve kararnamede Bakü yönetiminin Karabağ krizindeki tutumuna destek vermiştir, nitekim Bakü Riyad ilişkileri henüz bu kadar gelişmediği yıllarda da Tahran yönetimi her zaman ve tüm bölgesel ve uluslararası kurumlarda ve özellikle İİT’de Karabağ münakaşasında Azerbaycan Cumhuriyeti’ne arka çıkmıştır. Ancak Bakü yönetimi ve Azerbaycan Cumhuriyeti medyası bazı siyasi nedenlerden ötürü hiç bir zaman İran’ın bu desteğini ifade etmedi ve bunun yerine Arabistan ve Türkiye’nin desteklerini abartarak ön plana çıkardı.

Azerbaycan Cumhuriyeti 2017 yılında İslamî aktivistlerle sürekli iç ve dış çevrelerce eleştirildiği için Suud rejiminin destekleri ile İslamî dayanışma oyunlarına ev sahipliği yaparak bu eleştirileri hafifletmeye çalıştı. Ancak muhalif medya, Bakü’de düzenlenen İslamî dayanışma oyunları sırasında uyulmayan tek şey İslamî kültür ve gelenek olduğunu yazarak Bakü yönetimini eleştirdi. Nitekim bu oyunların açılış ve kapanış törenleri de sırf Bakü’nün laik yönetiminin propagandasına ve etnik simgelerin gösterisine sahne oldu.

Gerçekte Bakü yönetiminin İslamî dayanışma oyunları sırasında İslamî simgelerden yararlanmaması ve ayrıca başta Azeri katılımcılar olmak üzere katılımcıların uygunsuz kılık kıyafetleri, bu oyunların da Bakü’de düzenlenen ilk Avrupa olimpiyat oyunlarının ilki gibi müptezel sahnelere şahit oldu. Ancak İslamî dayanışma oyunlarının açılış ve kapanış törenlerinin görüntülerinde Suud rejiminin temsilcileri özel olarak gösterildi.

Bundan başka İİT üyelerinin gençlik ve spor bakanlarının Nisan 2018’de Bakü’de düzenledikleri konferansa Suud rejimi büyük bir heyet çerçevesinde katıldı. Bakü’da bazı medya organlarının belirttiğine göre bu hareketin sebebi, İran İslam Cumhuriyeti’nin İslam dünyasında gençlikle ilgili sunacağı yapıcı önerilere karşı çıkmaktan ibaretti. O günlerde Bakü’de yayımlanan Yeni Musavat gazetesi konferansla ilgili raporunu Arap – Acem hengamesi başlığı altında verdi. Konferansta Bakü ve Riyad arasındaki işbirliği sonucunda 5. İİT gençlik ve spor bakanları konferansı Arabistan’da düzenlenmesi kararlaştırıldı.

Bakü ve Riyad arasındaki teamüllerin çerçevesinde ve İslamî kurumlardan gençlik ve turizm alanında yararlanma doğrultusunda 2004 yılında Bakü’de iki tarafın işbirliği ile İİT gençlik forumu adı altında bir forum kuruldu. Bu kararın ardından Bakü meydası İİT gençlik forumu İİT ile ilgili uluslararası bir kurumun hukuki konumunu elde ettiğini yazdı.

O tarihten sonra her yıl Bakü ve İstanbul’da İİT gençlik forumu adı altında oturumlar düzenleniyor. Bu oturumlarda gündeme gelen konular en çok Bakü’nün propaganda politikaları çerçevesinde yer alıyor ve gerçekte İslam ülkelerinde gençliğin sorunları ile pek ilgisi olmadığı anlaşılıyor.

Öte yandan son yıllarda bu forumun esasen Suud rejiminin kontrolü altında bulunan İslamî dayanışma sporları federasyonu ile ilişkisi iyice geliştiği gözleniyor.

En son 17 ila 19 Nisan 2018’de İİT gençlik ve spor bakanları konferansı adı altında Bakü’de düzenlenen konferansta İİT gençlik forumu Başkanı Elşad İskenderov ve İslamî dayanışma sporları federasyonu Başkanı Türki Abdulmuhsin El Şeyh önemli rol ifa ettiler. Daha sonra Bakü medyası aynı konferansta İİT’nin Müslüman gençlik işleri stratejisi adlı belgenin Bakü ve Riyad’ın işbirliği ile hazırlandığını yazdı.

Azerbaycan Cumhuriyeti’nde İslamî aktivistler ise Riyad yönetimi Bakü yönetimi ile ilişkilerinden şia kaşıtı imajını gizlemekte yararlandığını belirtiyor. Bakü’nün laik rejimi de son yıllarda İslamî aktivistlere yönelik şiddetli baskılarından dolayı insan hakları örgütleri tarafından eleştirildiği için bu ilişkilerden bu eleştirileri hafifletme yönünde yararlanmaya çalışıyor.

Yine ilginçtir ki Azerbaycan Cumhuriyeti’nde İslamî dayanışma yılı olarak adlandırılan 2017 yılında Bakü yönetimi bu ülkenin Müslüman aktivistlerine karşı en çok baskıyı uyguladı ve İslamî şiarların gerçekleşmesini önlemek için de bir çok yeni yasa çıkardı.

Oysa Müslüman Azerbaycan Cumhuriyeti halkı Bakü yönetiminin bu ülkede sapkın vahabi tarikatının varlığına hizmet eden özel uygulamalarından asla hoşnut değildir.