Mayıs 10, 2019 15:34 Europe/Istanbul

Hz. İsa as, Hz. Meryem'in oğlu olup büyük ilahi peygamberlerdendir.

Hz. İsa başka ilahi peygamberler gibi insanları saadete ve iflaha yönlendirmek için gönderilmiştir. Kuranı Kerim'de de Hz. İsa'nın kutsallığı ve büyüklüğünden söz edilip değerli annesi Hz. Meryem de övülüp hayret ve ibret verici hayat hikayesi anlatılmıştır.

Geçen bölümde Hz. Meryem'in hayatını gözden geçirdiğimizde bu yüce kadının hayatını Allah'a tapmak ve yakarmak ile geçirdiğini söylemiştir. Hz. Meryem sa yaşamın bütün dış görünüşünden vaz geçip hakka yönelerek Hz. İsa gibi ilahi bir rahmetin gelmesine zemin hazırlamış oldu. Bu çekici ve ibret verici hikayeyi Kuranı Kerim'in Meryem suresindeki 16 ila 21'inci ayetinden dinleyelim.

Meryem Suresinin 16 ila 21'inci ayetlerinde şöyle buyrulmuştur: (Ey Muhammed!) Kitap’ta (Kur’an’da) Meryem’i de an. Hani ailesinden ayrılarak doğu tarafında bir yere çekilmiş ve (kendini onlardan uzak tutmak için) onlarla arasında bir perde germişti. Biz, ona Cebrail’i göndermiştik de ona tam bir insan şeklinde görünmüştü. Meryem, “Senden, Rahmân’a sığınırım. Eğer Allah’tan çekinen biri isen (bana kötülük etme)” dedi.

Cebrail, “Ben ancak Rabbinin elçisiyim. Sana tertemiz bir çocuk bağışlamak için gönderildim” dedi. Meryem, “Bana hiçbir insan dokunmadığı ve iffetsiz bir kadın olmadığım hâlde, benim nasıl çocuğum olabilir?” dedi.

Cebrail, “Evet, öyle. Rabbin diyor ki: O benim için çok kolaydır. Onu insanlara bir mucize, katımızdan bir rahmet kılmak için böyle takdir ettik. Bu, zaten (ezelde) hükme bağlanmış bir iştir” dedi.

Meryem bunları duyunca Allah'ın emrinin gerçekleşmesi için kendini temelsiz ve baskıcı ithamlara hazırlaması gerektiğini anladı. Bu yüzden sabır ve direnme zeminini hazırlamak sureti ile yalancılar ve küfürcülerin bıktırıcı baskıları karşısında azimli ve güçlü bir direniş göstermeye karar verdi. Meryem sa, Allah'ın vahiylerine layık görüldüğü ve gelecekte ilahi bir peygamberin annesi olup onu yetiştirmeye seçildiği için memnundu. Hz. Meryem toplumunun ve kavminin kötü özellikleri ve huylarından haberdar olduğu için uzak bir mekanda ikamet etmeyi seçti.

Artık Hz. Meryem hamileliğinin son ayına ayak basmışken sancılanmaya başlayıp yanıcı güneş altında sıcak bir çölün ortasında bulunan kuru bir hurma ağacının altına sığınıp Kuranı Kerim'deki Meryem Suresinin 22 ila 26'ıncı ayetine göre şöyle mırıldanmaya başladı:" Allah'ım kıyma bana! Benim soyum pak ve takvalı insanlardı. Bana ithamlardan ve dedikodulardan kurtulmam için  yardım eti. Beni sabırlı olmakta destekle Allah'ım"

Meryem şu cümleleri sancıdan kıvrandığı halde mırıldandığı zaman, içini rahatlatan bir meleğin sesi şöyle dedi:" “mahzun olma (üzülme)” “Rabbin, senin alt yanından bir su yolu kıldı (oluşturdu).”

Meryem şaşırmış bir durumda iken başka bir nida geldi:" hurma ağacının gövdesini üzerine silkele. Taze hurmalar senin üzerine düşsün, (orada) toplansın."

Artık ye ve iç, gözün aydın olsun! Bundan sonra eğer beşerden bir kimseyi görürsen, o zaman (ona şöyle) söyle: “Muhakkak ki ben, Rahmân’a (konuşmama) orucu nezrettim (adadım). Bu sebeple bugün bir insanla asla konuşmayacağım.”

Meryem bunları duyunca önce şaşırmıştı ancak hamileliğinin de Allah'ın emri ile olağanüstü bir halde gerçekleştiğini hatırlayınca huzura kavuştu. Daha sonra yeni doğan bebeğini eline alıp kavmine doğru yola koyuldu.

Meryem yüreğindeki huzur ve dik duruşu ile kavminin arasına gidip karşılarında durdu. Kuranı Kerim'deki Meryem suresinin 27 ila 34'üncü ayetlerinde bu konu ile ilgili şöyle buyrulmuştur: Meryem Kucağında çocuğu ile halkının yanına geldi. Onlar şöyle dediler: “Ey Meryem! Çok çirkin bir şey yaptın!”

“Ey Hârûn’un kız kardeşi! Senin baban kötü bir kimse değildi. Annen de iffetsiz değildi.”

Bunun üzerine (Meryem, çocukla konuşun diye) ona işaret etti. “Beşikteki bir bebekle nasıl konuşuruz?” dediler.

Bebek şöyle konuştu: “Şüphesiz ben Allah’ın kuluyum. Bana kitabı (İncil’i) verdi ve beni bir peygamber yaptı.”

“Nerede olursam olayım beni kutlu ve erdemli kıldı ve bana yaşadığım sürece namazı ve zekâtı emretti.”

“Beni anama saygılı kıldı. Beni azgın bir zorba kılmadı.”

“Doğduğum gün, öleceğim gün ve diriltileceğim gün bana selâm (esenlik verilmiştir).”

Hakkında şüpheye düştükleri hak söze göre Meryem oğlu İsa işte budur.

Hz. Meryem sa içinde yaşadığı  topluluğu Allah'ın isteğinden haberdar edip kendinin de iffetli ve pak olduğunu ispatladıktan sonra İsa as ile birlikte uzak bir diyara yolculuk yapıp kutsanmış çocuğunu risalet ve tebliğ için yetiştirmeye başladı. Muminun suresinin 50'inci ayetinde bu hususta şöyle buyrulmuştur:" Meryem oğlu İsa’yı ve annesini büyük bir mucize kıldık ve her ikisini de oturmaya elverişli, akarsulu yüksek bir yere yerleştirdik."

Hz. Meryem sa takvalı ve mutahhar bir kadın olarak Hz. İsa as'ın şahsiyetinin yetiştirilmesinde büyük bir rol oynadı. Allah'ın büyük peygamberlerinden olan Hz. İsa as tüm ömrünü her şerden uzak Beytülmukaddes'te ibadetle geçiren büyük bir kadının eteğinde yetişti. Allahu Teala kendi ruhunu Hz. Meryem vücuduna üfledi ve böylece Hz. İsa as temiz fıtratlı bir kadın aracılığı ile doğmuş oldu.

Meryem sa takvalı ve dayanıklı bir kadın örneği idi. Meryem sa bir kadın için önemli olan şeyin sorumluluk üstlenmek ve etkin ve yapıcı varlık göstermek olduğunu gözler önüne serdi.

Sadece kadınların özgür olması sloganını haykırmak bu kesimin sorunlarını çözmez, kişiliklerine emin olma, güvenlik ve kemal duygusu kazandıramaz. Günümüzde özgürlük ve insan hakları kisvesi altında diğerlerinin oyuncağı haline gelmesi bu kesimi insanlıktan ve gerçek şahsiyetinden uzaklaştırmaktadır. Kurani örnekler ise ister kadın ister erkek olsun bir insanın gelişme yönünde adım atması gerektiğini, imanlı, iffetli ve insan olması gerektiğini vurgulamaktadır.

Meryem sa sorumluluğu ve kararlılığı ile toplumu zulüm ve sapkınlıktan ve çarpıklıktan kurtarma gibi önemli dini görevini   yerine getirdi. İşte Meryem sa'ın Kuran'ı Kerim ayetlerindeki özel yeri de bu şahsiyetin zühtlü, iffetli, sabırlı ve Allah'ın meşiyeti karşısındaki teslimiyetinden kaynaklanmaktadır. Bir kadın böyle özellikleri kendinde geliştirirse kendisini kemale ulaştırmasının yanı sıra büyük ve yetenekli çocuklar insanlık alemine hazırlayacaktır. Bundan dolayı kadınların, şefkatli Allah ile irtibat kurup maneviyatın oluşturulması ile ilahi vasıflara sahip olmaya çalışmaları şart. Peygamberlerin yaptığı gibi bu kesimin  büyük, erdemli ve tarihe yön veren kişiler yetiştirmeleri lazım.