Ağustos 03, 2018 14:41 Europe/Istanbul

Bültenimizi geçen hafta İran’la ilgili önemli iktisadi gelişmelerin ana başlıkları ile açıyoruz.

OPEC’in 174. Toplantısını düzenlemesi,

Dışişleri Bakanı Yardımcısı Irakçi’nin Bercam nükleer anlaşması ve AB ile bu yöndeki müzakereleri değerlendirmesi,

Bercam nükleer anlaşmasının ABD dışındaki taraflarının bu anlaşmaya desteklerini vurgulamaları,

15. İran ve Sırbistan karma ekonomik komisyonu oturumunun Belgrad’da düzenlenmesi,

Geçen hafta İran’ın bazı önemli iktisadi gelişmeleriydi.

 

Geçen hafta 174. OPEC zirvesi Avusturya’nın başkenti Viyana’da düzenlendi. Zirve OPEC’ın Kasım 2016’da üretim tavanını 1.8 milyon varil düşürme anlaşmasını koruma üzerinde mutabakata vararak çalışmasını noktaladı. Bültenimizi bu zirvenin dünya petrol piyasaları üzerindeki etkileri ile ilgili raporumuzla açıyoruz.

 

OPEC’in 30 Kasım 2016’da aldığı karar gereği kurumun üyeleri petrol fiyatlarının dengelenmesi için üretimlerini günde 1.2 milyon varil azaltmayı kabul etmişti. Ancak bu anlaşma OPEC üyesi olmayan ülkelerle varılan anlaşmadan ayrıydı. Bu anlaşmayla beraber bazı OPEC üyeleri hatta üretim tavanını onlar için belirlenen tavandan bile daha fazla düşürdüler ve pratikte tüm OPEC üyeleri bu anlaşmaya gereğinden daha fazla bağlı kalılar, öyle ki geçen Mayıs ayında üye ülkelerin bağlılık oranı yüzde 152 seviyesine ulaştı ve böylece piyasalarda petrol arzının miktarı fazlasıyla azaldı. Bu yüzden bazı üyeler üretimde yaşanan bu düşüşün telafi edilmesine vurgu yapmaya başladı.

 

İran petrol Bakanı Bijen Namdar Zengene Viyana’ya varır varmaz üretimi arttırmak yerine önceki anlaşmaya bağlılık düzeyini yüzde yüze ulaştırmak gerektiğini vurguladı. Nitekim geçen Cuma günü üye ülkeler uzun tartışmaların ardından bu öneriyi onaylayarak üye ülkelerin önceki anlaşmaya yüzde yüz düzeyinde bağlı kalmalarını kararlaştırdı.

 

OPEC’in vardığı anlaşmanın ikinci bendi, OPEC üyesi olan ve olmayan ülkelerin geçmiş aylarda yükümlülüklerinden daha fazla arz miktarını düşürdüklerini ve üretimlerinde günde 1.8 milyon varil yerine 2.8 milyon varil düşüş yaşandığını, öyle ki anlaşmaya bağlılık oranı yüzde 150’lere vardığını belirtti.

OPEC’in 174. Zirvesinde alınan karar gereği, anlaşmada yer alan ve yükümlülüklerinden daha fazla üretimlerini düşüren Nijerya, Libya ve İran dışındaki üye ülkeler bundan böyle onlar için belirlenen kontenjana göre üretmeleri gerekiyor, öyle ki üye ülkelerin üretim tavanı ile ilgili bağlılıkları yüzde 150 yerine yüzde 100 seviyesinde olması gerekiyor.

 

OPEC’in bu kararı hayata geçtiği takdirde pratikte her gün dünya piyasalarına günde bir milyon varil daha fazla ham petrol sürülecek, fakat bunun anlamı üretimin arttığı değil ve sadece OPEC üyesi olan ve olmayan üretici ülkelerin anlaşmaya yüzde yüz bağlı kaldıklarının işaretidir. Bu arada günde bir milyon varil daha ham petrolün piyasalara sürülmesi mümkün olmayabileceği ve daha az miktarda ham petrol piyasalara sürülebileceğinden de söz ediliyor. Bu arada eğer anlaşmada yer alan üye ülkelerden biri önemli oranda üretimini düşürecek olursa bu düşüşün telafi edilebilmesi için o ülke ile müzakere edilmesi ve anlaşma sağlandığı takdirde üretim eksikliği telafi edilmesi gerekiyor.

 

Aslında geçmişte bir kez 2015 yılında Arabistan rejiminin üretimin arttırılması yönündeki önerisine karşı çıkılması, üretim tavanının kaldırılmasına ve piyasalara ham petrolün sel gibi akmasına ve sonuçta da ham petrol fiyatları 30 doların altına düşmesine yol açmıştı.

Şimdi ise üretim tavanının düşürülmesi üzerine varılan anlaşmadan sonra dünyada petrol stokları son beş yılın ortalaması olan hedefine ulaşmış gibi gözüküyor.

 

Belli tavanda kontrollü üretim artışı, kontrolsüz artışa kıyasla dünya petrol piyasalarında fiyatların daha yumuşak bir tepki göstermesine sebebiyet verdiği gözleniyor. Öte yandan şimdi Rusya’da petrol firmaları üretimini arttırma hazırlığına bakıldığında OPEC üyesi olan ve olmayan ülkelerin kötü ve daha kötü seçenekleri arasında bir seçim yapmak zorunda kaldıkları ve en azından tavansız üretim artışını engelledikleri anlaşılıyor.

 

Bercam nükleer anlaşmasının korunması için AB ile müzakerelerin devam ettirilmesi yönünde aydın bir ufuk gözükmüyor.

Bu açıklama geçen hafta medyada İran Dışişleri Bakanı Yardımcısı Abbas Irakçi’den naklen ve Amerika’nın Bercam nükleer anlaşmasından çekilmesinden sonra bu anlaşmanın nasıl korunacağı yönünde sürdürülen çabaların çerçevesinde gündeme geldi.

 

Amerika Başkanı Donald Trump Mayıs 2018’de Bercam nükleer anlaşmasından çekildiğini açıklaması ve AB ülkeleri bu anlaşmanın korunmasını istemesinden sonra İran İslam Cumhuriyeti Avrupa ülkelerinde ABD yaptırımları geri döndüğü zaman İran’ın Bercam nükleer anlaşmasındaki çıkarlarının korunacağı yönünde kısıtlı bir süre tanıdı.

 

Geçen hafta Dışişleri Bakanı Yardımcısı Abbas Irakçi Brüksel’de düzenlenen 2. İran ve Avrupa iktisadi işbirliği oturumunun kulisinde euronews kanalına verdiği mülakatta şu açıklamayı yaptı: İran Bercam nükleer anlaşmasının tüm taraflarca tam olarak uygulanmasını istiyor. Eğer Avrupa ve anlaşmayı imzalayan diğer taraflar bu anlaşmayı korumak istiyorlarsa daha fazla fedakarlıkta bulunmaları ve Amerika’nın anlaşmadan çekilmesi ve İran’a yeniden yaptırım uygulamasından doğan zararları telafi etmeleri gerekir.

 

Dışişleri Bakanı Yardımcısı Abbas Irakçi açıklamasının devamında Avrupalı tarafların Bercam nükleer anlaşmasını korumak ve ABD’nin yaptırımlarını delmek için bir yol bulmaları gerektiğini belirterek şöyle devam etti: Avrupalı firmaların İran’da kalmaları ve faaliyetlerini sürdürmeleri, ham petrol satışı ve bu satıştan elde edilen gelirin kolaylıkla İran İslam Cumhuriyeti’nin hesabına aktarılması Tahran yönetimi açısından büyük önem arzeden konulardır.

 

İslam İnkılabı Lideri Ayetullah Hamanei ise Bercam nükleer anlaşmasına Avrupalı taraflarla devam edilmesi için gerekli şartlara işaret ederek şöyle buyurmuştu: Avrupalı yetkililer ABD aleyhine bir kararnameyi BM güvenlik konseyine götürmeleri ve Washington’un Bercam’dan çekilmesine itiraz etmeleri gerekiyor. Avrupalı yetkililer ayrıca İran’ın füze programını ve bölgedeki varlığı konularını asla gündeme getirmeme yönünde güvence vermeleri ve Amerika’nın İran’a yönelik her türlü yaptırımına karşı koymaları ve İran’dan petrol alımını da İran’ın ihtiyaç duyduğu düzeyde güvence altına almaları gerekiyor. Avrupa bankaları da İran İslam Cumhuriyeti ile kamu ve özel sektörlerin ticaretleri ile ilgili ödemelerin hakkında güvence vermelidir.

 

Aslında Bercam nükleer anlaşmasının diğer tarafları olan Britanya, Fransa, Almanya, Rusya, Çin ve AB bu uluslararası anlaşmayı desteklediklerini ilan ettiler. Bu doğrultuda Avrupa Birliği Dış Politika Sorumlusu Yardımcısı Helga Schmit Avrupa her zamankinden daha çok Bercam’ı korumakta kararlı olduğunu ve bu hedefine ulaşmak için özel mekanizmalar geliştireceklerini belirtti.

 

Avrupa Birliği Dış Politika Sorumlusu Federica Mogherini de Oslo’da İAEK Başkanı Ali Ekber Salihi ile görüşmesinde AB genelinde küçük ve orta ölçekteki ticari firmaların İran ile ticari işbirliği yönünde bir hareket başlattıklarını belirterek yakında yüz kadar firmanın İranlı taraflarla müzakerelere başlayacaklarını açıkladı. Mogherini, Avrupa’da sanayi sektörü %60 kadar bu düzeylerde faaliyet yürüttüklerini belirterek AB destekleri ile bu işbirliği için uygun bir çerçeve belirlenmesini umduklarını kaydetti.

 

Gerçekte Avrupa şimdiye kadar Bercam nükleer anlaşmasını koruma yönünde olumlu adımlar attı, fakat mevcut şartlarda AB’nin açıkladığı politikaların pratik sonuçlarını bekleyip görmek gerekiyor. Dışişleri Bakanı Yardımcısı Abbas Irakçi geçen Cumartesi günü de Tahran’da düzenlenen bir oturumda yaptığı açıklamada İran ve Bercam anlaşmasının ABD dışındaki diğer üyeleri bu anlaşmaya devam etmek için çaba harcadıklarını belirterek, AB ve Fransa, Almanya ve Britanya İran’ın Bercam anlaşmasındaki çıkarlarını temin etmek için pratik çözüm yollarını içeren bir paket sunma sözü verdiklerini ifade etti.

 

Geçen hafta İran ve Sırbistan karma ekonomik komisyonunun 15. Oturumu Belgrad’da düzenlendi. Oturumda iki ülke arasında üç işbirliği belgesi imzalandı.

 

15. İran ve Sırbistan karma ekonomik komisyonu oturumunda iki ülke bankacılık alanında işbirliğine ve iktisadi ilişkileri başta turizm ve iletişim olmak üzere çeşitli alanlarda geliştirmeye ve ikili ilişkileri derinleştirmeye vurgu yaptı.

15. İran ve Sırbistan karma ekonomik komisyonu zirvesi İran ticareti kalkındırma kurumu Başkanı Muctaba Hüsrevtac ve Sırbistan ticaret, turizm ve iletişim bakanlığı müsteşarı Stevan Nikçoviç’in eşbaşkanlığında Belgrad’da düzenlendi. Oturumda iki taraf ikili ilişkileri geliştirmek için mevcut kapasitelerden yararlanmaya vurgu yaptı.

 

Sırbistan ticaret odası Başkanı Marko Çadeş, Tahran ve Belgrad arasındaki ilişkiler ticari müzakerelerin ötesine geçtiğini ve şimdi iki ülkenin işadamlarının devreye girme zamanı geldiğini belirtti.

Bu arada Sırbistan ulaştırma Bakanı bayan Zorana Mihailoviç de geçen Cuma günü İran’ın sanayi, maden ve ticaret Bakanı Muhammed Şeriatmedari ile görüşmesinde inşaat sektörü iki ülke arasında iktisadi işbirliğinin önemli alanlardan biri olduğunu belirterek ülkesi bu alanda İran ile işbirliği yapmaya hazır olduğunu belirtti.

Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandir Vuviç de Bakan Şeriatmedari ile görüşmesinde Belgrad yönetimi Batılı devletlerin baskılarına rağmen İran İslam Cumhuriyeti ile ilişkilerini geliştireceğini ve bu baskıların ikili ilişkileri etkileyemeyeceğini belirtti.