Mayıs 10, 2019 15:46 Europe/Istanbul

Bu bölümde Hz. Musa'nın hayatında bir diğer etkili kadınlardan olup onun eşi Hz. Şuayb'ın kızı Safura ile ilgili konuşacağız.

Hz. Musa as büyüdükten sonra güçlü ve sağlam bir genç oldu. Bir gün aniden imdat diye bağıran bir ses duydu. Sese yakınlaşıp Firavun'un sarayına bağlı askerlerin avare bir insana kaba davrandığını gördü. Musa zulmedilen insana yardımcı olmak için zalim insan ile kavgaya tutuşup bir yumruk indirdi. O adam bu darbe sonucunda helak oldu. Bunun ardından Musa'nın başından başka olaylar da geçti. Bunların birinde şehrin en uzak noktasından bir adamın Musa'nın yanına gelip ona kavmin önde gelenlerinin onu öldürmek konusunda birbirlerine danıştıklarını söylemesine değinmek mümkün. O adam daha sonra Hz. Musa'nın hemen kaçmasını istedi. Her an bir olayın çıkmasını bekleyen Musa kaygılı ve korkmuş bir şekilde Mısır'ı terk edip Suudi Arabistan'ın Kuzeybatısında bulunan Medyen bölgesine doğru yola koyuldu.

Hz. Musa şehrin karanlığını ve etrafındaki manzaraları görünce iyimserlik içerisinde Allah'ın fazlına umutlu oldu. Bunun ardından orada kendine güvenli bir yaşam hazırladı. Kuranı Kerim'de Kasas suresinin 22'inci ayetinde bu hususta şöyle buyurulmaktadır:" Mûsâ Medyen’e doğru yöneldiğinde, "Umarım rabbim bana doğru yolu buldurur" dedi."

Musa as şehrin etrafında koyunlarını yaymakta olan birkaç çobanın su kuyuları ve pınarların etrafında toplandığını iki kız çobanının da uzakta durup su kaynaklarının etrafının tenhalaşmasını bekliyordu. Musa iki kızın yanına gidip kısa bir konuşma yaparak o iki kızın Şuayb'ın kızları olduğunu anladı. Bu kızlar başka çobanların ilgisizliğinden dolayı veya kendi iffetlerinden dolayı erkek çobanlarının işlerini bitirmesini beklemek zorunda kaldı.

Hz. Musa bu iki kızın hikayesini duyunca onların koyun sürülerini suyun kenarına götürüp onlara erkeklerden korkmadan koyunlarını sulamalarına yardımcı oldu.

Sürülen sulandıktan sonra kızlar memnun bir şekilde evlerine dönüp Musa da bir ağacın gölgesinde dinlenmeye başladı.

Kuranı Kerim'deki Kasas suresinin 23'üncü ve 24'üncü ayetlerinde bu hikaye şöyle anlatılmıştır: Medyen suyuna vardığında orada hayvanlarını sulayan bir grup insanla karşılaştı. Onların biraz ötesinde de (hayvanlarının suya gelmesini) engelleyen iki kadın gördü. Onlara, "meseleniz nedir?" diye sordu. "Çobanlar sulayıp çekilmeden biz (hayvanlarımızı) sulayamayız; babamız da çok yaşlıdır" dediler."

Bunun üzerine Mûsâ, onların hayvanlarını sulayıverdi. Sonra gölgeye çekilip, "Ey rabbim! Bana lutfedeceğin her türlü hayra muhtacım!" diye niyazda bulundu."

Şuayb kızlarını görünce ne oldu da erken döndünüz? diye sordu. Kuyu başında salih bir adam bize yardımcı olup koyunlarımızı suladı. diye cevapladılar. Şuayb bunu duyunca kızlarının birinden Musa'nın yanına gidip onu eve getirmesini istedi. Allahu Teala bu Kasas suresinin 25'inci ayetinde şöyle buyurmuştur:" Bu esnada kızlardan biri utangaç bir eda ile yürüyerek yanına geldi; "Bizim yerimize (hayvanlarımızı) sulamanın karşılığını ödemek üzere babam seni çağırıyor" dedi. Mûsâ, babalarının yanına gelip de ona başından geçenleri anlatınca, "Korkma, zalimler güruhundan kurtuldun" dedi."

Bu esnada Şuayb'ın kızlarından biri Safura şöyle dedi:" Baba! Bu adamı çalıştır. Çünkü o bu iş için seçebileceğin en uygun insandır. Çünkü o emin ve yetenekli bir insandır.

Şuayb Musa'ya şöyle dedi:" Kızlarımın birini seninle evlendirmek istiyorum. Bunun için bir şartım var. Senin burada benim için sekiz yıl çalışman gerekir. Tabii bu süreyi on yıla kadar yükseltirsen bu da senin iyiliğin sayılır. Ben seni sıkmak ve zorlamak gibi bir niyetim yok. "

Musa as bunu duyunca manevi ve sade bir ortamda Şuayb as'ın damadı olmayı kabul edip böylece vefalı bir eşe sahip olmasının yanı sıra Şuayb'ın ilahi katındaki feyizlerinden ve mektebinden yararlandı. Safura da Musa'nın bi'seti için Mısır'a geri döndüğü zaman onu yalnız bırakmayıp onun yanında yer alarak en zor anlarda bile ona destek oldu. Böylece Safura örnek bir kadın olduğunu ispatlamış oldu.

Bu hikaye kadının evin dışında iffet ve hicap sınırlarını aşmadan etkili varlığını ortaya koyuyor. Düşünürler ve Psikologlara göre tarih boyunca kadınlar fıtri bir esinlenme sonucunda kendi makamları ve mevkilerini korumak için kendilerini erkeklerin bakışından uzak tutmaya çalışırlar.

Kadının en doğal özelliklerinden sayılan iffet ve örtünme meselesi alemlerin rabbinin kadınların değerli incilerinin korunması ve erkekler karşısındaki makamları ve konumlarının korumasına yönelik bir tedbirdir.

Kadın ne kadar kibar ve iffetli olup vücudunu başkalarından uzak tutarsa o kadar saygı kazanacaktır. Aslında iffet ve ifaf, kadınların erkeklerin karşısında konumunu ve değerlerini korumak için kullandıkları en önemli yöntemdir.

Kadınların ve erkeklerin birbirlerine karşı nasıl davrandıkları ise büyük bir önem arz ediyor. Sözde ve konuşmada hayalı olmak Allah tarafından özellikle de kadınlara verilen bir talimattır. Kuranı Kerim'deki Ahzab suresinin 32'inci ayetinde bu hususta şöyle buyurulmuştur:" Ey peygamber hanımları! Kendinizi kötülüklerden korumanız şartıyla, siz herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Bu sebeple sözü yumuşatarak söylemeyin, sonra kalbi çürük olan umuda kapılır, sizden beklendiği şekilde konuşun."

Tabii bu ayette peygamberin eşleri özel muhatap olarak seçilmiştir. Ancak bu hükmü tüm Müslüman kadınlara genellemek mümkün. Haya etmek gereği kadınlar mahrem olmayan erkekleri kışkırtmayacak ve heveslendirmeyecek şekilde konuşmaları şart. Bu yüzden fakihler ve dini merciler de kadınların mahrem olmayan erkekler ile konuşması veya yüksek ses ile onları heveslendirmesinin caiz olmadığına vurgu yapmıştır.

Şuayb kızlarının erkeklere mesafeli davranışı ise toplumsal ilişkiler çerçevesinde kızlar ve erkeklerin arasında davranış, bakış, giyiniş ve konuşmanın " haya ve utanma"ya dayalı olması gerektiğini gözler önüne sermektedir.

Nitekim Allahu Teala da Şuayb kızının yürüyüşü ile ilgili onun vakur ve hayalı yürüdüğünü söylemiştir. Kadının yürümesi, konuşması ve giyinmesi her biri özel bir mesaj içeriyor.

Bu hikayeyi örnek alarak genç kızlar karşı cins ile ilişkilerinde karşı tarafa bağlı hissettikleri zaman ise anne ve babalarına konuşmaları gerektiğini böylece aile ve kişilerin deneyimlerinden yararlanarak mantıklı bir girişimde bulunmaları gerektiği dersini çıkarmak mümkün.

Kız ve oğlan bu meseleleri tecrübeli kişiler, aile bireyleri veya danışmanlarına danışırsa birçok gizli ve sağlıksız tehlikeli ilişkilerden uzak kalabilirler.

Karşı taraf ile ilişkilerde bir başka nokta ise  İslami terminolojide " Gadd-al Basar" adı ile bilinen çapkınlıktan sakınmaktır. Kuranı Kerim'in bu hikayesinde kızlar ve oğlanların dik dik bakmaktan, hevesli ve kontrolden çıkmış bakışlardan sakınmaları anlatılmaktadır. Nitekim Hz. Musa as da Şuayb evine giderken Şuayb kızına şöyle dedi:" Ben önden gideceğim siz ise arkadan bana yolu gösterin." Şuayb'ın kızı Safura örnek bir eş olarak haya ve iyi seçimin de örneğidir. Kuranı Kerim ayetlerin birinde bu haya ve utanmaya değinmiştir. Aslında iffet, haya ve utanma özellikle de kadınlar için iman, kemal ve ilahi ruhun gereksinimlerindendir.