Şubat 01, 2019 16:34 Europe/Istanbul

Bugünkü programımızda Kuran'da hikâyesi anlatılan insanoğlunun hayatındaki ilk kadın olarak bilinen Hz. Havva hayatı ve kadının parlak konumunu ele almak istiyoruz.

Bütün ilahi dinler ve Kuran'da insanoğlunun dünyadaki hayatı her zaman kadının ve erkeğin birlikte anılmasıyla anlatılmıştır. Yani insanoğlunun hayatı Hz. Adem ve Hz. Havva gibi erkek ve kadının varlığı ile başlamıştır. Bu ikili ise her zaman birbirine iki dost ve yoldaş gibi davranıp hayatlarını sürdürmüşlerdir. Bugünkü bölümümüzde insanoğlunun hayatında olan ilk kadın Hz. Havva'nın hayatına değinerek kadının Kuran-ı Kerim'deki parlak konumunu ele alıyoruz.

Havva beşerin annesi ve ilk kadın mahlûk olarak çok yüksek bir konuma sahiptir. Öyle ki döneminin Peygamberi gibi Allah tarafından muhatap alınmış ve bütün insanlara annelik hakkına sahiptir. Bu yüzden Havva yani insanoğlunun annesi deniliyor ona. Allahü Teâla Havva'yı ilk kadın olarak temiz fıtratla ve günahsız kul olarak özel bir şekilde yaratmıştır. Çarpık İncil ve Tevrat'ın hikaye anlatırcasına Havva'yı Şeytan'ın cisimleştiği mazharı olması veya Hz. Adem as.'ın kandırılması sebebi olarak tanıtmasına karşın Kuran-ı Kerim  kadın için çok yüksek ve özel bir konum ayırmıştır. Nitekim A'raf Suresinin 189'uncu ayeti kerimesinde şöyle buyrulmuştur: "Allah, sizi bir tek nefisten yaratan ve kendisi ile huzur bulsun diye eşini de ondan var edendir."

Kuran açısından Hz. Havva çok üst bir makama sahiptir. O kadar ki Allahu Teala bile onu muhatap alıyor. Dikkat edilmesi gereken nokta ise Kuran-ı Kerim'de hiçbir Peygamber'in eşi ile birlikte muhatap alınmamasıdır. Bu durumlarda her zaman Peygamber ve kavmi muhatap alınmıştır. Belki bu konunun sırrı çift olma noktasındadır; çünkü hayatın bekası da bu yolla sağlanabilir. Allahü Teala'nın Hz. Havva'ya özel bir ilgi gösterdiği gözden kaçmamalıdır. Çünkü Hz. Adem'in yaratılışının tamamlanmasından sonra onun huzuru için Hz. Havva yaratıldı. İnsanların anne ve babası sayılan Adem ve Havva'nın yaratılış hikayesi Kuran'da çok ilgi çekici bir şekilde anlatılmıştır

Rahman Allah Âdem'i yaratıp kendi ruhundan onun kalıbına üflediği zaman, Âdem'in vücudunda varoluşun başlangıç noktasına doğru bir çekim kuvvetini emanet bıraktı ve bunun yanı sıra ona bütün ilahi ilimler ve maarifi öğretmiş oldu. Bunun ardından bütün meleklerin onun önünde secde etmesini buyurdu. İblis'ten başka her kes Adem'e secde etti. İblis ise gururu ve bencilliği yüzünden bu İlahi fermanı yerine getirmeyi kabul etmedi bu yüzden de Allahü Teala İblisi cezalandırıp onu kendisinden mahrum etti.

Adem ve eşi Havva yaratıldıktan sonra Cennet'e girdiler ve Allahu Teala Adem'e şöyle vahyetti: sana verdiğim nimeti unutma çünkü ben seni temiz bir fıtratla, kendi irademle seni üstün ve layık bir mahluk olarak yarattım kendi ruhumdan senin kalıbına üfledim ve meleklere de sana secde etmeye emrettim ve sana geniş bilgimden verdim. Ey Adem İblis'i senin yüzünden kendi bereketimden ve nimetlerimden mahrum bıraktım ve benim emrimi yerine getirmediği zaman onu lanetledim. Ebedi ev cennettir, işte ben  bu sonsuz mekanı senin barındığın yer olarak belirledim.

Taha Suresinin 118'inci ve 119'uncu ayeti kerimelerinde şu konuya değinilmiştir: “Şüphesiz senin için orada aç kalmak, çıplak kalmak yoktur. “Orada ne susuzluk çekersin, ne de güneş altında kalırsın.”

Eğer fermanlarımı yerine getirirsen sonsuza kadar cennette hayatını sürdüreceksin ancak itaatsizlik yaparsan seni bu makamından indirip azaba atacağım. Unutma! Bu Şeytan senin ve eşinin düşmanıdır. Cennetten kovulmak istemiyorsan onun hilelerine karşı dikkatli uyanık ol.

Vahid Allah Adem ve eşi Havva'ya Allah nimetlerinden huzur içerisinde yararlanmasına izin verdi ve onları canlarının çektiği her meyveyi toplamakta serbest bıraktı. Onlardan bütün nimetler arasında bir ağaçtan vaz geçmelerini istedi. Allahü Teala yasak olan meyve ağacına işaret ederek Adem ve Havva'nın zihninde hiçbir şüphe ve  kuşku bırakmamak adına o ağacı belirledi ve tekrar onları bu ağaca yakınlaşmaması için uyararak Bakara Suresi'nin 35'inci ayetine göre şöyle buyurdu: "Ey Adem eşinle birlikte cennette yaşayın ve onun doyurucu nimetlerinden yiyin ve için ancak bu ağaca yaklaşmayın çünkü zalimler zümresine katılmış olursunuz!

Adem ve Havva çok geniş, büyük be güzel bir bağa girdiler. Canları çektiği her şeyden aldılar ve ağaçların arasında gezip dolaşıp gölgelerinde dinlendiler. Bu bağın meyvelerinden yiyip sularından içip lezzet dolu tatları denediler. Saadet pınarından akan sudan alan Adem ve Havva bir birinin yanında mutlu mutlu hayatlarını sürdürüyorlardı. Ancak cennetten kovulmuş ve yeminli düşman olan Şeytan, onların yanına gidip Adem ve Havva'yı kandırarak onların hata yapmalarını sağlayarak cennetten atılmalarına sebep oldu.

Allahu Teala A'raf Suresinin 22'inci ayetine göre onlara şöyle buyurdu:" “Sizin ikinizi bu ağaçtan nehyetmedim mi (yasaklamadım mı)? Ve sizin ikinize, muhakkak ki şeytan apaçık düşmandır.” demedim mi?"

Kuran'daki A'raf Suresinin 23'üncü ayetine göre Adem ve Havva hemen yaptıkları hatanın farkına varıp telafi etmeye çalışarak şöyle dediler:" “Rabbimiz, biz nefislerimize zulmettik, şâyet Sen bize mağfiret ve rahmet etmezsen, biz mutlaka hüsrana uğrayanlardan oluruz.”

 Allah, şöyle dedi: “Birbirinize düşman olarak hepiniz oradan inin. Eğer tarafımdan size bir yol gösterici (kitap) gelir de, kim benim yol göstericime uyarsa artık o, ne (dünyada) sapar ne de (ahirette) sıkıntı çeker.”

Adem ve Havva'nın hayat öyküsünde düşündürücü nokta ise bu ikilinin hüzünde sevinçte ve her zaman bir birinin yanında kalmasıdır. Bu olayların hepsi onların ikisinin de başına geldi. İşte bu Kuran'daki kadın ve erkeğe olan adil bakışın bir örneğidir. Kuran-ı Kerim'de birçok ayette kadın ve erkek kemale ve faziletlere doğru yol kat etmeye eşit bir şekilde davet ediliyordur. Böylece ikisi de eşit derecede muhatap alınıyor. Ahzab Suresinin 35'inci  ayeti kerimesinde ise şöyle buyruluyor:" Şüphesiz müslüman erkeklerle müslüman kadınlar, mü’min erkeklerle mü’min kadınlar, itaatkâr erkeklerle itaatkâr kadınlar, doğru erkeklerle doğru kadınlar, sabreden erkeklerle sabreden kadınlar, Allah’a derinden saygı duyan erkekler, Allah’a derinden saygı duyan kadınlar, sadaka veren erkeklerle sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkeklerle oruç tutan kadınlar, namuslarını koruyan erkeklerle namuslarını koruyan kadınlar, Allah’ı çokça anan erkeklerle çokça anan kadınlar var ya, işte onlar için Allah bağışlanma ve büyük bir mükâfat hazırlamıştır."

Kurani Kerim açısından kadın ve erkek, akıl, şuur ve idrake sahiptir ve ibadet sayesinde de ilahi kemale erişebilirler. Kur'an, kadının fıtratını erkeğin fıtratından ayrı bilen  birçok felsefi akım ve dinin aksine kadın ve erkeğin mahiyetini aynı bilir ve Nisa suresinin ilk ayetinde şöyle buyuruyor:" Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan da eşini yaratan; ikisinden birçok erkek ve kadın (meydana getirip) yayan Rabbinize karşı gelmekten sakının……"

Hz. Havva as. Hz. Adem as.'ın huzurunun sebebi idi. Bazı rivayetlere göre Allahu Teala Adem'i cennete yerleştirdiği zaman Ademin yareni ve sırdaşı yoktu. Bu yüzden de mutsuz ve kederli idi. Bundan dolayı Allahu Teala ona yakın bir dost olacak bir eşi hediye etti.

Ayetullah Cevadi Amuli'nin yazmış olduğu "Celal ve Cemal Aynasında Kadın" adlı kitabında şu cümlelere yer vermiştir:" İmam Sadık as. Zurare bin A'yen'e şöyle buyurdular: " Allahü Teala Hz. Adem'i yarattıktan sonra Hz. Havva'yı da yaratıcı bir şekilde yarattı… Adem Havva'nın yaratılmasından haberdar olduktan sonra Allahu Teala'ya şöyle sordu:" Yakınlığı ve bakışı bana huzur veren bu varlık kimdir?" Allahü Teala şöyle buyurdu:" Bu Havva'dır. Yanında olmasını, seninle konuşmasını ve sana uymasını böylece sana huzur vermesini ister misin? " Adem şöyle cevap verdi: Evet! Allah'ım hayatta olduğum sürece sana şükredeceğim. " Bundan sonra Allah şöyle buyurdu: " Benden onunla evlenmeyi iste. Çünkü senin cinsel ihtiyacını da giderecektir. " Böylece Allahü Teala cinsel isteği de ona hediye etti…..

Sonra Adem şöyle dedi: Ben onunla evlenmek istiyorum. Rızan var mı Allahım? " Allah ise şöyle buyurdu: "Benim rızam, dinimin mealimlerini ona öğretmendedir….

Kadın ve erkeğin birbirlerine yakınlaşıp huzur sayesinde yan yana gelmeleri Allah'ın kadın ve erkek arasında var ettiği meveddeti ve rahmetinden kaynaklanır….

Gerçekte Adem ve Havva'nın yaratılış hikayesindeki önemli nokta da aile kurumunun kurulmasıdır. Adem'in Havva'ya yakınlaşması ve bakışması ona huzur verdi ve Allahü Teala da buna esasen bu ikili arasındaki ilişkinin kurulmasını hazırladı. Bu insani sevgi cinsel isteğin ortaya çıkmasından önce olduğu dikkat çekicidir. İşte buradan evlenme ve aile kurma gerçeği kutsallık kazandı.

Maalesef Batıda kadının mahiyetinden ve kimliğinden göstermeye çalışılan boyutlar, onun maddi ve görünüşteki özellikleridir. Halbuki İslam kadını onun insani hüviyetinin tamamı ile resmen tanımakta ve onu aile ocağının merkezinde erkeğin yanında göstermektedir. Bu yüzden İslam, aileyi kadın ve erkeğin huzuru için olmazsa olmaz bir gerçek olarak addediyor. Allahü Teala Rum Suresinin 21'inci ayetinde şöyle buyurmaktadır:" Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır.