Sağlık Bülteni-44
Bu bölümde geçen bölümlerin devamında bağırsak hastalıkları ile ilgili konuşacağız.
Sindirim sistemi hastalıkları genel olarak besin maddelerinin vücuda alınması, yemeklerin sindirilmesi ve genel olarak da sağlık durumuna doğrudan etki yapabilir. Sindirim sistemi ağızdan başlanıp makata kadar devam etmektedir.Bu yüzden sindirim sistemi hastalıkları geniş çaplı hastalıkları kapsamaktadır. Bu nedenden dolayı sindirim sistemi hastalıklarını sindirim sistemi organlarına göre incelemek yerinde olacaktır. Sohbetimizin devamında geçen bölümlerde olduğu gibi bağırsak ile ilgili konuşacağız.
Bağırsak polipi bağırsağın iç yüzeyinde hücrelerin bir araya gelmesi ile oluşan çıkıntılı yapıdır. Bağırsak poliplerinin çoğu zararsız olsa da zaman içerisinde kronik olarak bağırsak kanserine dönüşebileceği söylenebilir. Bu durum ilerlemişse o zaman bu hastalık çok tehlikeli bir aşamaya gelmiş demektir.
Herkesin bağırsak polipi sorunu yaşaması mümkündür. 50 yaş üzerindeki kişiler, obez ve aşırı kilolu kişiler, sigara içenler veya aile bireylerinde yani genetik olarak bağırsak kanseri ve bağırsak polipi yaşayanların bu hastalığa yakalanmak riski daha fazladır.
Bağırsak polipinin genellikle belirtisi yoktur. Kolonoskopi gibi testlerin yapılması ise bağırsak poliplerinin erken teşhisinde çok önemli bir yere sahiptir. Bu aşamada genellikle bu polipleri kaldırmak da daha güvenli ve daha tehlikesizdir. Bağırsak kanserini önlemenin en iyi yöntemi ise poliplerin düzenli olarak incelenmesidir.
Bağırsak polipleri genellikle kanserli olmayıp zararsız olabilirler. Çok büyük olmadıkları sürece belirtisizler. Bu poliplerin de kaldırılması ile ilgili belirtiler de azalır veya ortadan kalkar. Ayrıca gelecekte bağırsak kanserine yakalanma riski de böylece azaltılır. Polip sorunu yaşayan biri gelecekte de bu sorun ile karşı karşıya kalma ihtimali bulunmaktadır. Bu yüzden 5 yıldan bir bağırsak polipi analizlerini yaptırması lazım.
Doktorlar bağırsakta poliplerin oluşmasının tam nedenini bilmeseler de bunun dokuların anormal bir şekilde gelişmesi sonucu olduğu söylenmektedir. Vücudumuz periyodik olarak yeni hücreler üretir bu hücreler ise yaşlı hücrelerin yerine geçer ve artık ölü hücrelere ihtiyaç kalmaz. Bu yeni hücrelerin üretimi ve bölünmesi ise düzenli bir şekilde yapılmaktadır. Kimi durumlarda yeni hücreler ihtiyaç olmadığı halde artmaya başlar. Bu aşırı gelişme ve hücre artması ise poliplerin oluşmasına yol açar. Poliplerin bağırsak olmak üzere vücudun her bölümünde şekillenebilirler. Görünen o ki hem çevresel hem genetik etkenler poliplerin meydana gelmesinde etkilidir.
Sigara içmek, şişmanlık, yağlı yemekler yemek, kırmızı etin tüketilmesi ve lifli besin maddelerinin az tüketilmesi poliplerin şekillenmesi ihtimalini arttırır. Sigarayı bırakanların 10 yıl kadar kolo-rektal polipleri ve bağırsak kanserine yakalanma riski taşırlar. Ayrıca kimi genetik değişimler de bağırsak polipleri ve bağırsak kanserine yol açabilir. Geçmişte polip sorunu geçirenler, 50 yaş öncesi yumurtalık veya rahim kanseri sorunu yaşayanlar, kalın bağırsağa da etki yapan Crohn hastalığı, Ülseratif Kolit gibi enfeksiyon hastalıkları, tip 2 diyabet hastalığı, Lynch veya Gardner sendromu gibi genetik bozukluklar yaşayanlar insanlarda bağırsak poliplerinin şekillenmesi ihtimali daha fazladır.
Poliplerin farklı türleri olabilir. Enfeksiyon, adenomatöz ve tübüler olmak üzere üç türü vardır. Bunların bazıları ise gelecekte tehlike yaratabilirler. Bağırsak poliplerinin çoğu belirtisizdir. Hastalar ise doktorlar onların bağırsaklarındaki bu polipleri ortaya çıkarıncaya dek bu poliplerden habersiz olabilirler. Ancak rektal kanama, dışkıda renk değişimi gibi belirtiler bağırsak poliplerinin göstergelerinden olabilir.
Bir haftadan daha uzun bir süre süren kabızlık ve ishal da bağırsakta büyük poliplerin göstergesi olabilir. Bağırsağın büyük polipleri bağırsağın tıkanmasına yol açabilir. Bu da karında şişkinliğe, acıya, kusma ve mide bulunmasına neden olur. Ayrıca poliplerin kanaması ise zaman içerisinde yaşanabilir. Bu durum ise dışkıda bile görünmeyebilir. Kronik kanama ise vücutta demir eksikliğine yol açar. Demir ise kandaki alyuvarlara oksijeni taşımalarına yardımcı olan bir maddedir. Demir eksikliği yüzünden ortaya çıkan anemi ise kişide yorgunluğa ve nefes darlığına yol açar.
Polipleri testler yardımı ile incelemek mümkündür. Bu testlerden biri de kolonoskopidir. Bu süreç içerisinde ise ince bir boruya takılan ufak bir kamera makat yolu ile kalın bağırsağa yönlendirilir. Bu kamera yardımı ile doktor rektum ve kolonu incelemeye başlar. Doktor polip teşhisi koyduğunda poliplerden örnek doku alınır. Kolonoskopiye benzer bir başka yöntem de sigmoidoskopidir. Ancak bu yöntem rektum ve kalın bağırsağın alt kısmını incelemek için yeterlidir.
Baryum enema testinde ise baryum maddesi hastanın rektumuna enjekte edilir ve ardından hastanın kalın bağırsağının röntgeni çekilir. Bilgisayar yardımlı kolonografi yönteminde ise kolon ve rektumun görüntüleri alınır. Bu taramanın ardından bilgisayar kolon ve rektum görüntülerini bütünleştirip iki veya üç boyutlu görüntüler sunar.
Bir başka testte ise doktor size bir test kiti verip dışkı örneklerinizi almanızı ister. Hasta dışkı örneklerini testler için hazırlar ve böylece dışkıda kan olup olmadığı incelenir. Bu test yardımı ile bağırsaktaki poliplerin göstergelerinden biri olan dışkıda kan olup olmadığı belirlenir.
Bağırsak poliplerinin tedavisinin en iyi yöntemi ise kaldırılmalarıdır. Doktor büyük bir ihtimalle kolonoskopi sırasında hastanın bağırsağından polipleri de alır. Ardından polipler mikroskop altında incelenir ve türü belirlenir. Böylece bu poliplerin kanserli olup olmadığı da belirlenir. Genellikle doktorlar cerrahi operasyonları yapmadan bağırsak poliplerini alabilirler. Polipler artık kolonoskopi ile kaldırılmayacak derecede büyükleştiyse o zaman hastan üzerinde cerrahi yapılabilir. Çoğu durumlarda bu cerrahi de laporoskopi yöntemi ile yapılır.
Sağlıklı bir beslenme tarzı bağırsakta poliplerin şekillenmesini engelleyebilir. Taze meyve ve sebzeler, tam tahıllar ve kemiksiz et de kalın bağırsakta poliplerin şekillenmesini engeller. Hastalar D vitamini veya kalsiyum tüketimi ile bu poliplerin şekillenmesi ihtimalini de azaltabilirler. Brokoli, yoğurt, süt, peynir, yumurta, ciğer ve balık D ve Kalsiyum vitaminleri ile zengin kaynaklar sayılırlar.
Kalın bağırsakta polip sorunu yaşayanlar kırmızı et, yağlı yiyecekler ve işlenmiş yemeklerden ve ürünler tüketimlerini de azaltıp yanında düzenli egzersiz yaparak bağırsak poliplerinin önlenmesinde etkili adım atabilirler.
Diğer yaygın bağırsak hastalıklarından biri de bağırsak tıkanması, yapışkanlığı ve bağırsak düğümlenmesidir. Sindirimin ilk aşamalarından geçen ufak yemek ve yiyecek taneleri sindirim sürecinin devamında 7 buçuk metre ya da daha fazla uzunluğu olan bağırsaktan geçmelidir. Ancak bağırsakta yaşanan her türlü tıkanıklık ek maddelerin atılması sürecini engelleyecektir. Burada hem ince hem de kalın bağırsak tıkanıklık yaşanması mümkün.
Bağırsakta yaşanan tıkanıklık sorunu bağırsağın tamamı veya bir bölümünde yaşanabilir. Sıvıların veya sindirilmiş yemeklerin geçmesini engelleyebilir. Bağırsak tıkanırsa yemek, sıvılar, mide asidi ve gaz bile tıkanılan bölgede birikir. Bağırsağa aşırı baskı olursa o zaman bağırsak da yırtılır ve zararlı ve bakterili maddeler karın boşluğuna boşaltılır.
Bağırsak tıkanmasının belli başlı nedenleri vardır. Mekanik bir etken yani bir şey veya nesne bağırsağın yolunu tıkamış olabilir. Bir başka neden ise dışkının birikmesi ve böylece bağırsağın doğru çalışmaması olabilir. Bağırsak felci olarak da bilinen durumda bağırsak tıkanmasına yol açabilir. Bu durum daha çok çocuklarda ve bebeklerde yaşanır. Bağırsak felcinin başlıca nedenleri, bağırsak enfeksiyonuna ve iltihaplanmasına yol açan özel bakteriler ve virüsler, kimyasal, elektrolit veya mineral maddelerin dengesizliği örneğin potasyum düzeyinin düşmesi, karın cerrahisi, bağırsaklara kanın daha az akması, apandisit gibi karın için enfeksiyonlar, böbrek ve akciğer hastalıkları, özel ilaçlar özellikle de narkotik ilaçların alınmasıdır.
Bağırsak tıkanmasının mekanik nedenli ise cerrahi sonucu geri kalan yapışkanlık veya yaralar, yutulan eşya veya nesnelerden kaynaklanabilir. Bu durum bağırsakların yolunu tıkar. Böbrek taşı, fıtık, sert dışkı, bağırsağın bir kısmının diğer bir kısmına girmesi, tıkayıcı tümörler ve düğümlenme da bu duruma yol açabilir.
Bağırsak tıkanması aşırı mide gazlanması, sancı, karın ağrısı, iştahın azalması, kusma, mide bulunması, dışkı ve mide gazının boşaltılmaması, kabızlık, ishal, karın spazmı ve karın ödemine de yol açabilir.
Bağırsak tıkanıklığına teşhis koymak için farklı yöntemler ve testler bulunmaktadır. Fiziki muayene, radyografi, bilgisayar yardımlı tomografi, ultrason ve baryum ve hava enema bu testlerin arasındadır. Hava ve Baryum enema testi gelişmiş bir kolon görüntüleme yöntemidir. Kuşkulu durumlarda ise bağırsak tıkanmasına yol açar. Bu testi uygulamak için doktor, hava ve baryum sıvısını makat yolu ile bağırsağın içine gönderir. İntususepsiyon sorunu yaşayan çocuklar çoğu durumda hava ve baryum enema testlerinde iyileşirler ve başka bir tedaviye ihtiyaçları da kalmaz.
Bağırsak tıkanıklığının tedavisi nerede yaşandığı ve tıkanıklığın türüne bağlıdır. Çoğu durumlarda bağırsak tıkanıklığı hastanede tedavi edilir. Hastanede doktor damardan enjeksiyon yaparak hastaya sıvı aşılar. Hastanın rahatlaması için ufacık bir boru burnundan karnına doğru yönlendirilir. Bu boru onun birikmiş gazları ve sıvılarını dışarı taşır ve hastanın daha az ağrı duymasını sağları. Bu çerçevede hastaya yemesi ve içmesi için hiçbir şey verilmez.
Bağırsak tıkanıklığı çoğu durumlarda cüzi bir tıkanmadır ve kendiliğinden iyileşebilir. Kimi kişilerde daha fazla tedavi uygulamaları gerektirebilir. Bu çerçevede hava veya sıvı enema uygulamaları veya bağırsağın açık tutulması için stent diye bilinen metal tüplere baş vurulabilir.