Mayıs 10, 2019 15:59 Europe/Istanbul
  • Kurani Kadınlar-18

Bu bölümde geçen sohbetlerimizde değindiğimiz kadınları bir kez daha gözden geçirmeye çalışıp bir başka örnek kadın olan Peygamber Efendimizin kızı Hz. Fatıma sa ile ilgili konuşacağız.

Kuran-ı Kerim'de geçmişteki eserlerin okunması ve üzerlerinde fikir yürütülmesi tavsiye edilmiş hatta geçmişteki şahsiyetler örnek gösterilerek her birini belirgin boyutları da tanıtılmıştır. Kurani Kadınlar adlı bu programımızın geçmiş bölümlerinde Kuran'da örnek gösterilen kadınların bir kaçı ile tanışıp her defasında iyi ve kötü özelliklerini ele aldık.

Meryem sa, iffeti, takvası ve ruhaniliği ile tanıtılan bir kadındı. Seba kraliçesi Belkıs akıllılığı ve tedbirli olması ile tanıtıldı. Hz. Musa as'ın etrafındaki kadınların etkin rolleri ile ilgili konuştuk. Sare'nin eşinin yanında cesareti ile kalmasını ve Hacer'in de İlahi meşiyete karşı nasıl sabırlı ve dayanıklı bir duruş sergilediğini gördük. Böylece kadınların da faziletlere sahip olmasında ve iman ve marifet ışığında nasıl etkin roller üstlendiğini de görmüş oldu.

Bugün öyle bir kadın ile ilgili konuşmak istiyoruz ki büyüklüğü ve azameti, tüm belirgin ve vasıflara sahip olmasından kaynaklanıyor. Başka bir deyiş ile, bu kadının hayatının tüm boyutları, ilahi ve takdire şayandır. Tabii bu büyük kadının isminin Kuranı Kerim'de açıkça belirtilmemesine rağmen ancak çoğu Müslüman yorumcular ve alimler, Kuranı Kerim'deki bazı ayetlerinin indirilme sebebini bu değerli kadına atfetmişlerdir.

Bu kadın kısa süreli ve sınırlı ömre sahip olmasına karşın ancak hayatının tarihi öyle gelişti ki üzerinde düşünüldüğü zaman her defasında yeni noktalar göze çarpmaktadır. Bu değerli kadın Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed saa'ın kızı Hz. Fatıma sa'dır.

Hz. Muhammed saa ve Hatice sa iki örnek insandı. Hatice İslam'ın kurtarıcı sesini yaymak ve Allah'a tapmayı terviç etmek için her türlü fedakarlık yapan bir kadındı. O, Peymgamber Efendimiz'in kutsal hedefinin gerçekleşmesi için servetinden, dostlarından ve akrabalarından vaz geçip özveri ile Hz. Muhammed saa'ın yardımına koştu. Bu kutsal evlenmenin sonucunda Abdullah ve Kasım adlı iki oğlan ve Zeynep, Ümmü Gülsüm, Rukıye ve Fatıma adlı dört kızdı.

Ancak Peygamber Efendimiz'in oğulları art arda vefat ettiler. Onların vefatı, Peygamber Efendimiz ve Hatice'yi ne denli üzdüyse düşmanları da o denli sevindirdi. İslam düşmanları Peygamber Efendimiz'in soyunun bittiğini zannettiler.

Biset'in ardından Allah Resulü kırk günlük ibadetin ardından Hatice'nin yanına gidip Cebrail'in, onun pak ve mübarek soyunu devam ettirecek, Allah'ın yer üstündeki kesintisiz halifeleri ve imamları yetiştirecek bir kıza sahip olacaklarını müjdelediğini söyledi. Hz. Hatice, Fatıma sa'ya gebe olduğu zaman ilk başlardan itibaren onunla ciddi duygusal bağ kurdu. Bir gün Allah Resulü odaya girdiğine Hatice sa'nın biri ile konuştuğunu duydu. Ona şöyle sordu:" Ey Hatice! Kiminle konuşuyorsun? Hatice şöyle cevapladı:" Karnımdaki çocukla konuşuyorum. Güzel bir duygusal bağ kurdum. O, bana huzur veriyor."

Günler geçti ve bu mübarek kızın doğum zamanı yaklaştı. Bu dönemde Mekke'de kadınların hiçbiri bu çocuğu doğurmasına yardımcı olma sorumluluğunu üstlenmedi. Hatice çok üzgün ve kederli idi. Birden bire Haşimi kadınlara benzeyen dört uzun boylu esmer kadın içeri girdiler. Hatice onları görünce paniğe kapıldı. Onların biri şöyle dedi:" Ey Hatice! Üzülme. Biz Allahu Teala tarafından gönderilmişiz. Biz senin kız kardeşleriniz. Ben Sare'yim. Seninle cennette yan yana olacak bu kadın da Asiye Muzahim kızıdır. Öbürü ise Umran'ın kızı Meryem ve öbürü de Musa bin Umran'ın kız kardeşi Külsüm'dür. Allahu Teala bizi kadınların üstlendiği görevlerde sana yardımcı etmek için gönderdi.

Hz. Fatıma'nın doğduğu anda semada meleklerin daha önce eşi benzerini görmediği  parlak bir ışık görüldü. Yardım için gelen kadınlar şöyle dediler:" Hatice, pak, mutahhar ve mübarek çocuğunu kucağına al, Allahu Teala ona ve onun soyuna

 bereket vermiştir."

Peygamber Efendimi'zin kızının dünyaya gelme haberi her yerde duyuldu. Allah Resulü'nün eski düşmanlarından As bin Vâil kendi cahili bakışına dayanarak kızı yüz karası ve zillet olarak sayardı. Bu yüzden Hz. Muhammed saa'i soyu kesik anlamına gelen Ebter olarak adlandırdı.

İşte tam da bu sırada Kevser suresi indirildi. Allahu Teala Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed saa' Kevser suresinde müjdeledi. Kevser suresinin meali şöyle:" Şüphesiz biz sana Kevser’i verdik. Öyleyse Rabbin için namaz kıl, kurban kes.

Doğrusu adı sanı ortadan kalkacak olan, sana kin tutan kimsedir."

Gerçekte Allahu Teala bu sureyi Peygamber Efendimiz'e indirerek, hem Hz. Muhammed saa'i teselli etmek hem de bir konuya açıklık getirmek istedi. Bunun için şöyle buyurdular:"İnna Atanynakel Kevser" Biz sana bol hayır ve bereket verdik. Azametli, bol ve artan bir gerçek. "

İslam zuhur etmeden önce, tarih hep erkeklere özel bir konu idi. Kadınları hayatı ise hep erkeklerin gölgesinde kalırdı. Böylece kadınların fikri olarak kendilerini topluma sunacağı bir ortam da mevcut değildi. Ailede erkek ve oğlanın olması aile ocağının değerini arttırdığına inanılırdı. Erkek, kadına depolanmış ve gizli enerjisini kullanmaya müsaade etmiyordu. Böyle bir dönemde kadının ailede ve toplumda tamamen bir kenara itilmiş ve erkeklerin gölgesi altında kalmıştı. Kadınlar da bu konudan etkilenerek bağımsız bir insan olarak görmüyorlardı.

İslam dinin zuhur etmesi ve Hz. Fatıma sa'nın toplumda ve ailede üstlendiği rollerden sonra ise bu denklem bozulmuş oldu. Fatıma sa, çocukluğundan beri cahiliye dönemi düşüncelerini reddederek, her daim Peygamber Efendimiz'in yanında yer alıp zor ve dayanılmaz durumlarda risalet görevinin yapılmasında da babasına yardımcı oldu.

Hz. Fatıma sa, kadın ve erkeğin her birinin kendine özgü görevlere sahip olduklarını göstermiş oldu. Bilindiği üzere Erkek ve kadın, kişilikleri ve gelişim ve yetişmeleri süreçleri itibari ile farklılıklar taşıyorlar. Bu özellikler insani fıtratın bir parçası sayılıp erkeğin kadına göre daha üstün olduğu anlamına gelmemektedir. Çünkü insanların fazileti, onların akli, ruhsal özelliklerinde olup cinsiyetleri ile alakası yoktur. Hz. Fatıma sa, ise kısa bir ömür sürmelerine rağmen bu gerçeği iyice anlamışlardı.

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamenei, Kevser Suresinin yorumu hakkında şöyle buyurmaktalar:" Kınayan düşmanların zannının aksine, bu bereketli kız ve af sahibi vücut, başka hiçbir azametli ve tanınmış evlattan görülmemiş şekilde Peygamber Efendimiz'in maarifi, mektebi, hatırı ve adının kalıcılaşmasına neden oldu. İlk olarak onun soyundan İslami maarifi insanlara sunan 11 İmam ve 11 parlak güneş geldi. Bunlar İslam'ı canlandırdılar, Kuran'a açıklık getirdiler, maarifi yaydılar, İslam'ı çarptırılmalardan uzaklaştırdılar ve suiistimallerin önünü kestiler. Bu 11 İmamdan biri de Hüseyin bir Ali as'dır. Peygamber Efendimiz onun ile ilgili şöyle buyurmuşlardır:" Ben Hüseyin'denim, Hüseyin kurtulma gemisi ve hidayet ışığıdır." İslam tarihinde bu şahsiyetteki, şehadetindeki ve o ayaklanmasındaki bereketler ve etkilere baktığımızda onun Fatıma sa'ın değerli eserlerindendir. Bu büyük kadından geriye kalan bir başka parlayan güneş de İmam Bakır as'dır. Bir başka önemli şahsiyet de İmam Sadık as'dır. İslami maarif ona borçludur. Sadece Şii aleminin maarifi değil Sünnet aleminin maarifleri de doğrudan veya dolaylı bir şekilde onun biliminden yararlanmıştır. İşte bu, günden güne artan Kevser, Peybamber'in büyük soyunu, İslam'ın tüm alanına yaydı ve bugün de İslam dünyasında binlerce, hatta on binlerce aile ve hanedan da bu mübarek soydan gelmektedir. Böylece dünyada binlerce hidayet meşalesi, dünyada o mektebin ve o kutsal varlığın manevi bekası sayılırlar. Bu Kevser, Hz. Fatıma sa'dır. Allah'ın selamı onun üzerine olsun, tüm peygamberler, evliya, melekler ve yaratılanların selamı kıyamet gününe kadar onun üzerine olsun. "

Allahu Teala Kuranı Kerim'de Kevser Suresini Hz. Fatıma sa'ı hakkında indirerek, dünyalılar için seçkin bir örnek göstermiş oldu. Böylece Fatıma sa, sonsuz bir hibe olarak Peygamber Efendimiz'in faziletleri ve ahlaki vasıflarının varisi oldu. Kevser suresinde Allah'ın bahşettiği bu sonsuz Kevser'den dolayı şükretmesi emredildi. Allahu Teala'nın bu mesajı bir yandan da kadınları, aşağılanmaktan, hurafelerden ve çarpıklıklardan kurtarıp ona kişilik ve keramet kazandırdı. Hz. Fatıma'nın bu dereceye varması sayesinde Allah Resulünün Ehli Beyti de değerli bir inci gibi halk tarafından hürmet görüp hidayet ve saadet kılavuzu sayılmaktadır.