Eylül 24, 2019 20:56 Europe/Istanbul

Bugünkü nükleer gezimizin devamında gıda sanayiinde gezmeye ve nükleer teknolojinin bu sektörde nasıl kullanıldığını irdelemeye ve gözden geçirmeye devam etmek istiyoruz.

Günümüzde barajlar insanların içme suyu, sanayi ve tarım gibi sektörlerde kullanılmak üzere suyun depolanmasında hayati rol ifa ediyor. Ancak öbür yandan baraj inşaatı ve işletilmesi ve kullanılması oldukça bedeli ağır olan bir konudur. Bu yüzden barajların doğal ve doğal olmayan tehditlere karşı korunması için özel tedbirler almak gerekir.

Bu bağlamda nükleer teknoloji uzmanları bazı özel tarama cihazları yaparak, barajlarda muhtemel sızıntıları, toprak erozyonu ve baraj gövdelerinde kullanılan materyallerin yıpranma durumlarını rasat ederek barajların ciddi hasara maruz kalmamasına imkan sağlıyorlar.

Bu çerçevede bugünkü nükleer gezintimizde Yezd kentindeki nükleer araştırma merkezinden ayrılarak Buşehr liman kentine gelmeye ve burada nükleer teknolojiden yararlanılarak içme suyu ve elektrik enerjisi üretme süreci ile tanışmaya karar verdik.

Evet, şimdi Fars körfezi kıyılarında yer alan Buşehr kentinde tatlı su üretme tesislerindeyiz. Buşehr liman kenti kış ve sonbahar mevsimlerinde ılıman iklimi ve ayrıca çok sayıda kaplıcaları, güzel sahilleri ve eşsiz göletleri ve özellikle çok sayıda adaları ve en çok da konuksever halkı ile bilinen İran’ın eşsiz yörelerinden biridir.

Bilindiği üzere, denizlerde ve okyanuslarda bulunan su hacmi, yerkürenin toplam su kaynaklarının yüzde 97 kadarını içeriyor. Allah vergisi bu muazzam su kaynağı nükleer teknoloji gibi yeni ileri teknolojilerden yararlanılarak içme suyu veya tarım ve sanayi sektörünün ihtiyacı olan suyu karşılamak mümkün.

Günümüzde insanların en önemli kaygılarından biri sağlıklı içme suyu elde etmektir. Hali hazırda dünyanın birçok ülkesinde sahip oldukları çeşitli teknolojilerden yararlanılarak acı ve tuzlu ve özetle asla içilemeyecek durumda olan sulardan içme suyu elde ediliyor.

Günümüzde dünya genelinde yaklaşık 17 bin içme suyu üretme birimi faaliyet yürütüyor. Bu birimlerin büyük bir bölümü ise fosil yakıtları tüketiyorlar. Bu arada içme suyuna ciddi derecede ihtiyacı olan ülkelerde deniz suyundan içme suyu elde etmek üzere çalışan içme suyu üretme birimleri, dünyanın en çok enerji tüketen işletmeleri sayılır.

Oysa nükleer santrallerin ürettiği ve boşa giden ısı enerjisi, içme suyu üretmek için tüketilebilecek en iyi kaynaktır. Bu yöntemde deniz suyu buharlaşır ve geriye tuzu kalır; buharlaşan su ise bazı işlemlerden geçirilerek içme suyu elde edilir.

Günümüzde deniz suyundan içme suyu elde etmek için iki önemli yöntem söz konusudur. Bir yöntemde tuzlu su buharlaştırılır ve ardından damıtma işlemine tabi tutulur. İkinci yöntemde ise denizin tuzlu suyu bazı katmanlardan geçirilerek tuzdan arıtılır. Bu yönteme İngilizce Reverse Osmosis denir.

Buşehr kentinde gezdiğimiz içme suyu üretme tesisinin uzmanı bize buradaki çalışmalarını şöyle anlatıyor:

Buradaki sistemimizde deniz suyu Fars körfezi suyundan karşılanıyor. Bu sistemde deniz suyu bir dizi borunun yardımıyla ön arıtma bölümüne intikal ettiriliyor ve suyun içindeki zerreciklere göre ve bir dizi hesaplamanın ardından bu suyun ön arıtması gerçekleştiriliyor ve buradan esas merhaleye, yani tuzdan arıtma merhalesine sevk ediliyor.

Uzmanımız bundan sonraki süreci şöyle anlatıyor:

Tuzdan arıtma merhalesinde Revers Osmosis katmanları kullanılarak suyun tuzu arıtılıyor ve elde edilen su sanayide tüketmek veya içme suyu şeklinde tüketmek üzere gerekli yerlere intikal ettiriliyor. Bu projeyi burada İran atom enerjisi kurumu İAEK başlattı. Projenin amacı ülkenin genel kentsel su şebekesine 5000 metreküp içme suyu katkıda bulunmak veya bir başka ifade ile kentin tükettiği içme suyundan 5000 metreküp daha az su almaktır. Üstelik bu yöntem oldukça ekonomiktir, zira kullanılan yöntemde çok geliştirilmiş katmanlar kullanılır ve yeniden kullanılabilir ve suyu yüksek ölçekte arıtarak oldukça düşük bir bedel gerektirir. Bu sistemin ürettiği su her türlü mineralden arındırılmıştır ve geniş kullanım alanı söz konusudur.

Gerçekte günümüzde nükleer enerji deniz suyundan içme suyu veya tarım ve sanayi sektörlerinde kullanılan suyu karşılamak için insanların karşısında yepyeni ufuklar açmıştır. Bugün İran nükleer santralini kullanarak biraz önce sözü edilen her iki yöntemle deniz suyundan içme suyu ve tarım ve sanayi sektörlerinin ihtiyacı olan sağlıklı suyu karşılayabilir. Aradaki tek fark, damıtma yönteminden yararlanmak için ilkin nükleer santralin termodinamik devresi tasarlanmış ve kurulmuş olması gerekir. Ancak ikinci yöntemde, yani Reverse Osmosis yönteminde hatta nükleer santralin yapısında en ufak değişikliğe ihtiyaç olmaksızın ve sadece santralin ürettiği elektrik enerjisinden yararlanarak deniz suyundan içme suyu ve tarım ve sanayi için gerekli olan suyu temin edebiliriz.

İçme suyu üretme birimi uzmanı nükleer enerjiden yararlanmanın meziyetlerin hakkında yaptığı açıklamada şöyle diyor: Birçok uzman reaktörlerin biraz daha fazla ısı üretmesini, yani elektrik enerjisi üretmek için gerekli olan enerjiyi üretmesini ve bu enerjiden yararlanmayı ve deniz suyunun tuzunu arıtarak içme suyu üretmeyi gündeme getiriyor.

Deniz suyundan nükleer teknoloji yardımı ile içme suyu elde etmek, iktisadi açıdan fosil yakıtla elde edilecek içme suyu ile rekabet edebilecek düzeydedir. Kazakistan, Japonya ve Hindistan’da deneyimler, deniz suyundan nükleer enerji yardımı ile elde edilen içme suyunun maliyeti metreküp başına 0.7 ila 0.9 dolar arasında değiştiğini gösteriyor, ki bu rakamlar yine deniz suyundan fosil yakıtla içme suyu elde etme maliyetine eşit olduğunu gösteriyor. Ancak nükleer enerji ile içme suyu elde etme yönteminin en önemli avantajı, çevrede asla kirliliğe yol açmaması ve aynı zamanda petrol ve doğalgaz gibi yenilenemeyen enerji kaynaklarından yararlanmamasıdır.

Buşehr yöresinde karşılaştığımız eski su depoları, içme suyu elde etmek ve bu suyu korumanın ta eski zamanlardan bu yana özel önem arzettiğini gösteriyor. Bu arada İran Fars körfezi ve Umman denizine baştan başa en uzun kıyısı olan ülke olduğu için nükleer teknolojiden yararlanarak ülkenin güney kesimlerinin ihtiyacı olan içme suyunu kolaylıkla ve sarfeli bir şekilde temin edebilir.

Günümüzde nükleer reaktörlerden elektrik enerjisi üretmenin yanı sıra önemli oranda içme suyu elde etmekte yararlanılıyor. Nükleer reaktörlerden iki amaçlı yararlanmak hali hazırda birçok ülkede yaygındır. Örneğin Japonya gibi teknoloji devi ülkesinde sekiz nükleer reaktör elektrik enerjisi üretmenin yanında içme suyu üreten ünitelere da hizmet veriyor ve ülkenin ihtiyacı olan içme suyunun önemli miktarını karşılıyor.

Evet, Buşehr kentine nükleer ziyaretimizi burada noktalıyoruz. Buşehr İran’ın tek nükleer santraline ev sahipliği yapan kentimizdir. Bu kent aynı zamanda Ortadoğu bölgesinde nükleer enerji ile elektrik enerjisi üretin tek santral sayılır. Bu santralin diğer santrallerden farkı, tükettiği yakıtla ilgilidir. Bu santral bilinen mazot, gaz veya benzeri fosil yakıtların yerine zenginleştirilmiş uranyum, yani nükleer yakıt tüketiyor.

Kuşkusuz hem elektrik enerjisi üreten ve hem içme suyu elde eden bu tür nükleer santrallerin sayısının artması İran’ın gelecekte içme suyu ve elektrik enerjisini karşılamakta önemli katkısı olabilir.

Hali hazırda Buşehr nükleer santrali bin megavat elektrik enerjisi üretiyor. Ancak bu santrale önem kazandıran nokta, dünyada nükleer santral sahibi olma kültürüne kavuşmaktır. Bu kültür pek de kolay bir şekilde elde edilmemiştir. Her halükarda biz şimdi nükleer teknolojinin en önemli kullanım alanına kavuşmuş bulunuyor ve böylece bölgede barışçıl nükleer teknolojiden yararlanmanın en öncü ülkesi oluyoruz.