Ekim 24, 2016 17:17 Europe/Istanbul

Uzmanlar şöyle diyor: Amerika yönetimi 2030 yılına kadar ham petrol ithalatını durdurmakla kalmayacak ve hatta sahip olduğu petrol kaynakları ve en başlarında Shill petrolü gibi maliyeti yüksek petrolü üreterek kendisi büyük bir ham petrol ihraç eden ülkeye dönüşecektir.

Bir zamanlar Suud hanedanının kot pantolon giyen prensi Bender bin Sultan yürüyerek ve gezine gezine beyaz saraya doğru gider ve her türlü diplomatik protokolden bağımsız bir şekilde Amerika Başkanı oğul Bush’u ziyaret ederdi. O günlerde bu ziyaretlerin fotoğrafları da boy boy yayımlanırdır. Fotoğraflarda prensi Bender bin Sultan oğul Bush’la dostane bir görüşmede tam karşısında ve koltuğun üzerinde oturuyor. Ama şimdi her şey bitmek üzere.

Amerikan kongresinde her iki senato ve temsilciler meclislerinde her iki demokrat ve cumhuriyetçi parti üyeleri oybirilği ile mutlak seviyeye yakın bir şekilde terör hamilerine karşı adalet yasa tasarısını Amerikan tarihinde görülmemiş bibr şekilde onayladı ve yine aynı ekip ABD Başkanı Obama’nın vetosunu el ele vererek lağvetti ve böylece Suud rejiminin yargılanmasına ve cezalandırılmasına karar vererek iki stratejik müttefikin tarihi ve onyıllardır böyle süren ilişkilerinin tam ortasında büyük bir bomba patlattı. Bu bomba sadece Suud rejiminin Amerika’daki çıkarlarını hedef almakla kalmadı, aynı zamanda iki eski dostun ayrılık zamanı geldiğinin sinyalini de verdi.

Gerçekte Amerikalı yetkililer bir kaç yıldır bu konuyu düşünmeye başladı ve bu yolda adım adım ve yavaş yavaş ilerlemeye yöneldi. Ancak nedense Suud hanedanı bu durumu benimsemek istemiyor ve Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif’in tabiri ele bu ayrılık yaşanmasın diye her türlü çabayı sarf ediyor, fakat gerçekler değişmiyor.

Gözlemciler 2030 yılına kadar dünyada muhtemelen iki önemli küresel olay yaşanacağını ve bu olayların sonucunda Amerika ile Arabistan ilişkileri değişeceğini belirtiyor. Gözlemcilerin tahminine göre ilkin Çin Amerika’yı sollayarak dünyanın en büyük ekonomisi olacak. Dünyanın en büyük ekonomisi demek, dünyanın en çok petrol tüketen ülkesi demektir, ki bunun anlamı da Amerika’nın şu anda sahip olduğu bu konumunu Çin’e devretmesidir. Nitekim hali hazırda da Çin’in ham petrol ithalatı Amerika’ya kıyasla artmış ve dünyada birinci sıraya yerleşmiştir.

İkinci gelişme ise sohbetimizin başında da belirtildiği üzere, Amerika yönetimi 2030 yılına kadar ham petrol ithalatını durdurmakla kalmayacak ve hatta sahip olduğu petrol kaynakları ve en başlarında Shill petrolü gibi maliyeti yüksek petrolü üreterek kendisi büyük bir ham petrol ihraç eden ülkeye dönüşecektir. Hali hazırda ham petrol dünyanın en bol ve en ucuz ve en önemli yakıtıdır.

Peki bu gelişmelerin sonuçları ne olacak?

Birincisi, Amerika Arabistan’ın ham petrolünden bağımsız olacak.

İkincisi Amerika ve Arabistan ilişkileri dünyanın en büyük ham petrol üreticisi ve en büyük ham petrol tüketicisi konumundan iki üretici ülkenin ilişkisine dönüşecek. Bir başka ifade ile Amerika ve Arabistan bundan sonra birbirinin rakibi olacak.

Üçüncüsü Çin Amerika’nın birinci önceliği olacak ve Amerika yönetiminin ilgisi Ortadoğu ve Fars körfezi bölgesinden Çin’e ve özellikle Güney Çin denizi bölgesine yönelecek.

Ancak Suud rejimi ne yapacak? Suud rejimi bu süreci önlemeye çalışacak. Arabistan bu doğrultuda Amerika gibi petrol üreticilerini devre dışı bırakmak ve belini bükmekm için kendi iradesi ile petrol fiyatlarını düşürdü. Bundan başka Arabistan Amerika ile ikili ilişkilerini korumak ve hatta daha da güçlendirmek için ihtiyacı olmadığı halde yüklü askeri alamlar gerçekleştirmeye başladı.

Öte yandan biraz önce de belirtildiği üzere, Amerikan kongresinde her iki senato ve temsilciler meclislerinde her iki demokrat ve cumhuriyetçi parti üyeleri oybirilği ile mutlak seviyeye yakın bir şekilde terör hamilerine karşı adalet yasa tasarısını Amerikan tarihinde görülmemiş bibr şekilde onayladı ve yine aynı ekip ABD Başkanı Obama’nın vetosunu el ele vererek lağvetti ve böylece Suud rejiminin yargılanmasına ve cezalandırılmasına karar vererek iki stratejik müttefikin tarihi ve onyıllardır böyle süren ilişkilerini gölgeledi.

Gerçekte Amerikan kongresinin terörü destekleyenlere karşı adalet yasasını iki kez onaylaması ve Arabistan’ın Amerika’dak çıkarlarına karşı görülmemiş bir şekilde hareket etmesi, Suud hanedanı kralından prenslerine ve elçisinden avukatları ve işadamlarına kadar Amerika’da kurdukları lobiler için büyük bir hezimetti. Arabistan Amerika’da bu ülkenin en büyük petrol rafineriini Aramco firması aracılığı ile satın almaktan, kralın Amerika Başkanı ve eşi ve çocuklarına çok pahalı hediyeler vermesi ve beyaz sarayda müterciminden diğer personeline kadar yüklü bahşişler ödemesine kadar bir çok alanda yatırım yapan bir rejimdir. Şimdi ise Amerika Dışişleri Bakanlığı bu yasanın yürürlüğe girmesini engelleyemezse ve kongrenin çıkardığı yasa yürürlüğe girecek olursa en başta Arabistan’ın Amerika’daki iktisadi çıkarları ve yatırımlar tehlikeye gireceği kesindir.

Peki Arabistan bu sürece nasıl tepki verir?

Suud rejimi Amerika’daki tüm servetini ve sermayelerini çıkarmaya başlayacaktır, ki bu da Suud hanedanının Amerika üzerindeki nüfuzu ve bu ülkede lobi gücünün azalması demektir.

Her halükarda son gelişmelerin sürecine bakıldığında Amerika ile Arabistan’ın birbirinden uzaklaşma süreci devam edeceğe benziyor, nitekim iki ülke her geçen gün biraz daha fazla birbirinden uzaklaşıyor. Gözlemciler bu süreçte bir yandan en çok Suud rejiminin bölgesel rakibi İran memnuniyet duyduğunu ve öbür yandan da da Riyad ve Washington arasındaki ciddi anlaşmazlıkların dosyalarına yeni bir dosya daha ekleneceğini belirtiyor.

11 Eylül 2001 olaylarına karışanların ve hamilerinin yargılanması ile ilgili kanunun onaylanmasının ardından Suud rejimine bağlı medya organları bu konuyu tartışmaya açtı ve öte yandan sosyal paylaşım sitelerinde de konu çok şiddetli bir şekilde tartışıldı.

Gerçekte Amerikan kongresinin her iki meclisinin üyelerinden üçte iki kadarı amacı özellikle Arabistan başta olmak üzere 11 Eylül 2001 olaylarına karışan ülkelerin yetkilileri aleyhine dava açmanın yolunu açan  bir yasa tasarısını onayladı. Ancak senato ve temsilciler meclisinin bu kararı farklı tepkileri beraberinde getirdi. Gerçi Suud rejimi bu yasaya resmen tepki göstermedi, ancak yasa sosyal paylaşım sitelerinin kullanıcıları ve uzmanlar ve gözlemciler tarafından çok sıcak bir şekilde tartışıldı.

Hukuk uzmanı avukat Mahmut Rafet bu yasa Amerika yönetimine 11 Eylül 2001 olayları ile ilgili suçların çerçevesinde Arabistan’dan tazminat alma yolunu açtığını belirtti. Rafet, yasa Amerikan yargı kurumuna Arabistan’ın Amerika’daki mal varlığını bloke etmeye ve bu mal varlığından tazminat bedellerini karşıyamaya yetki verdiğini ve ayrıca başka ülkeleri de Arabistan aleyhinde benzer bir girişimde bulunmaya teşvik ettiğini vurguladı.

Rafat, yasanın uygulanması Arabistan rejimine büyük zarar vereceğini çünkü evvelat bu yasa Suud rejimini terör suçu işlemekle suçladığını ve bu da Arabistan’a karşı bir yargı sürecini başlatacağını ve ikincisi de Amerika’da herhangi bir mahkeme Arabistan aleyhinde bir karar verdiğinde Amerikalı davacı Arabistan’ın mal varlığından tazminat bedelini karşılama yetkisi verdiğini kaydetti. Rafet, yasa ayrıca daha ileriki bir zamanda Suud rejiminin terör hamisi bir rejim olarak cezalandırılmasına zemin hazırlayacağını da sözlerine ekledi.

Öte yandan Arabistan’ın El Medine gazetesi yasaya gösterdiği tepkide, riyad yönetimi türlü yollardan bu yasaya uygun tepki verebileceğini yazdı. Gazete BAE üniversitesi hocalarından Abdulhalik Abdullah’tan naklen, FKİK üyesi herhangi bir ülke Amerika ve başka ülkelerin hedefi haline geldiği takdirde, FKİK’in diğer üyeleri o ülkeye destek vereceklerini belirtti. Abdullah, Arabistan yönetimi bu alanda gerekli deneyime sahip olduğunu kaydetti. Geçen yıl İsveç yönetimi Arabistan’a karşı bazı uygulamalarda bulunmaya başlamıştı, ancak Riyad yönetimi bu ülkeyi FKİK üzerinden yaptırımla tehdit edince İsveç yönetimi geri adım atmak zorunda kaldı.

Arabistan’ın El Vatan gazetesi ise güvenilir kaynaklardan naklen yasanın Amerika için çok kötü sonuçları olacağını, zira Arabistan’ın bu yasaya karşılık vermek için elinde bir çok seçenek bulunduğunu yazdı. Gazete Arabistan rejimi Amerika ile resmi ilişkilerini askıya almanın yanı sıra Amerikan ekonomisine yatırdığı tüm sermayelerini ve mal varlığını da geri çekebileceğini, üstelik FKİK üyelerini de benzer bir girişimde bulunmaya ve Amerika ile ekonomi ve terör gibi alanlarda işbirliğini yeniden gözden geçirmeye teşvik edebileceğini ve sonuçta Amerika’ya Ortadoğu bölgesindeki askeri üslerinden yararlanmasına izin vermeyebileceğini belirtti.015