Aralık 22, 2020 13:09 Europe/Istanbul

Bu bölümde geçen bölümlerin devamında bağırsak hastalıkları ile ilgili konuşacağız.

Sindirim sistemi hastalıkları genel olarak besin maddelerinin vücuda alınması, yemeklerin sindirilmesi ve genel olarak da sağlık durumuna doğrudan etki yapabilir.  Sindirim sistemi ağızdan başlanıp makata kadar devam etmektedir.Bu yüzden sindirim sistemi hastalıkları geniş çaplı hastalıkları kapsamaktadır.  Bu nedenden dolayı sindirim sistemi hastalıklarını  sindirim sistemi organlarına göre incelemek yerinde olacaktır. Sohbetimizin devamında  geçen bölümlerde olduğu gibi bağırsak ile ilgili konuşacağız.  

Bağırsak polipi  bağırsağın iç yüzeyinde  hücrelerin bir araya gelmesi ile oluşan çıkıntılı yapıdır. Bağırsak poliplerinin   çoğu zararsız olsa da zaman içerisinde  kronik olarak bağırsak kanserine dönüşebileceği söylenebilir.    Bu durum ilerlemişse o zaman bu hastalık çok tehlikeli bir aşamaya gelmiş demektir.   

Herkesin bağırsak polipi sorunu yaşaması mümkündür.  50 yaş üzerindeki kişiler, obez ve aşırı kilolu kişiler, sigara içenler veya aile bireylerinde yani genetik olarak bağırsak kanseri ve bağırsak polipi yaşayanların bu hastalığa yakalanmak riski daha fazladır. 

Bağırsak polipinin genellikle belirtisi yoktur.   Kolonoskopi gibi testlerin yapılması ise  bağırsak poliplerinin erken teşhisinde çok önemli bir yere sahiptir.  Bu aşamada genellikle bu polipleri kaldırmak da daha güvenli ve daha tehlikesizdir.  Bağırsak kanserini önlemenin en iyi yöntemi ise   poliplerin düzenli olarak incelenmesidir. 

Bağırsak polipleri genellikle   kanserli olmayıp zararsız olabilirler. Çok büyük olmadıkları sürece belirtisizler.   Bu poliplerin de kaldırılması ile  ilgili belirtiler de azalır veya ortadan kalkar.  Ayrıca  gelecekte  bağırsak kanserine yakalanma riski de  böylece azaltılır.  Polip sorunu yaşayan biri gelecekte de bu sorun ile karşı karşıya kalma ihtimali bulunmaktadır. Bu yüzden  5 yıldan bir bağırsak polipi analizlerini yaptırması lazım. 

Doktorlar  bağırsakta poliplerin oluşmasının tam nedenini bilmeseler de   bunun dokuların anormal bir şekilde gelişmesi sonucu olduğu söylenmektedir.  Vücudumuz   periyodik olarak   yeni hücreler üretir  bu hücreler ise yaşlı hücrelerin yerine geçer ve artık ölü hücrelere ihtiyaç kalmaz.   Bu yeni hücrelerin üretimi ve bölünmesi ise düzenli bir şekilde yapılmaktadır.    Kimi durumlarda  yeni hücreler ihtiyaç olmadığı halde artmaya başlar. Bu aşırı gelişme ve hücre artması ise poliplerin oluşmasına yol açar.   Poliplerin bağırsak olmak üzere vücudun her bölümünde şekillenebilirler.  Görünen o ki   hem çevresel hem genetik  etkenler poliplerin meydana gelmesinde etkilidir.    

Sigara içmek, şişmanlık, yağlı yemekler yemek, kırmızı etin tüketilmesi ve lifli besin maddelerinin az tüketilmesi poliplerin şekillenmesi ihtimalini arttırır.   Sigarayı bırakanların 10 yıl kadar   kolo-rektal polipleri ve bağırsak kanserine yakalanma riski taşırlar.  Ayrıca kimi genetik değişimler de   bağırsak polipleri ve bağırsak kanserine yol açabilir. Geçmişte polip sorunu geçirenler, 50 yaş öncesi yumurtalık veya rahim kanseri sorunu yaşayanlar,  kalın bağırsağa da etki yapan Crohn hastalığı, Ülseratif Kolit gibi  enfeksiyon hastalıkları, tip 2 diyabet hastalığı,  Lynch veya Gardner sendromu gibi genetik bozukluklar yaşayanlar insanlarda  bağırsak poliplerinin şekillenmesi ihtimali daha fazladır. 

Poliplerin farklı türleri olabilir.  Enfeksiyon, adenomatöz ve tübüler olmak üzere üç türü vardır.  Bunların bazıları ise gelecekte tehlike yaratabilirler.  Bağırsak poliplerinin çoğu belirtisizdir.  Hastalar ise doktorlar onların bağırsaklarındaki bu polipleri ortaya çıkarıncaya dek bu poliplerden habersiz olabilirler.   Ancak  rektal kanama, dışkıda renk değişimi gibi belirtiler  bağırsak poliplerinin göstergelerinden olabilir. 

Bir haftadan daha uzun bir süre süren kabızlık ve ishal    da  bağırsakta büyük poliplerin göstergesi olabilir.  Bağırsağın büyük polipleri    bağırsağın tıkanmasına yol açabilir. Bu da karında şişkinliğe, acıya, kusma ve mide bulunmasına neden olur.   Ayrıca poliplerin kanaması ise   zaman içerisinde  yaşanabilir. Bu durum ise dışkıda bile görünmeyebilir.    Kronik kanama ise  vücutta demir eksikliğine yol açar.  Demir ise  kandaki  alyuvarlara oksijeni taşımalarına yardımcı olan bir maddedir.   Demir eksikliği yüzünden ortaya çıkan anemi ise  kişide yorgunluğa ve nefes darlığına yol açar.

Polipleri  testler yardımı ile incelemek mümkündür.  Bu testlerden biri de kolonoskopidir.    Bu süreç içerisinde ise ince bir boruya takılan ufak bir kamera  makat yolu ile  kalın bağırsağa yönlendirilir.  Bu kamera yardımı ile doktor rektum ve kolonu incelemeye başlar.  Doktor polip teşhisi koyduğunda   poliplerden  örnek doku alınır.    Kolonoskopiye benzer bir başka yöntem de  sigmoidoskopidir.   Ancak bu yöntem  rektum  ve kalın bağırsağın alt kısmını incelemek için yeterlidir. 

Baryum enema testinde ise   baryum maddesi  hastanın rektumuna enjekte edilir  ve ardından hastanın kalın bağırsağının röntgeni çekilir.  Bilgisayar yardımlı kolonografi yönteminde ise  kolon ve rektumun görüntüleri alınır.  Bu taramanın ardından bilgisayar  kolon ve rektum görüntülerini bütünleştirip  iki veya üç boyutlu görüntüler sunar. 

Bir başka testte ise  doktor  size bir test kiti verip  dışkı örneklerinizi almanızı ister.  Hasta dışkı örneklerini  testler için hazırlar ve böylece dışkıda kan olup olmadığı incelenir.      Bu test yardımı ile bağırsaktaki poliplerin göstergelerinden biri olan dışkıda kan olup olmadığı belirlenir. 

Bağırsak poliplerinin tedavisinin  en iyi yöntemi ise  kaldırılmalarıdır.  Doktor büyük bir ihtimalle  kolonoskopi sırasında hastanın bağırsağından polipleri de alır.  Ardından polipler mikroskop altında incelenir ve türü belirlenir. Böylece bu poliplerin kanserli olup olmadığı da belirlenir.  Genellikle doktorlar  cerrahi operasyonları yapmadan bağırsak poliplerini alabilirler.  Polipler artık kolonoskopi ile kaldırılmayacak derecede büyükleştiyse  o zaman hastan üzerinde cerrahi yapılabilir.  Çoğu durumlarda   bu  cerrahi de laporoskopi yöntemi ile yapılır. 

Sağlıklı bir beslenme tarzı bağırsakta poliplerin şekillenmesini engelleyebilir.   Taze meyve ve sebzeler, tam tahıllar ve kemiksiz et de kalın bağırsakta poliplerin şekillenmesini engeller.  Hastalar  D vitamini veya kalsiyum tüketimi ile   bu poliplerin şekillenmesi ihtimalini de azaltabilirler.   Brokoli, yoğurt, süt, peynir, yumurta, ciğer ve balık D ve Kalsiyum vitaminleri ile zengin kaynaklar sayılırlar.  

Kalın bağırsakta polip sorunu yaşayanlar kırmızı et, yağlı yiyecekler ve işlenmiş yemeklerden ve ürünler tüketimlerini de azaltıp yanında düzenli  egzersiz yaparak   bağırsak poliplerinin önlenmesinde etkili adım atabilirler. 

Diğer yaygın bağırsak hastalıklarından biri de  bağırsak tıkanması, yapışkanlığı ve  bağırsak düğümlenmesidir.  Sindirimin ilk aşamalarından geçen ufak yemek ve yiyecek taneleri  sindirim sürecinin devamında  7 buçuk metre ya da daha fazla uzunluğu olan bağırsaktan geçmelidir.  Ancak  bağırsakta yaşanan her türlü  tıkanıklık ek maddelerin atılması sürecini engelleyecektir.  Burada hem ince  hem de kalın bağırsak tıkanıklık yaşanması mümkün.  

Bağırsakta yaşanan tıkanıklık sorunu  bağırsağın tamamı veya bir bölümünde yaşanabilir. Sıvıların veya sindirilmiş yemeklerin geçmesini engelleyebilir.  Bağırsak tıkanırsa  yemek, sıvılar, mide asidi ve gaz bile tıkanılan bölgede birikir. Bağırsağa aşırı baskı olursa  o zaman bağırsak da yırtılır ve zararlı ve bakterili maddeler karın boşluğuna boşaltılır. 

Bağırsak tıkanmasının belli başlı nedenleri vardır.  Mekanik bir etken yani bir şey veya nesne bağırsağın yolunu tıkamış olabilir.  Bir başka neden ise  dışkının birikmesi ve böylece bağırsağın doğru çalışmaması olabilir.  Bağırsak felci olarak da bilinen durumda bağırsak tıkanmasına yol açabilir.  Bu durum daha çok çocuklarda ve bebeklerde yaşanır.  Bağırsak felcinin başlıca nedenleri,  bağırsak enfeksiyonuna ve iltihaplanmasına yol açan özel bakteriler ve virüsler, kimyasal, elektrolit veya mineral maddelerin dengesizliği örneğin potasyum düzeyinin düşmesi, karın cerrahisi, bağırsaklara kanın daha az akması, apandisit gibi karın için enfeksiyonlar, böbrek ve akciğer hastalıkları, özel ilaçlar özellikle de narkotik ilaçların alınmasıdır. 

Bağırsak tıkanmasının mekanik nedenli ise   cerrahi sonucu geri kalan yapışkanlık veya yaralar, yutulan eşya veya nesnelerden kaynaklanabilir.  Bu durum bağırsakların yolunu tıkar. Böbrek taşı, fıtık, sert dışkı,  bağırsağın bir kısmının diğer bir kısmına girmesi, tıkayıcı tümörler ve düğümlenme da bu duruma yol açabilir.  

Bağırsak tıkanması   aşırı mide  gazlanması, sancı, karın ağrısı, iştahın azalması, kusma, mide bulunması, dışkı ve mide gazının boşaltılmaması, kabızlık, ishal, karın spazmı ve karın ödemine de yol açabilir.   

Bağırsak tıkanıklığına teşhis koymak için farklı yöntemler ve testler bulunmaktadır.  Fiziki muayene, radyografi, bilgisayar yardımlı  tomografi, ultrason ve baryum  ve hava enema bu testlerin arasındadır.  Hava ve Baryum enema testi  gelişmiş bir kolon görüntüleme yöntemidir.  Kuşkulu durumlarda ise  bağırsak tıkanmasına yol açar.   Bu testi uygulamak için   doktor, hava ve baryum sıvısını  makat yolu ile  bağırsağın içine gönderir. İntususepsiyon sorunu yaşayan çocuklar çoğu durumda  hava ve baryum enema testlerinde iyileşirler ve başka bir tedaviye ihtiyaçları da kalmaz. 

Bağırsak tıkanıklığının tedavisi  nerede yaşandığı ve tıkanıklığın türüne bağlıdır.  Çoğu durumlarda   bağırsak tıkanıklığı hastanede tedavi edilir.  Hastanede doktor  damardan enjeksiyon yaparak hastaya sıvı aşılar.  Hastanın rahatlaması için  ufacık bir boru burnundan karnına doğru yönlendirilir.  Bu boru  onun birikmiş gazları ve sıvılarını dışarı taşır ve hastanın daha az ağrı duymasını sağları.  Bu çerçevede hastaya yemesi ve  içmesi için hiçbir şey verilmez.  

Bağırsak tıkanıklığı  çoğu durumlarda  cüzi bir tıkanmadır ve kendiliğinden iyileşebilir.  Kimi kişilerde daha fazla tedavi uygulamaları gerektirebilir.   Bu çerçevede  hava veya sıvı enema uygulamaları veya bağırsağın açık tutulması için  stent diye bilinen metal tüplere baş vurulabilir.