Mayıs 31, 2016 06:52 Europe/Istanbul

Amerika, amacı yeryüzünde yaşayan en kırılgan mahluklar olarak çocukları korumaya amaçlayan çocuk hakları konvansiyonunu onaylamayan tek ülkedir.

Bu konvansiyon 25 yıl önce Eylül 1990 tarihinde yürürlüğe girdi ve o günden beri 194 ülke BM insan hakları komitesinin belirttiğine göre, dünyada en çok sayıda üyesi olan bu konvansiyona katılmıştır.

Dünyada en çok insan haklarını savunduğunu iddia eden Amerika, çocuk hakları konvansiyonunu imzalamayan tek ülkedir. Uzmanlar bunun için çeşitli nedenleri gündeme getiriyor. Uluslararası af örgütü Amerika senatosu ve Amerikan kamuoyu bu konvansiyon hakkında bazı yanlış yorumları söz konusu olduğunu belirtiyor. Amerika’da hristiyan koalisyon, aile araştırma konseyi ve evde eğitim milli merkezi gibi bazı muhafazakar dini kurumlarından oluşan geniş bir yelpazı uzun süredir bu konvansiyonun Amerika’da onaylanmasına karşı çıkıyor ve BM’nin hazırladığı çocuk hakları konvansiyonu ebeveynin yetkilerini zayıflattığını ve milli ve devlet egemenliğini gerilettiğini ileri sürüyor.

İnsan hakları ve kamu menfaatini gözetlemekten sorumlu olan savcı Roy Muris BM çocukları konvansiyonunun Amerika’da hala onaylanmamış olmasını eleştirdiği açıklamasında, esas mesele, Amerika’da çocukların ciddi sorunlarla karşı karşıya bulunmasından ibaret olduğunu belirtiyor. Muris şöyle diyor:

Amerika bu konvansiyonu imzalamalıdır. En azından BM’ye gidip her halükarda Amerika’da çocuk hakları ihlal edildiğini söyleyebiliriz.

Amerika yönetimi çocuk haklarını savunmak ve korumakta hiç bir şey yapamadığını belirterek şöyle devam ediyor: Elimizden hiç bir şey gelmiyor, hatta bu konuyu federal mahkemeye taşıyamıyoruz. Federal mahkemeler bu konuya karışmaya sıcak bakmıyor. Yasal açıdan ise bizler hala çocuklarımıza kendi malımızmış gibi davranıyoruz.

Muris’in bu sözleri, Amerika’da bir çok çocuk hakları avukatı Başkan Obama’yı 2009 yılında BM çocuk hakları konvansiyonunu imzalama ve çocuk haklarını savunmaya yönelik küresel çağrıya katılma sözünü tutmaması yüzünden sert bir dille eleştirdikleri bir sırada gündeme geliyor. Muris şöyle diyor: eğer Amerika çocuk hakları konvansiyonu gibi BM konvansiyonlarını imzalamazsa, o zaman ahlaki açıdan ağır bir hezimete uğramış olur. BM konvansiyonuna göre çocuklar sağlık ve eğitim hizmetleri, yaşam hakkı, kimlik hakkı ve tacizlere karşı korunma hakkı gibi haklara sahiptir. Çocuklar ayrıca askeri çatışmalardan korunmalı ve köle veya fahişe gibi satılmaları veya cinsel istismara maruz kalmaları engellenmelidir.

Uluslararası yasalara göre 18 yaşın altındaki çocuklar ve ergenler kendilerine özel mahkemelerde yargılanmalı ve cezaları da aynı suçu işleyen yetişkinlere verilen cezalardan farklı olmalıdır. Oysa Amerika’nın 44 eyaletinde cinayet ve organize suçlar gibi durumlarda çocuklarla yetişkinlerle ilgili yasaların arasında hiç bir farklılık yoktur. örneğin Florida eyaletinde çocuklar 14 yaşın üzerinde yetişkinlerle aynı mahkemede yargılanıyor. Bu konuda en şaşırtıcı durum ise Amerika yönetiminin dünyanın bir çok ülkesini çocuklara benzer bir yargı sistemini uyguladığı için eleştirdiği zaman ortaya çıkıyor.

Uluslararası yasalara göre çocuklar ve ergenler özel hapishanelerde tutulmaları ve yaşlarına uygun biçimde davranışlara tabi tutulmaları gerekir. Bu ilke Amerika’da benimsenmiştir, fakat uygulamada bir çok ihlal durumu söz konusudur.

Uluslararası raporlara göre Amerika’da her yıl 250 bin çocuk ve ergen yetişkinlerle aynı şartlar altında yargılanmaktadır. Bu kesimin işlediği suçlar ufak tefek hırsızlıktan cinayete kadar değişmektedir. Yine veriler Amerika’da on bin çocuk yetişkinlerle aynı şartlar altında yargılandığını ve aynı şartlar altında yetişkinlerle aynı hapishanelerde tutulduğunu gösteriyor.

Çocukların çalışma şartları konusunda da Amerika’nın federal iş yasası, bu ülkede işverenlerin 14 yaşın altındaki çocukları tarım dışındaki işlerde çalıştıramayacakları ve 14 ila 16 yaş grubundan çocukların yasal işlerde çalışmaları da yarım mesai şeklinde olması gerektiği belirtiliyor.

Öte yandan Amerika’da yüzbinlerce işçi çocuğun tarlalarda en ağır şartlar altında çalıştırılması da insan hakları çevrelerini derinden kaygılandıran bir konudur. Bu çocuklar günde en az on saat ve hatta daha fazla çalışmak zorunda kalıyor, ayrıca türlü tarım afetleri ile mücadelede kullanılan kimyasal maddelere maruz kaldığı gibi türlü hastalıklara, güneş çarpmasına ve yaralanmalara da maruz kalıyor.

Amerika’da çocukların tütün tarlalarında çalıştırılması normal karşılanan bir durumdur. Ancak bu çocuklar nikotin zehirinden etkilenerek mide bulantısı, ishal ve istifrağ gibi hastalıklardan acı çekiyor. Ve maalesef Amerikan kongresi çocukların tütün tarlalarında çalıştırılmasını yasaklama yönünde hiç bir adım atmıyor.

Amerika’da özellikle 2014 yılında çocuk hakları ile ilgili gündeme gelen ve çok tartışılan bir başka konu ise Amerika’ya illegal bir şekilde giren çocukların ve yine evbeyenleri Amerika’da ikamet süreleri dolduğu için sınırdışı edilen ailelerin çocuklarıyla ilgiliydi. 2014 yılında Amerika’da 11 milyon göçmenin ikamet süresi doldu. Ancak bu insanların çocukları Amerikan vatandaşıydı, fakat anne veya babaları Amerika’dan sınırdışı edilmeleri veya gizlice bu ülkede yaşamlarını sürdürmeleri gerekiyordu.

Amerika yönetiminin göçmenlerin çocukları hakkında yayımladığı raporunda Ekim 2013 ila Haziran 2014 tarihleri arasında Amerika’ya 52 bin çocuk illegal bir şekilde ve aileleri olmaksızın giriş yaptı. Bu rakam Ekim 2012 ila 2013’ün sonları arasında kalan sürede 105 bin olarak açıklandı.

Amerika’da tüm bunlara çocuklara karşı uygulanan şiddet vakalarını ve hükümetin de aile içinde ve dışında çocuklara uygulanan şiddet konusunda hiç bir ciddi tedbir almamasını da eklemek gerekir.

Amerika adalet bakanlığının verilerine göre bu ülkede her yıl yaklaşık 450 bin çocuk evden kaçıyor ve bunların üçte biri sokak çocuğu oluyor ve evden kaçtıktan kısa bir süre sonra kaçakçı çetelerin veya fuhuş yaptıran çetelerin tuzağına düşüyor.

Associated Press’in 18 Aralık 2014’te yayımladığı rapora göre Amerika’da en az 789 çocuk 2008 yılından beri aile içinde şiddet veya kötü bakım yüzünden hayatını kaybetti. Bu çocukların ölüm sebebi genellikle aç bırakılmak, dayak, evde veya araçta yalnız kalmak şeklinde açıklandı.

Amerika’da 2014 yılında çocuk hakları alanında tartışma konusu olan bir başka mesele de 18 yaşın altındaki çocukların yetişkinlerin yargılandığı mahkemelerde yargılanma meselesiydi. Oysa uluslararası yasalara ve kriterlere göre çocukların özel mahkemelerde yargılanması ve yaşına uygun ceza verilmesi gerekiyor.

Amerika’da 2013’ün sonuna kadar 1200 çocuk mahkumun yetişkinlerle yan yana hapiste tutulduğu belirtildi. Unisef bu durumun kaygı verici olduğunu açıkladı. Unisef geçen sene 190 ülkenin çocukları hakkında yayımladığı raporunda çocuklara yönelik şiddetin boyutlarını ortaya koydu.

Unisef’in dünyanın 190 ülkesinde çocukların durumu hakkında yayımladığı raporunda şiddete maruz kalan çocukların yetişkinlikte yoksulluk ve işsizlik sıkıntılarına daha fazla maruz kaldıklarını ve özellikle başkalarına şiddet uyguladıklarını belirtti.

Unisef raporunda dünyada her beş cinayetten birinin kurbanı çocuk olduğunu vurguladı. Raporda ayrıca çocuk cinayetleri en çok Batı Avrupa ve Amerika’da gerçekleştiği vurgulandı.

Silah taşıma serbestisi ve ebeveynlerin silahlarını korumakta sorumsuzluğu, Amerika’da her yıl yüzlerce çocuğun canına mal olan bir konudur. Çocuklara özel tıp dergisinde yayımlanan son verilere göre Amerika’da her gün en az 20 çocuk bir silahın ateşlenmesi yüzünden yaralanarak hastaneye kaldırılıyor. Bu gerçekler aslında Amerika gibi insan hakları savunuculuğu iddiasında bulunan Batılı ülkelerde insan hakları alanındaki iddialarının ne denli mesnetsiz olduğunu açıkça ortaya koyuyor. 015


Etiketler