Batı Asya gelişmeleri
Bugün yine her hafta olduğu gibi Batı Asya bölgesinin geçen haftaki en önemli gelişmelerini gözden geçireceğiz.
Bültenimizi geçen hafta Batı Asya bölgesinde yaşanan önemli gelişmelerin ana başlıkları ile açıyoruz.
- Yemen’de son gelişmeler,
- Filistin özerk teşkilatının İsrail’le müzakerelere ve güvenlik iş birliğine yeniden başlama hazırlığı,
- Bahreyn Dışişleri Bakanının İsrail ziyareti,
Geçen hafta Batı Asya bölgesinin önemli bazı gelişmeleriydi.
Yemen geçen hafta Suud ittifakının işlediği cinayetleri sürdürmesi, Suud rejimine bağlık vekalet savaşçıları ile BAE’ne bağlı silahlı unsurların arasındaki çatışmaların devam etmesi, ayrıca Yemen ordusu ve halk güçlerinin Mareb eyaletinde Mas üssüne musallat olması gibi önemli gelişmelere sahne oldu.
Yemen milli kurtuluş hükümeti Başbakan danışmanı Hamid Abdulkadir Enter geçen hafta yaptığı açıklamada, Yemen toprakları Batılı devletlerin yasak silahlarının denendiği alana çevrildiğini belirtti. Misket bombaları, biyolojik bombalar, fosfor ve kimyasal ve Napalm bombaları, ayırca sinir gazı ve hardal gazı ve türlü füzeler gibi yasak silahlar, Suud ittifakının son 68 ayda Yemen’e dayattığı savaşta kullandığı bazı silahlardır.
Bundan önce insan hakları örgütleri de S. Arabistan rejimini Yemen milletine karşı misket bombaları kullanmakla suçlamıştı. Bu yasak silahlar genellikle ABD, Britanya, Fransa ve Almanya ülkelerinin yapımıdır.
Yemen milli kurtuluş hükümeti Başbakan danışmanı Hamid Abdulkadir Enter bu bağlamda yaptığı açıklamada şöyle dedi:
Yemen karşıtı kurulan küresel ittifaka bağlı savaş uçakları altı yıldır süren saldırılarında Yemen üzerinde bir milyon kez uçtular. Amerika ve İngiltere’de silah fabrikaları Yemen’de ürettikleri silahları denediler. Bu savaşta uluslararası yasak, ölümcül ve yıkıcı silahlar sivillerin başına boşaltıldı; altyapılar yok edildi, halkın evleri başlarına yıkıldı.
Geçen hafta Suud rejimi ve BAE’ne bağlı silahlı teröristlerin Ebyen eyaletinde birbiriyle çalışmaları sonucunda onlarca kişi öldü veya yaralandı. Ebyen eyaletinin Tel Şeyh Salim ve El Tariyye cephesinde iki taraf arasında hafif ve yarı ağır silahlarla çok şiddetli çatışmalar yaşandı; çatışmalarda iki taraftan onlarca kişi öldü veya yaralandı.
Zengibar kentinin doğusunda yer alan bu iki bölgede yaşanan çatışmaların hakkında açıklama yapan eyaletin güvenlik yetkilileri, Ebyen eyaletinin merkezi Zengibar kentinde Yemen’in istifa eden hükümeti ve Güney geçiş konseyine bağlı silahlı teröristlerin arasında çıkan çatışmalarda en az 50 kişi öldüğünü, 90 kişi de yaralandığını duyurdu.
Geçen hafta Yemen’de yaşanan önemli gelişmelerden biri, ülkenin merkezinde, Mareb eyaletinde stratejik Mas üssünün kurtarılmasıydı. Suud rejimine bağlı işbirlikçi güçler son aylarda ve geçtiğimiz haftalarda Mareb kentine giriş yolunun açılmaması için bu üssü korumak üzere büyük uğraş verdi. Ancak Yemen ordusu ve halk güçleri geçen Cuma günü bu stratejik üssü kurtarmayı başardı.
Mas üssü, Suud ittifakının Yemen’in merkezinde elinde tuttuğu en önemli üssüydü, ancak geçen Cuma günü üssün kontrolünü kaybetti.
Şimdi ise Mas üssünün kurtarılması ile birlikte Mareb kentinin kurtuluşu daha kolay olacağı ifade ediliyor. Mas askeri üssü Yemen’in başkenti Sana’yı Mareb kentine bağlayan önemli bir noktadır. Mareb eyaleti başkent Sana’ya yakın olmaktan başka birçok petrol kaynaklarına da sahip olduğu için büyük önem arz ediyor. Mareb’de büyük petrol ve doğalgaz kaynakları yer alıyor ve ayrıca eyaletin elektrik santrali de vardır. Mareb eyaleti 2014’e kadar Yemen’in diğer eyaletlerine elektrik, petrol ve doğalgaz ihraç ediyordu. Ancak savaşın başlaması ile birlikte bu durumda ciddi aksamalar yaşanmaya başladı.
Geçen hafta Batı Asya bölgesinde yaşanan en önemli gelişmelerden biri, Filistin özerk teşkilatının korsan rejim İsrail’le güvenlik iş birliği ve müzakere yapmaya hazır olduğunu ilan etmesiydi. İlk önce Filistin özerk teşkilatı medeni işler bakanlığı kefili Hüseyin El Şeyh, özerk teşkilatla siyonist rejimin yeniden güvenlik iş birliğine başladığını duyurdu. Bu haberin ardından özerk teşkilat Başbakanı Muhammed Eştiye Tel aviv ile yeniden müzakerelere başlamaya hazır olduklarını açıkladı. Eştiye özerk teşkilatın eli kanlı rejimle müzakere sürecini yeniden başlatma amacı barışı gerçekleştirmek olduğunu iddia etti.
Filistin özerk teşkilatının ihanet kokan bu hareketi Filistinli grupların ve bölge genelinde bazı tarafların tepkileri ile karşılaştı. Filistin halk kurtuluş cephesi liderlerinden Mahir Tahir, Filistin özerk teşkilatı siyonist rejim İsrail’le güvenlik iş birliğine yeniden başlaması ile birlikte gerçek itibarını kaybettiğini belirtti. Tahir şöyle ekledi:
Filistin özerk teşkilatı son dönemde bazı hain Arap liderlerin gaspçı rejim İsrail’le ilişkilerini normalleştirmesini haklı göstererek diğer Arap rejimleri de İsrail’le normalleşmeye teşvik ediyor.
Filistin İslami direniş hareketi Hamas üyelerinden Ahmet Yusuf da Filistin özerk teşkilatının bebek katili İsrail rejimi ile yeniden güvenlik iş birliğine başlamasını eleştirerek şöyle dedi:
Filistin özerk teşkilatı Filistinli grupların arasında uzlaşma sağlanması konusunda ciddi değildir. Filistinli grupların Kahire’de uzlaşmak ve ihtilaflara son vermek üzere müzakere ettiklerin bir sırada Filistin özerk teşkilatının siyonistlerle güvenlik ilişkilerini yeniden başlatması, Filistinliler için adeta şimşek çakmış gibi etkisi oldu.
Bölgesel bazda da Tunus’un eski Cumhurbaşkanı Münsif Marzuki, Filistin özerk teşkilatının siyonist rejimle güvenlik ilişkilerini yeniden başlatmasına gösterdiği tepkide şu ifadeleri kullandı:
Filistin özerk teşkilatı ve Arap dünyasının uzlaşmacı rejimlerinin kullandığı numaralardan biri, kendilerini barış taraftarı gibi göstererek kamuoyunu kandırmaya çalışmaktır. Oysa bunlar barış değil, asıl teslimiyet yolunu tutmuştur.
Geçen hafta Batı Asya bölgesinde yeni büyük talihsizlik sayılan bir başka ihanet içerikli gelişme, Bahreyn’den ilk resmi heyetin Dışişleri Bakanı Abdullatif Ziyani başkanlığında işgal altındaki Filistin’e ilk ziyaretini gerçekleştirmesiydi.
Bahreyn, BAE’nden sonra geçen Eylül ayında siyonist rejimle normalleşme anlaşması imzalayarak diplomatik ilişkilere başlayan ikinci hain Arap rejimi oldu. Anlaşma imzalandıktan yaklaşık bir ay sonra Amerikalı ve İsrailli yetkililerinden oluşan bir heyet ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin ve İsrail iç güvenlik danışmanı Mir ben Şabat eşbaşkanlığında 18 Ekim 2020’de Bahreyn’in başkenti Manama’ya bir ziyaret gerçekleştirdi.
Dışişleri Bakanı Abdullatif Ziyani başkanlığındaki Bahreynli heyetin ziyareti İsrail ile imzaladıkları barış anlaşması çerçevesinde gerçekleşti. Beyaz saraydan bir yetkili, söz konusu ziyaretin amacını Manama ile Tel aviv arasında iktisadi ilişkileri geliştirme şeklinde açıkladı.
Bu arada Bahreyn ve İsrail Dışişleri Bakanları yakın gelecekte karşılıklı büyükelçiliklerini açma üzerinde anlaştı. Yine siyonist rejim Dışişleri Bakanı Gabi Eşkinazi’nin Aralık 2020’de Bahreyn’i ziyaret etmesi kararlaştırıldı.
Aslında iki rejimin ikili ilişkilerini takviye etmekte bu denli aceleci davranmalarının sebebi, normalleşme anlaşmasına öncülük eden ABD Başkanı Donald Trump’ın ikinci kez Başkan seçilmemesinden duyulan kaygıdır.
Buna karşın bu ziyaretin ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun işgal altındaki Filistin’e yaptığı ziyarete denk gelmesi de bu ziyarette normalleşme anlaşmasından başka konuların da tarafların gündeminde olduğunu gösteriyor. Nitekim Bahreyn’i batılılaştırmak ve içini İslami değerlerden boşaltmak ve yine İran karşıtı hedefleri masaya yatırmak, bu ziyaretin amaçları arasında yer alan diğer bazı konulardır.