Pars Today

Lübnan’ın El Ahbar gazetesi bir rapor yayımlayarak Amerika’nın Irak’ta tekfirci IŞİD terör örgütünü yok etmek için Haşedul Şaabi hareketinin feshedilmesi gibi bazı şartları ileri sürdüğünü yazdı.

Rabi Nadır kalemi ile bir rapor yayımlayan El Ahbar gazetesi Amerika’nın neden Haşedul Şaabi halk güçlerinin yok edilmesi için Irak yönetimine baskı uyguladığı ve bunu Irak’ta tekfirci IŞİD terör örgütünün yok edilmesinin ön şartı olarak belirlemesinin sebeplerini irdelemeye çalıştı. Gazete, Amerika yönetiminin Bağdat yönetimine milli muhafız alayını kurmak için gerekli yasayı çıkarmak ve Haşedul Şaabi hareketini zayıflatmak için baskı uyguladığına dair ciddi işaretler bulunduğunu belirtti.

Gerçekte Irak parlamentosunda Kanun Devleti ittifakına bağlı milletvekillerinden birinin açıklaması da bu iddiayı doğruluyor. Iraklı milletvekili Amerika yönetimi IŞİD’i yok etmek için beş şart ileri sürdüğünü belirtti. Irak’ın iç arenasında herkes tekfirci IŞİD terör örgütü ile mücadele etme sorumluluğunu üstlenen haşedul Şaabi hareketinin geleceğini konuşuyor. Bu hareket geçen Haziran ayından beri Irak’ta bir çok bölgeyi IŞİD’in işgalinden kurtarmayı başardı.

Amerika’ya muhalefet eden Iraklı politikacılar, Amerika Başkanı Obama tekfirci IŞİD terör örgütü ile mücadelede Bağdat yönetimine baskı uyguladığını belirtiyor. Görünen o ki Irak’ta kentlerin kurtarılmasının ardından yaşanacak durumla ilgili tartışmalar, Amerika’nın Irak’ı farklı iklimlere bölerek parçalama planı ve çabalarıyla ilgilidir.

Irak parlamentosunun Kanun Devleti ittifakı kanadına bağlı milletvekili Ayele Nasif, Amerika yönetimi IŞİD’i yok etmekte Bağdat yönetimine yardım karşılığında bir puan koparmaya çalıştığını belirtti. El Ahbar gazetesine konuşan Nasif, Washington yönetimi bunun için bir kaç şart ileri sürdüğünü, milli muhafız birliği kurulma kanunu, Haşedul Şaabi güçlerinin 60 bin kişi ile sınırlı tutulması, Irak’da federal yapı çerçevesinde farklı iklimlerin kurulmasının onaylanması, Amerikalı askerlerin yeniden Irak’ın bazı bölgelerinde konuşlanması, bu şartlardan bazıları sayılır. Bu şartların arasında Amerika’nın milis güç nitelediği ve gerçekte Iraklı İslamî direniş gruplarını kastettiği güçlerin yok edilmesi de yer alıyor.

Irak parlamentosunun Kanun Devleti ittifakı kanadına bağlı milletvekili Ayele Nasif, açıklamasının devamında, bu şartların aslında Amerika’nın şimdiye kadar sözde uluslararası ittifak çerçevesinde IŞİD ile mücadelede ciddiyeti bulunmadığını ortaya koyduğunu belirtti. Nasif ayrıca bazı Iraklı siyasi grupları Amerika’nın isteklerini kamuoyunu etkileyerek yerine getirme çabasıyla suçladı. 

Gerçekte Irak’ta yaygın olan bir kanaat, Amerika yönetiminin IŞİD terör örgütünden siyasi ve güvenlik alanlarında güttüğü hedefleri doğrultusunda yararlandığıdır.

Amerika’nın Irak’ta milli muhafız alayını kurma yasa tasarısı ile ilgili talebi aslında Iraklı siyasi grupların arasında en önemli anlaşmazlık konularından biri sayılır, zira milli koalisyon teşekkülünde yer alan bazı taraflar bu kanun Irak’ı parçalama yolunu açacağını savunuyor. Ancak çoğu musul, Salahaddin ve Anbar yörelerinden olan milli güçler birliği teşekkülü Amerika’nın IŞİD terör örgütünün Irak yönetiminde yer almasını hedefleyen bu isteğinin onaylanması yönünde hareket ediyor. Bu kanun eyaletlere geniş güvenlik yetkisi sunuyor ve onlara merkezi yönetimle herhangi bir ilişkisi olmadan silahlı kuvvetler kurmalarına izin veriyor.

Gerçekte Iraklı siyasi grupların Amerikan patentli milli muhafız alayı yasa tasarısı ile kaygıları, bu kanunun Irak ordusuna alternatif silahlı kuvvetlerin kurulmasına zemin oluşturmasından kaynaklanıyor. Bu kanan ayrıca şu anda IŞİD’in kontrolünde bulunan eyaletlerin Bağdat’tan ayrılmasına da zemin hazırlıyor, ki bu da gerçekte Irak’ı parçalama planının bir parçası sayılıyor.

Amerika’nın Irak’ta milli muhafız alayı kurma yasa tasarısına karşı çıkanlar, birbirine komşu olan ve etnik açıdan farklı olan eyaletlerde yerel silahlı kuvvet kurmayı öngören yasa tasarısının etnik çatışmaları söndürmek yerine alevlendirerek körükleyeceğini savunuyor. Bu durum söz konus eyaletlerin sınırları içiçe olduğu sürece devam edeceği kesindir. Özellikle Irak’ta münakaşa konusu olmakla ün yapan ve şu anda IŞİD’in işgal altında bulunan bölgelerde karışık nüfus yapısı bu konuyu körükleyecektir. Yani bu bölgeler aslında milli muhafız alayı kurma kanununun hedefi sayılır.

Irak parlamentosu ise bir süredir Haşedul Şaabi hareketi ile milli muhafız alayını bir tek yasa tasarısında ele alarak birlikte ve tek dosya halinde ele alma üzerinde çalıştığı belirtiliyor. Ancak parlamento oturumlarından dışarı sızan haberlere göre Iraklı Batı tarafların ve özellikle Musul ve Anbar’da bulunan siyasi grupların Amerika’nın sünni bölgelerde IŞİD’i attıktan sonra Amerika’nın görüşünü değiştirecek her türlü adıma karşı çıkıyor.

Irak parlamentosunda Ninova eyaletinin milletvekili Abdurrahman Levizi ise bazı siyasi grupları Irak’ın içinde bulunduğu siyasi ve güvenlik şartları kötüye kullanarak Amerika’nın parçalama planını hayata geçirmeye çalışmakla suçluyor. Levizi, El Ahbar gazetesine verdiği demeçte ise bazıları mevcut şartlardan yararlanarak Amerika’nın Bağdat yönetimine baskılarına hizmet ettiğini ve Amerika’nın isteklerine göre hareket ettiğini belirtti. Amerika’nın ileri sürdüğü şartlara değinen Levizi, Haşedul Şaabi’nin IŞİD ile mücadelesini sürdürmesinin engellenmesi ve yine Rus savaş uçaklarına IŞİD’in Irak’taki mevzilerini bombardıman etmesine izin verilmemesi, uluslararası ittifakın Bağdat yönetimine dayattığı şartların arasında yer aldığını vurguladı.

Öte yandan siyaset meseleleri uzman Aziz Hasan de bu konuda şöyle dedi: Haşedul Şaabi dosyasının Amerika’nın ileri sürdüğü şartların listesinde yer alması öngörülen bir durumdu. Haşedul Şaabi Irak yönetimi için bir sorun oluşturuyor, çünkü Washington bu dosyada engel çıkarmak ve ardından Haşedul Şaabi’nin sürekliliğini engellemek için baskı uyguluyor. Aslında İslamî direniş gruplarının Haşedul Şaabi hareketinde yer alması ve daha sonraki aşamalarda Irak kentlerini IŞİD’in elinden kurtarabileceğinin anlaşılması, Bağdat yönetiminin Amerika’ya olan ihtiyacını hafifletti ve bu durum Amerika ve bölgedeki bazı müttefiklerini rahatsız etti. Suud rejiminin Irak büyükelçisinin kışkırtıcı açıklamalarını da bu çerçevede değerlendirmek gerekir.

Haşedul Şaabi komutanları sürekli Amerika’ya işaret ediyor ve Washington’un Irak’ta Haşedul Şaabi hareketini söndürmeyi amaçladığını, çünkü bu hareket Amerika’nın Irak’a yönelik planına hizmet etmediğini belirtiyor. Örneğin Asaibi ehli hak hareketi lideri Kays Hazali, Amerika Irak’ta Haşedul Şaabi bulunduğu sürece Irak’a yönelik planının kaderini aydın göremediğini belirtiyor 

Ancak Amerika ve casusluk örgütlerinin baskıları Irak halk güçlerinin Musul savaşına katılmasına engel olamayacağı anlaşılıyor. Irak halk güçleri Haşedul Şaabi komutanları Amerika ve bölgedeki bazı casusluk örgütlerinin halk güçlerinin Musul savaşına katılmasını engellemeye yönelik tüm çabalarına karşın Haşedul Şaabi güçleri Bağdat yönetiminin kararı çerçevesinde ülkeyi IŞİD’den tam olarak temizlemediği müddetçe mücadeleden el çekmeyeceğini vurguluyor.

Ancak Iraklı sünni grupların kurduğu ittifakın lideri ve eski meclis Başkanı Usame Necifi, Haşedul Şaabi güçlerinin ninova eyaletinin merkezi Musul’u kurtarma operasyonuna katılmasına muhalefet etti.

Görünen o ki Haşedul Şaabi hareketi Bağdat yönetiminin Musul savaşında bu hareketin katılma kararına bağlı kalmakta kararlıdır. Haşedul Şaabi hareketi Amerika ve bölgedeki casusluk servisleri Usame Necifi’nin bu hareketin Musul operasyonuna katılmasına karşı çıkmasını desteklediğini belirtiyor. Irak’ın Nuceba hareketi sözcüsü Haşim Musevi ise Haşedul Şaabi hareketi Musul savaşına katılmak için tam hazırlıklı olduğunu belirterek bu konuda Bağdat yönetiminin kararını beklediklerini ve böylece hazırlanan plana göre onlar için belirlenen eksenlerden ilerlemeye başlayacaklarını belirtti. Musevi, Amerika ve bölgedeki casusluk servisleri Haşedul Şaabi’nin Musul savaşına katılması yolunda engel çıkardığını, ancak buna karşın hareketin bu konuda Bağdat’ı nkararını beklediğini ve böylece karşı taraftan Musul kentine gireceklerini vurguladı.

Kerkük eyaletinin güneybatısının 45 km uzaklığında yer alan Hevice kenti yaklaşık bir buçuk yıldır tekfirci IŞİD terör örgütünün işgalinde bulunuyor ve örgütün bu eyalette kontrol altında tuttuğu son bölgelerden biri sayılıyor. Bu kentin komşuluğunda ve Salahaddin eyaletinde yer alan Şerkat kenti ise bir yandan Musul’a giriş kapısı sayılırken, öbür yandan IŞİD’in Suriye ile irtibatı bağlamında en önemli lojistik eksen sayılıyor.

Haşedul Şaabi hareketi aylar öncesinden ve Bici kentini ve Salahaddin eyaletinin kuzeyini kurtardıktan sonra Hevice ve Şerkat kentlerini ve ardından da Musul’u kurtarmak üzere ilerlemek istiyordu, ancak Irak güvenlik yetkililerinin talimatı üzerine bu operasyon durduruldu.

Irak halk güçlerine bağlı Babiliyun tugayı komutanı ve sözcünü Riyan Keldani ise yaptığı açıklamada halk güçleri ve Irak güvenlik güçleri Şerkat kentini tekfirci teröristlerden temizledikten sonra Ninova eyaletine varıncaya kadar ilerlemeyi bir görev bildiklerini vurguladı. Keldani, terörle mücadele birlikleri, Irak ordus ve halk güçlerinin art arda zaferleri, IŞİD’in Anbar eyaletinde hezimete uğramasına vesile olduğunu ve şimdi de bu eyalette az sayıda bölge IŞİD’in yerleştirdiği bombalardan temizlenmediğini, bu işi tamamladıktan sonra da Ninova eyaletine doğru harekete geçeceklerini vurguladı.

Iraklı parlamenter Habib Tarafi de Irak halk güçlerinin Musul operasyonuna katılması farklı bir askeri program olabileceğini, fakat her halükarda bu katılımın biçimini askeri teknik uzmanlar belirleyeceğini kaydetti.

Öte yandan Iraklı sünni grupların koalisyonu Usame Necifi başkanlığında bir oturum düzenledi, oturumun sünni bakanlar ve siyasi kanatların temsilcileri katıldı. Oturumun sonuç bildirisinde ise Ninova eyaletini kurtarma operasyonu terörün belini kıracağı ve IŞİD’in sonunu getireceği belirtilirken, oturuma katılanların oy birliği ile Irak ordusu ve peşmerge güçleri ve Amerika’nın başını çektiği ittifakın ortak operasyonuna katılmaya karar verdikleri kaydedildi. 015