Ağustos 13, 2020 17:34 Europe/Istanbul

Bu bölümde heykelciliğin koronavirüs döneminden nasıl etkilendiğini ele alacağı.

Heykelcilik  eşyalara şekil vermek sanatıdır.  Bu çerçevede her boyutta, her malzeme ve teknik heykeltıraşlıkta kullanılabilir.  Bu sanat dalının ürünleri arasında büst, yontu, heykele değinmek mümkün.  Kovid 19 pandemisi sırasında birçok sanat dalının da durgunluk dönemi yaşadığına rağmen heykelcilik sanatının revaç bulduğunu söylemezsek de  heykellerin ilgi odağına yerleştiğini ve haberlerin heykeller etrafında olduğunu söyleyebiliriz. 

Dünya genelinde milyonlarca koronavirüs vakasının tespit edilmesinin ardından  insanlar farklı ülkelerde  kamu alanlarında yer alan heykellerin yüzlerine maske takarak insanları maske takmaya teşvik ettiler.  Bir diğer taraftan da  heykeller şehirlerde ve kamu alanlarında birçok insan tarafından çokça görülen yapıtlar olarak  iyi bir mesaj gönderme aracı sayılırlar.  

Şimdi de koronavirüs pandemisinin  dünyaya yayılması ile  farklı ülkeler  tanınmış ve ün salmış heykelleri ve anıt binaları ve yapıtları yardımı ile  sağlık çalışanları ve kadrolarına teşekkürde bulundurlar.  Bu çerçevede  New York'taki Wall Street caddesindeki Korkusuz Kız ve Brezilya'nın Rio De Janeiro bölgesindeki Kurtarıcı İsa heykeli koronavirüs pandemisi ile ilgili mesajları taşıyan simgeler ve heykellerdi. 

Ancak heykellere maske takılmasına ilaveten    koronavirüs etrafında haberleri araştırdığımızda  bir çok durumda  ve haberde de heykel kelimesi ile karşılaşırız.  İlk bakışta şaşırtıcı olabilir ancak  Amerika ve Avrupa'da ırkçılık ve ayrımcılık karşıtı gösterilerin koronavirüs pandemisi ile aynı dönemde yaşanması ile  sanat eserlerine yönelik de bakışımızı etkilemiştir.  Bu çerçevede koronavirüsten dolayı hayat tarzımızda revizyona gittiğimiz gibi belli ki sanat eserlerine de bakışlar azıcık değişmiştir. 

Bu doğrultudaki haberlerden birinde Philadelphia şehir makamlarının  Christoph Colomb heykelini şehirden kaldırmak istedikleri yazıldı.  CNN'in verdiği habere göre  Philadelphia belediye başkanı Jim Kenny   bir bildiri yayımlayarak   şehirdeki Christoph Colomb heykelinin  kaldırılacağını söyledi. Bu bildirinin bir bölümünde şu ifadelere yer verildi:" Uzmanlar ve tarihçiler  Colomb'un Amerika kıtasına varır varmaz   Kızılderililerin  göçe zorlanması ve katliam edilmelerine yol açtığına dair yeni belgeler tanıtmışlardır.  "   

Bu heykelin kaldırılıp kaldırılmaması etrafında tartışmalar o kadar ilerledi ki  şehir sorumluları heykel etrafında ahşaptan barikatlar yapmak zorunda kaldılar.  Böylece protestocuların bu heykele saldırması engellenmeye çalışıldı. 

Buna ilaveten  bir süre önce de  ırkçılık karşıtı kimi protestocular  Boston şehrindeki parklarında bulunan Christoph Colomb heykelinin başını kopardılar.  Virginia eyaletinde  bulunan Richmond şehrinde de yaklaşık bin kadar gösterici halat ile 2 metrelik Christoph Colomb heykelini indirdiler ve bu heykeli ateşe verip yakındaki göle fırlattılar. 

Belki siz de  Amerika'daki protesto gösterileri sırasında Roosevelt'in heykeline de saldırıldığını ve indirildiğini görmüşsünüz.  Bu Amerika eski başkanının heykeli at üzerinde idi. Bir tarafında yerli Amerikalı öbür tarafında da siyahi biri vardı.  Amerika genelinde ırkçılık ve ayrımcılığa karşı  geniş çaplı gösterilerin George Floyd'un gaddarca öldürülmesinin ardından başlaması ile  çoğu Amerikan vatandaşı, kolonyalizm, ırkçılık ve ayrımcılık sembollerinin kaldırılması ve silinmesini istediler. Bu çerçevede halihazırda da  Ulysses Grant ve Francis Scott gibi benzer kölecilik yapan şahsiyetlere ait semboller de Amerika genelinden toplanmaktadır.

Dünyada gündemin koronavirüs salgını olduğu sırada  kimi haber ajansları da  Avrupa'da bile heykellerin devrildiği haberlerini servis ediyorlardı.   Bu haberlerin birinde   Amerika başkanı Trump'ın eşinin  Slovenya'da  doğum yerindeki ahşap heykelinin ateşe verildiği yazılıyordu.   Hale sitesinin yazdığına göre  bu heykelin yapılmasında rolü olan Berlin'deki Amerikalı bir sanatçı  bu olayın  Amerika bağımsızlık gününe denk gelen 4 Temmuz'da yaşandığını  söylemiştir. Amerika başkanı Trump,  Amerika bağımsızlık günü  dolayısı ile yaptığı konuşmasında  Amerika'da heykellere saldıran ve onları yakanlara sert tepki gösterdiği sırada  bu heykel de Slovenya'da ateşe verildi. 

Trump'ın eşinin ahşaptan heykeli  geçen yıl yapılmıştı. Bu heykel Trump'ın eşinin  2017 yılındaki   kraliçe kıyafetini giydiği sahneyi canlandırıyordu.  Aslında bu heykel tanıtıldığı andan itibaren alay konusu da olmuştu. 

Bugünlerde etkilenen heykellerden biri de İngilizlerin İkinci Dünya Savaşının ardındaki başbakanının heykeli idi. Bu çerçevede  kölecilik ve ırkçılığı protesto edenler  bu heykel üzerine ırkçılık karşıtı sloganlar yazıp onu yıkmaya çalıştılar.   İngiltere hükümeti ise Winston Churchil'in heykeline zarar verilmesini önlemek için Parlamento meydanında bulunan bu heykelin etrafını  metal kutular ile doldurdu.  

 

Aslında Winston Churchil "  İngilizce konuşan insanların tarihi " isimli kitabında  Britanyalıların üstünlüğünün toplumsal Darwinizm'in sonun olduğunu ileri sürmüştür. Winston Churchil, etnik hiyerarşiye inanan, beyaz ırk üstünlüğünü savunan ve siyahilere en az saygı duyan insanlardandı. 

İngiltere'nin Bristol kentinde de  göstericiler  " siyahilerin hayatı önemlidir " sloganı ile  17'inci yüzyılın ünlü köle tüccarı Edward Colston'un hekeylini de devirdiler ve nehre attılar.  Edward Colston'un kölecilik şirketinin  84 bin kadar çocuk ve kadını Afrika'nın Batısından Karaiblere ve Amerika'ya taşıdığı tahmin edilmektedir. 

Bunlara ilaveten   Richtmond şehrinde de göstericiler   Amerika iç savaşı sırasında Amerika'nın Güney Eyaletlerinin komutanlarından biri olan Robert Lee heykeli etrafında toplanıp bu heykeli devirmeye çalıştılar.  Bu askeri komutan  Amerika iç savaşından 5 yıl sonra öldü ve doğduğu bölgede heykelleri yapıldı.  Bu 150 yıllık heykel   aslında köleciliğin kaldırılmasına karşı olan bir isme aitti. 

Siz de sorabilirsiniz. Acaba bu heykellerin devrilmesi veya saldırıya maruz kalmalarının korona pandemisi ile alakası nedir diye.  Cevabınızda şöyle diyebiliriz.   İster istemez koronavirüs sonrası dönemde  yeni istikametlerde adım atmak zorunda kalmışız.   Kovid 19 sözcüğü dağarcıklarımıza eklendiğinden beri fiziksel ve psikolojik sağlığımız yeni koşullar altına girmiştir.  İnsanların  hayatı, değişikliğe uğramıştır.  Öyle ki  insanlar hayatlarını sürdürmek için yeni sorunlar ve sıkıntılar ile karşı karşıya kalmışlar ve hayatlarının tüm boyutları etkilenmiştir. 

Araştırmalar ise bulaşıcı hastalıkların baş göstermesi ile kısa bir süre sonra da tıp ve biyoloji alanında değişikliklerin gerçekleştiğini  insanların hayat kalitesi ve insani medeniyetin düzeyinin arttığını gösteriyor. Koronavirüs sonrası dönemde kuşkusuz  tıp, kültür, iletişim, ekonomi ve sanat alanlarında değişiklikleri de beraberinde getirecektir. 

Tabii ki kültür genel anlamı ile  hızlı bir şekilde değişmeyecek. Kültürel değişiklikler hep  zaman içerisine dağılarak gerçekleşmiş. Ancak  koronavirüs salgınının  farklı açılardan sanat ve kültürü de etkileyeceği kesindir. Tabii bu süreç kademeli olacaktır.  

Harezmi Üniversitesi öğretim üyesi sosyolog Amanullah Karai Mukaddem de birçok uzman gibi koronavirüs sonuçları hakkında maksimalist bir bakışa sahip olup  dünyanın hiçbir zaman artık koronavirüs öncesine dönmeyeceğini düşünüyor.  Başka bir ifade ile  koronavirüs öncesi ve sonrası dönemdeki toplumsal çevreler ve koşullar arasında bir mesafe söz konusu olacaktır.  Biz ise  hayatımızda, değerlerimiz, inançlarımız, normlarımız ve toplumsal etkileşimlerimiz süreçlerinde yeni bir ortam ile karşı karşıya kalırız.   Bu İranlı sosyolog  insanların  artık  geçmişe odaklanmayacaklarını düşünüyor.  Tabii tamamen geçmişi unutmayacaklar ancak daha çok bilim ve geleceğe odaklanacaklar.  Sosyologlara göre  insanlar gelecekte duygusal tanımlama yerine kavramsal tanımlamaya yöneleceklerdir. 

Her halükarda 2020 yılında dünyanın tamamen değişikliğe uğrayacağı ifadesi abartılı bir ifade olmayacaktır. 

Dünya genelinde koronavirüsün yayılmasına ve insani sağlık ve ekonomik durumunun zafiyetlerinin belirlenmesine paralel olarak toplumsal eşitsizlikler ve yapısal ırkçılığın etkileri daha da belirginleşecektir.  Birçokları  ise bu durumu göz önünde bulundurdular. Bu çerçevede " kadınlar ve erkeklerin ücretlerinin eşitliğini savunanlardan ziyade siyahilerin hayatına önem verenlerin toplumsal faaliyetleri arttı.   

İşte böyle fırtınalı bir dönemde toplumsal ve ekonomik baskıların arttığı sırada, sanatın marjinalleştiği ve insani ilişkilerin şeklindeki değişikliklerin gerçekleştiği sırada  büyük şehirlerdeki  sembollerin devrilmesi de önem taşıyor.  Bu çerçevede insanlık birden bire aniden bulduğu fırsatta  resmi olarak cinayetkar ve zorba sayılan  tarihi şahsiyetlerin önüne çıktı.   

Şimdi de insanların koronavirüs pandemisinin neden olduğu enkazın üzerinde daha iyi bir toplum inşa edip etmeyeceği sorusuna daha açık ve net bir cevap arayabiliriz.  Bu soru için ümit verici bir yanıt vardır.  Bu yeni devirde  insanlık bağnazlıktan uzak bir şekilde geçmişini sorgulayacak ve dünyasını  daha iyi hale getirecektir. 

Etiketler