Nur’a giden yol ( 964 )
Tur suresinin 41 ila 43. ayetleri ve tefsirleriyle sizlerle birlikteyiz.
Tur suresinin 41 ila 43. ayetleri:
أَمْ عِنْدَهُمُ الْغَیْبُ فَهُمْ یَکْتُبُونَ (52:41)
أَمْ یُرِیدُونَ کَیْدًا فَالَّذِینَ کَفَرُوا هُمُ الْمَکِیدُونَ (52:42)
أَمْ لَهُمْ إِلَهٌ غَیْرُ اللَّهِ سُبْحَانَ اللَّهِ عَمَّا یُشْرِکُونَ (52:43)
Yani:
Yoksa gayba ait bilgiler kendi yanlarında da, onlar mı yazıyorlar?
Yahut bir tuzak mı kurmak istiyorlar? Asıl tuzağa düşecek olanlar, inkâr edenlerdir.
Veya onların Allah'tan başka bir tanrısı mı var? Allah, onların ortak koştukları şeylerden uzaktır.
Geçen bölümde yüce Allah İslam Peygamberi’nin -s- muhaliflerini sorgulayarak hangi gerekçelere göre peygamberine bu tür suçlamalarda bulunduklarını sordu. Bu ayetler önceki ayetlerin devamında şöyle buyurmakta:
Acaba muhalifler gayb alemi ile mi irtibatta olduklarını ve ilahi vahiyi doğrudan aldıklarını ve peygamberin onlara getirdiği Allah’ın kelamına ihtiyaç duymadıklarını mı iddia ediyor? Yoksa peygamberi ortadan kaldırmak için komplo kurup plan mı yapıyorlar? Oysa onlar asıl kendileri ilahi iradenin karşısında yenik düşeceklerini ve planlarının zararı kendilerine döneceğini bilmeleri gerekir. Eğer onlar Allah’a ortak koştukları içi boş tanrılara güveniyorsa, bu tanrıların onları Allah’ın gücü karşısında koruyamayacağını bilmelidir.
Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.
1 – Sapkınları doğru yola getirmek üzere uygulanan yöntemlerden biri çeşitli soruları gündeme getirerek onları uyandırmak ve düşünmeye zorlamaktır.
2 – İlahi peygamberlerden ve evliyadan başka kim gayb alemi ile irtibatta oluğunu iddia edecek olursa, iddiasının hiç bir akli ve ilmi dayanağı yoktur ve iddiası tamamen batıldır.
3 – Allah teala mümin ve iradeli insanların hamisidir ve gerektiğinde düşmanların onlara karşı kurduğu komploları boşa çıkarır.
Tur suresinin 44 ila 46. ayetleri:
وَإِنْ یَرَوْا کِسْفًا مِنَ السَّمَاءِ سَاقِطًا یَقُولُوا سَحَابٌ مَرْکُومٌ (52:44)
فَذَرْهُمْ حَتَّى یُلَاقُوا یَوْمَهُمُ الَّذِی فِیهِ یُصْعَقُونَ (52:45)
یَوْمَ لَا یُغْنِی عَنْهُمْ کَیْدُهُمْ شَیْئًا وَلَا هُمْ یُنْصَرُونَ (52:46)
Yani:
Gökten düşen bir kütle görseler "Üst üste yığılmış bulutlardır" derler.
Artık çarpılacakları günlerine kavuşuncaya kadar onları kendi hallerine bırak.
O gün planları kendilerine hiçbir fayda vermez ve yardım da görmezler.
Bu ayetler muhaliflerin ve inkar edenlerin inadının doruk noktasına işaret ederek şöyle buyurmakta:
Eğer ilahi azap gökten taş parçaları şeklinde yağacak olursa bunu da inkar ederler ve gökten düşen bulut parçaları olduğunu ileri sürerler. Onlar sadece manevi hakikatleri inkar etmez, aynı zamanda gözleri ile gördükleri gerçekleri de tahrif ederek Allah tealaya iman etmek istemezler. Dolayısıyla ayetler İslam Peygamberi’ne -s- hitap ederek şöyle devam etmekte:
Sen onları kendi haline bırak. Onları uyandıramazsın. Onlar uyku numarası yapıyor ve her ne kadar çaba harcarsan, onları uyandıramazsın. Onları ancak ölüm uyandırır, ama o zaman da artık uyanmaları onlara faydası olmaz. Üstelik hakkı yenmek ve Allah’ın dinini yok etmek üzere kurdukları komplolar da işlerine yaramaz ve onları kurtaracak kimse olmaz.
Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.
1 – İnat, insanın gönül gözüyle manevi hakikatleri görüp benimsemesi bir yana, başındaki gözünü de maddi gerçeklere görme karşısında kör eder. İnat genelde insanı hakikatleri yanlış yorumlamaya zorlar.
2 – Peygamberlerin irşad ve hidayeti hakikati tanımak isteyenler için geçerlidir ve hak karşısında inat edenleri etkilemez.
3 – Muhalifler hesaplarında helak olacaklarını göz önünde bulundurmaz. Onlar ebediyen yaşayacaklarını ve komplolarını ve planlarını uygulayabileceklerini zanneder. Oysa Allah teala ne zaman irade buyurursa ölüm hepsini sarar ve planları suya düşer.
Tur suresinin 47 ila 49. ayetleri:
وَإِنَّ لِلَّذِینَ ظَلَمُوا عَذَابًا دُونَ ذَلِکَ وَلَکِنَّ أَکْثَرَهُمْ لَا یَعْلَمُونَ (52:47)
وَاصْبِرْ لِحُکْمِ رَبِّکَ فَإِنَّکَ بِأَعْیُنِنَا وَسَبِّحْ بِحَمْدِ رَبِّکَ حِینَ تَقُومُ (52:48)
وَمِنَ اللَّیْلِ فَسَبِّحْهُ وَإِدْبَارَ النُّجُومِ (52:49)
Yani:
Şüphesiz zulmedenlere, ondan başka da azap vardır. Fakat çokları bilmezler.
Rabbinin hükmüne sabret. Çünkü sen gözlerimizin önündesin. Kalktığın zaman da Rabbini hamd ile tesbih et.
Gecenin bir kısmında ve yıldızların batışından sonra da O'nu tesbih et.
Bu ayetler önceki ayetlerin devamında inatçı münkirlere verilecek ilahi ceza hakkında şöyle buyurmakta:
İlahi azap ahirete özgü bir durum değildir ve bu dünyada ve berzah aleminde de geçerlidir. Ancak vahiyden bihaber olanlar bunu bilmez ve kendilerini ıslah ederek ilahi cezadan kurtarmayı düşünmez.
Bu surenin sonunda düşmanların türlü iftiraları ve komploları beyan edildikten sonra Allah teala peygamberine şöyle buyurmakta:
Sana verdiğimiz risalet görevini yerine getirmek için güçlü ol ve sabret, zira biz seni kolluyoruz ve sürekli gözümüzün önündesin ve biz seni kendi haline bırakmadık. Tabi ruhunu takviye etmek için sürekli Allah ile irtibatta ol ve sabah akşam O’na ham ve tesbih et, zira bu amel seni başkalarından bağımsız yaparak ilahi güç ve azametle birleştirir.
Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.
1 – Zalimler şom amellerinin dünya ahiret sonuçlarından bihaberdir, yoksa böyle yapmaz ve zulmetmekten el çekerdi.
2 – Allah’ın dinini korumak için inatçı muhaliflere karşı direnmeli ve sabırla bu yolun zorluklarına katlanmalıyız.
3 – Eğer insan iman etmişse Allah teala O’nun yolunda çaba harcayan ve mücadele edenleri görür ve onlara yardımcı olup sabır gücünü geliştirir.
4 – Allah’a dua ve ibadet etmek ve adını zikretmek, insanın ilahi emirleri yerine getirmek üzere ruhunu güçlendirir.