Ekim 24, 2020 17:29 Europe/Istanbul

Bu bölümde bağırsak hastalıkları ile ilgili konuşacağız.

Sindirim sistemi hastalıkları genel olarak besin maddelerinin vücuda alınması, yemeklerin sindirilmesi ve genel olarak da sağlık durumuna doğrudan etki yapabilir.  Sindirim sistemi ağızdan başlanıp makata kadar devam etmektedir. Bu yüzden sindirim sistemi hastalıkları geniş çaplı hastalıkları kapsamaktadır.  Bu nedenden dolayı sindirim sistemi hastalıklarını  sindirim sistemi organlarına göre incelemek yerinde olacaktır. Sohbetimizin devamında bağırsak ile ilgili konuşacağız. 

Bağırsak organı ince ve kalın olmak üzere ikiye ayrılır.  Gerçekte kalın bağırsak  ya da kolon  vücudun ihtiyacı olmayan maddeleri  dışarıya yönlendirmekle görevli kalın bir boru misalidir.  İnce bağırsak ise  mideye bağlı  boru misali  sindirim alanındaki görevlerin büyük bir bölümünü yerine getiren bir organdır.       

Uygun bir öğün yedikten sonra  vücudun  tüm vitamin ve mineral ihtiyaçlarını gidermesi bekleniyor. Ancak malabsorbsiyon sendromu olarak da bilinen  emilim bozukluğu sendromu  vücudun  birçok yenen besin maddesini sindirmesini ve enerjiye dönüştürmesini  engeller.  İşte bu durum bir hastalık sayılır.  

Malabsorbsiyon vücut için önemli ve zaruri saylan bir veya bir kaç besin maddesinin sindirilememesi durumudur.  Lipitler veya yağlar  en çok bu soruna yol açan  maddelerdendir. Ardından proteinler, karbonhidratlar, sodyum ve potasyum gibi  elektrolitler, vitaminler, demir ve kalsiyum gibi mineraller de  sindirimi mümkün olmayan duruma gelen maddelerdendirler.   

Bu sindirim sistemi hastalığı  enfeksiyon ve  kemik kırılması  gibi daha ciddi tehlikeler doğurabilir.   Birçok sorun ve sıkıntı da   ince bağırsağın emilim gücünü  azaltabilir. Bu yüzden  3 günden daha fazla süren ishal ve mide bulunması durumları devam ederse  muhakkak sindirim sistemi uzmanına baş vurmalıyız. 

Malabsorbsiyon sendromu ve emilim hususundaki sorunlarda farklı etkenler söz konusu olabilir.   Sindirim sisteminin performansının düşüklüğü örneğin  safra tuzunun veya pankreasta  ya da bağırsak iç yüzeyi hücrelerinin  yetersiz sindirim sistemi enzimlerinin eksik üretimi de sindirim ve emilim sürecini kötü yönde etkileyebilir.    

Malabsorbsiyon sendromunun  en önemli ortaya çıkış nedenlerinden biri de  kronik pankreatittir. Bu durumda  yemeğin ve besin maddelerinin sindirilmesi özellikle de yağlar ve proteinlerin sindirilmesinden sorumlu  pankreas hormonlarının salınımı azalır.   İltihaplanma ya da Crohn,kısa bağırsak sendromu, enfeksiyonlar, akut bağırsak enfeksiyonu, şerit solucanlar ya da diğer parazit türleri,  lenfatik sistem tıkanıklıkları, kimi özel kalp-damar sorunları, kimi ilaçların alınması, diyabet, hiper ve hipotiroidizm ve karsenoid sendromu, AİDS, biliyer atrezi ve çölyak hastalığı da  malabsorbsiyon sendromu hastalığına yol açabilir.  

İshal,  sulu dışkı, kalın, yağlı ve çok kötü kokulu dışkı, aşırı mide gazı, karın ağrıları özellikle de yemek sonrası sancılar, aşırı yorgunluk, kilo kaybı ve zayıflamak,  A vitamininin emiliminde yaşanan sorunlardan dolayı  niktalopi ya da gece körlüğü,   K vitamini emilim sorunları yüzünden  erken morarma,  Kalsiyum emilimi sorunları yüzünden kemik ağrısı ve adalelerde duyulan ağrı,  benzin atması, anemi, kusma, enfeksiyonlara karşı aşırı kırılgan olma ve adalelerin erimesi de bu hastalığın belirtilerinden sayılır. 

Vücudumuz, vitaminleri, mineral maddeleri ve diğer besleyici maddeleri  sindiremezse  ciddi sorunlar söz konusu olabilir.  Malabsorbsiyon sendromu tedavi edilmezse   enfeksiyonlara, kemik kırılmalarına ve çocuklarda da kilo gelişmesinin engellenmesi gibi sorunlara yol açabilir.  A ve çinko gibi kimi vitaminler ise  bağışıklık sistemi ve gelişim için zaruri maddelerden sayılırlar.   Vücudumuz bu ihtiyaç duyulan maddeleri ve diğer zaruri mineraller ve vitaminleri  sindiremezse    o zaman sağlığımız tehlikeye düşebilir. 

Doktorlar malabsorbsiyon  sendromunun olup olmadığı  hususunda kuşkuya kapılırsa o zaman hastanın beslenme tarzından haberdar olması şart.   Bunun ardından farklı testler ve tahliller yaptırılabilir.   Bu tahlillerden biri de  dışkı tahlilidir.  Bu tahlil malabsorbsiyon sendromunun teşhisi için en güvenilir yöntemdir.  Çünkü   malabsorbsiyon sorunu yaşayanların dışkısında bol miktarda yağ görülmektedir.  

Kan tahlili üzerinden de B12, Vitamin D, folat, demir, kalsiyum, karoten, fosfor, albümin ve protein oranını ölçmek mümkün.  laktoz hidrojen nefes testi de bu hastalığa tanı koymak için önerilen başka bir testtir.  Laktoz içerikli  yemeği aldıktan sonra  verdiği solukta  hidrojen gazı görülürse   laktoz sorunu yaşanmış olabilir. 

Ayrıca yapısal sorunların teşhisi için de  belli tomografik yöntemlere baş vurulabilir.   Örneğin   ince bağırsağın Crohn hastalığı sonucu yan taraflarının  kalınlaşıp kalınlaşmadığını belirlemek için bilgisayar yardımcı tomografi önerilebilir.    Doktor   bağırsağın iç yüzeyinde  anormal hücrelerin olduğu hususunda kuşkuya kapılırsa   kişiden örnek doku alınmasını önerebilir.  Örnek doku alma veya biyopsi ise genellikle de endoskopi aracılığı ile yapılır.  Hastanın ter örneğinin de alınması  sistik fibrozisin teşhisine de yardımcı olabilir.  Bu hastalığın etkilerinden biri de  yemeğin sindirilmesi için gereken  enzimlerin eksilmesidir. 

Malabsorbsiyon sendromu yaşayan hastaların hastalıklarının kontrol edilmesi ve tedavisi ise genel olarak iki etkene bağlıdır. İlk olarak  eksik olarak vücuda alınan maddelerin eksikliklerinin giderilmesi  ve ikinci olarak da  sendromun sebebiyet verdiği etkenin tedavi edilmesi ve ortadan kaldırılmasıdır.   Bu durumda malabsorbsiyona sebebiyet veren etkenin muhakkak bulunması şart. Mesele enfeksiyonsa enfeksiyon önlenmelidir.   

Güvenilir ve sağlıklı borularla taşınan suya sahip olmayan bölgelere yolculuk yapıyorsanız  muhakkak mineral su ve pişirilmiş yemekler tüketin.  Salata gibi yıkanmış ürünler kullanmayın.  Antibiyotik gibi kimi özel ilaçların  alımını en aza indirin.  Bu ilaçlar   sindirim sistemi performansını iyice düşürebilir.   Ayrıca  kabızlık giderici ilaçlar da almayınız. 

kısa bağırsak  sendromu da bir başka yaygın bağırsak hastalığı türüdür. Bu hastalık da  sindirim sürecinde sorunlara yol açabilir.   Kısa bağırsak sendromu yaşayanlar   yeterli düzeyde su, vitamin, mineral madde, yağ, kalori ve diğer besleyici maddeleri vücutlarına alamazlar. İnce bağırsağın  emiliminde sorun yaşadığı gıda maddesinin  türüne göre  sorunlar da farklı şekillerde belirebilir.  

Kısa bağırsak sendromu   genellikle de   ince bağırsaklarının en az yarısı ve kimi zaman da  kalın bağırsaklarının tümü kaldırılan   ya da ince bağırsaklarında hasarlar oluşan kişilerde, bağırsaklarının zayıflaması sonucu ortaya çıkar.   Kısa bağırsak sendromu   ince bağırsağın performansına göre az, orta ve yüksek derecede olan sorunlara yol açabilir. 

Kısa bağırsak sendromunun asıl nedeni   ince bağırsağın bir kısmının  kaldırılması ameliyatlarıdır. Bu operasyon türü  bağırsak hastalıklarının tedavisi için önerilebilir.  Tabii sırf bu operasyon değil diğer hasarlar ve anadan doğma durumlar da kısa bağırsak sendromuna yol açabilir.   Kimi çocuklar ise anadan doğma bir şekilde bu sendromu yaşarlar. Hatta kimi durumlarda  bebekler bağırsaklarının bir kısmı olmadan doğarlar. Çoğu durumlarda ise bebeklerde kısa bağırsak sendromu  nekrotizan enterokolite tedavisi için yapılan ameliyatlardan sonra oluşur. 

Ayrıca kısa bağırsak sendromu kanser cerrahileri veya bağırsağa kanser tedavi yöntemleri yüzünden verilen hasarlar,  Crohn hastalığı, gastroşizis, karın fıtığı, kolonik atrezi,  tansiyon düşüklüğü yüzünden  bağırsak sorunları,  darbe sonucu bağırsak hasarları, bağırsağın bir kısmının diğer kısmına girmesi, mekonyum ileusu, bağırsak düğümlenmesi ve omfaloselden dolayı da yaşanabilir. 

Kısa bağırsak sendromunun temel belirtisi ishaldir.  İshal  vücutta su eksikliğine, kötü beslenmeye ve kilo kaybına yol açabilir.   Bu durumda dışkı daha fazla sıvı ve elektrolit taşır.  Bu durum tedavi edilmezse sorunlar artıp kişinin sağlığı da iyice tehlikeye düşer.   Mide gazlanması, karın ağrısı, yorgunluk, çok kötü kokan dışkı, mide ağrısı,  kusma, fiziksel zafiyet ve laktoza karşı sorunlar da bu hastalığın belirtilerinden sayılır.  Bu çerçevede  kötü beslenme, mide ülseri, böbrek taşı ve ince bağırsakta bakterilerin aşırı çoğalması gibi sorunlar da yaşanabilir. 

Kısa bağırsak sendromu alanında uzmanlaşan doktorlar ise  kişinin sağlık ve ailevi sağlık geçmişine göre, fiziksel muayene, kan tahlili, dışkı tahlili, ince ve kalın bağırsağın radyolojik taramaları,  GI testleri ve bilgisayar yardımlı tomografi üzerinden kesin tanı koymaya çalışırlar.   Kısa bağırsak sendromunun  asıl tedavi yöntemi ise   vücudun eksik olarak aldığı maddelerin karşılanmasıdır.  Bu alanda ağızdan, enjeksiyon aracılığı ile veya doğrudan bağırsaklara bağlanarak besin maddeleri karşılanabilir. Ayrıca vitamin tamamlayıcıları, mineral maddeler de reçete edilebilir. 

Beslenme tarzının özel bir şekilde hazırlanması bu hastalığın tedavisinde çok etkili olabilir.   Kimi ilaçlar da reçete edilip cerrahiye de baş vurulabilir.   Cerrahiden güdülen amaç ise   ince bağırsağın besin maddelerini sindirmek ve emmesindeki kabiliyetlerini arttırmaktır.  Bu çerçevede kısa  bağırsak sorunu yaşayanların yarısı kadarı cerrahiye baş vurmak zorundalar. 

Bağırsak nakli operasyonu da bu hastalara iyi gelebilir.    Bu doğrultuda doktorlar  başka tedavi yöntemlerinden yararlanamayan hastalara bağırsak naklini önerir.  Böylece uzun bir süre enjeksiyon yolu ile beslenen kişilerin de bu yönteme baş vurması  kaçınılmazdır.