Ocak 22, 2021 13:26 Europe/Istanbul
  • Orta Asya ve Kafkasya gelişmeleri

Bugün yine her hafta olduğu gibi Orta Asya ve Kafkasya bölgesinin geçen haftaki en önemli gelişmelerini gözden geçireceğiz. Birlikte dinleyelim.

Bültenimizi geçen hafta Orta Asya ve Kafkasya bölgelerinde yaşanan önemli gelişmelerin ana başlıkları ile açıyoruz.

  • Azerbaycan Cumhuriyeti ile Ermenistan arasındaki Karabağ münakaşasında son gelişmeler,
  • Tacikistan ve İran ilişkilerinde bazı ilerlemeler,
  • Kazakistan’da mali fesatla mücadelede son durum,
  • Amerikalı terörist askerlerin korona virüs salgını ile mücadele bahanesi ile Manas üssüne geri dönmeleri,

Geçen hafta orta Asya ve Kafkasya bölgesinin en önemli bazı gelişmeleriydi.

Güney Kafkasya bölgesinde bölge ülkelerinin Azerbaycan Cumhuriyeti ile Ermenistan arasında toprak ve sınır anlaşmazlığına son verme çabalarına rağmen, tarafların bazı hareketleri iki ülke arasındaki husumet ateşinin sönmeden yanmaya devam etmesine sebebiyet veriyor.

Gerçi Ermenistan devleti Azerbaycan Cumhuriyeti ile yaptığı son savaşta Rusya devletinin arabuluculuğu ile imzaladığı on maddelik Karabağ barış anlaşması çerçevesinde teslim oldu; ancak görünen o ki şimdi Erivan yönetiminin üst düzey yetkilileri bu anlaşmayı kabul etmek istemiyor ve sürekli türlü bahaneleri ileri sürerek bir kez daha 27 Eylül öncesi çatışma dönemine geri dönmeye çalışıyorlar.

Bu süreçte Azerbaycan Cumhuriyeti liderleri ise tüm çabalarını bölge ülkeleri ile daha fazla işbirliği yapma üzerinde odakladıkları anlaşılıyor. Bu arada Erivan yetkililerinin dağlık Karabağ bölgesine yaptıkları ziyaretler Bakü yönetiminin tepkisine sebep oluyor. Oysa Rusya lideri Vladimir Putin on maddelik dağlık Karabağ anlaşmasının arabulucusu olarak tarafları uyardığı da biliniyor. Gerçekte Putin Karabağ münakaşasının taraflarından aralarındaki sorunları 9 Kasım 2020’de imzalanan on maddelik barış anlaşması çerçevesinde ve bir an önce çözümlemelerini istiyor.

Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan geçenlerde 44 günlük savaşın sebebi başlığı ile yayımladığı makalesinde şöyle yazmıştı:

Rusya Ermenistan’a yedi bölgeyi dağlık Karabağ’ın statüsü belirlenmeden Azerbaycan Cumhuriyeti’ne iade edilmesi üzerinde ısrar etti.

Ermeni genç devlet adamı şöyle ekledi:

Karabağ münakaşası halâ çözümlenmiş değildir ve bu bölgenin hukuki statüsü belirlenmesi gerekir. Bu bağlamda Erivan yönetimi Bakü yönetimi ile müzakere etmeye hazırdır.

Ermenistan Başbakanı Paşinyan’ın bu sözleri Rusya’nın arabuluculuğu ile imzaladığı ateşkes anlaşmasına karşı olduğunu gösteriyor.

Ermenistan Başbakanı Paşinyan’ın bu tutumuna tepki gösteren Rusya’nın AGİT’e bağlı Minsk grubundaki temsilcisi ve Karabağ münakaşası ile ilgili konuların uzmanı İgor Popov, Ermeni Başbakanı Paşinyan’ın Karabağ statüsü ile ilgili son iddiasını ve Rusya’nın Azerbaycan Cumhuriyeti’nin şartlarını Ermenistan’a dayatmaya çalıştığı Karabağ ateşkesine uyma ısrarını reddetti. Konu hakkında bir açıklama yapan Popov şu ifadeleri kullandı:

Ermenistan Başbakanı Paşinyan’ın Rusya’ın Karabağ münakaşasını çözümleme çabaları çerçevesinde Ermenistan devletini yedi ilçeyi Karabağ’ın hukuki statüsü belirlenmeden Azerbaycan Cumhuriyeti’ne iade etme konusunda ısrarcı olduğu iddiası mesnetsiz ve yalan bir iddiadır.

Her halükarda Karabağ münakaşasına taraf olan iki devletin hareketleri, karşı taraftan daha fazla taviz koparmaya yönelik olduğunu gösteriyor. Oysa pratikte Azerbaycan Cumhuriyeti ve Ermenistan’ın dağlık Karabağ mülkiyeti üzerindeki uzun süreli münakaşası son bulmuştur ve tarafların birbirinden daha fazla taviz koparma şansı yok gibidir.

Hal böyleyken, kesin olan şu ki taraflar bu bölgeye yeniden hakim olmak için tüm çabalarını sarf etmeye devam ediyor. Örneğin Nikol Paşinyan yönetimi Batı’ya yönelik eğilimine karşın halâ izlediği politikalarında ülkesini Rusya’nın eski müttefiki olarak tanıtmaya çalışıyor.

Karşı tarafta ise Azerbaycan Cumhuriyeti bir yandan komşu ülkelerle birlikteliğini takviye etmeye paralel olarak Türkiye devletinden daha fazla askeri destek alma eğilimi gösteriyor. Bu bağlamda Azerbaycan Cumhuriyeti’nin Türkiye ile ortak askeri tatbikat düzenlemesine işaret etmek mümkün. Bilindiği üzere Azerbaycan Cumhuriyeti ordusundan bazı askerler Türkiye ordusu ile ortak askeri tatbikata katılmak üzere Türkiye’ye geldiler. Tatbikatın 1 ila 12 Şubat tarihleri arasında Kars ilinde düzenlenmesi bekleniyor. Ortak harekat düzenlemek, Türkiye askeri sanayiinin ürünü olan silah ve askeri teçhizatı kullanmak, ayrıca Azerbaycan Cumhuriyeti ordusunun taarruz ve lojistik yeteneklerini geliştirmek, tatbikatın hedefleri arasında yer alıyor.

Güney Kafkasya bölgesinde komplike ve öngörülemeyen gelişmeler devam ettiği bir sırada, orta Asya bölgesi ise bölgesel ve küresel bazda işbirliği konusunda yeni bir sayfayı açtığı gözleniyor.

Orta Asya bölgesinde yaşanan gelişmelere bakıldığında bazı bölge ülkelerinde düzenlenen seçimlerle bu ülkelerin yeni bir deneyimi sergiledikleri söylenebilir.

Orta Asya’da oluşan yeni şartlarda, bundan önce başta İran İslam Cumhuriyeti olmak üzere komşu ve kardeş Müslüman ülkelerle bir dizi husumet yaşayan Tacikistan devleti son zamanlarda yeniden Tahran ile işbirliği yapmaya yöneldiği anlaşılıyor. Gerçekte Duşanbe liderleri bölgesel ve küresel olumsuz şartlardan kurtulmak için Tahran ile dost olmaktan başka çareleri olmadığını anlamaya başladıkları söylenebilir.

Bu arada üzücü bir haber İran ve Tacikistan sanat camiasını yasa boğduğu belirtilmelidir. Tackistan’ın ünlü aktörlerinden ve TV dizisi “Rüzgarın gözünde” Hisam Ağa rolünde yer alan Habibullah Abdurrezzak hayata gözlerini yumdu.

Bu bağlamda merhum Habibullah Abdurrezzak’ın oğlu Şehbaz Abdurrezzak geçen Salı günü facebook sayfasında şöyle yazdı:

Babam aramızdan ayrıldı. Bugün saat 11:00’de babam benim kucağımda fani dünyaya veda etti. Dostlar, babamın ruhunun şad olması için dua edin.

Rüzgarın gözünde adlı TV dizisi İran tarihinin Gacar, Pehlevi ve İslam Cumhuriyeti olmak üzere üç tarihi evrede yaşanan siyasi ve sosyal olayları anlatıyor. Bu değerli TV dizisinde İranlı aktörlerin yanında aralarında Habibullah Abdurrezzak’ın da yer aldığı dört Tacik aktör de rol ifa etti.

Habibullah Abdurrezzak Tacikistan’ın seçkin aktörlerinden biriydi ve yine Şükrane adlı bir başka TV dizisinde de İranlı aktörlerin yanında Tacikistan’ın polis subayı rolü ile yer aldı.

 

Bu üzücü haberden başka geçen hafta İran’ın Farab firması ve Tacikistan’ın Nakliyat Bakanlığı İstiklal tüneli projesinin ikinci merhalesi üzerine bir anlaşma imzaladı. Tacikistan Ulaştırma Bakanı Azim İbrahim projenin ikinci merhalesi bazı sebeplerden ötürü ertelendiğini belirterek, yeni anlaşmanın çerçevesinde tünelin etkili randımanı için aydınlatma, havalandırma, itfaiye cihazları ve kameraların kurulması gibi bazı çalışmalar yerine getirileceğini belirtti.

İran’ın Tacikistan büyükelçisi Muhammed Taki Saberi de yaptığı açıklamada, İstiklal tüneli Tacikistan milleti ve devleti için önemli ve hayati bir proje olduğunu, tünel Tacikistan’ın kuzeyini güneyi ile birleştireceğini kaydetti.

 

İstiklal tüneli Tacikistan’ın başkenti Duşanbe’nin 70 km kuzeyinde ve Duşanbe – Hocand kara yolu üzerinde yer alan ve ülkenin kuzeyi ile güneyine birbirine bağlayan bir projedir.

İran İslam Cumhuriyeti ise şimdiye kadar Tacikistan’da baraj, santral ve tünel inşaatında en çok faaliyet yürüten ülkelerden biridir. İran ve Tacikistan son yıllarda 170 işbirliği belgesi imzaladı. Bu belgeler Fars dilini konuşan iki ülkenin liderlerinin karşılıklı işbirliğini önemsediklerini gösteriyor.

Geçen hafta “Şeffaf Kazakistan” fonu bu ülkede son bir yılda mali fesat durumu ile ilgili raporunu açıkladı. Fonun icra Başkanı Olga Şiyan bir açıklama yaparak şöyle dedi:

Yaklaşık 200 sosyolog ve 12 analiz uzmanı, 2020’nin sonbaharında 3 büyük kentte, 14 eyalet merkezi ve Kazakistan genelinde 143 bölgede 9 bin muhatabı ve 1347 talebi incelediler ve vatandaşların yüzde 37.4’ünü ve iş adamlarının yüzde 45.9’unu rasat ederek geçen miladi yılda incelenen bölgelerde mali fesadın gerilediği sonucuna vardılar. Araştırmaya katılan muhatapların yüzde 11’inden fazlası kamu kurum ve kuruluşlarına başvurduklarında sorunlarının resmi olmayan yollardan çözümleme meselesi ile karşılaştıklarını belirttiler.

Bu veriler Kazakistan’da mali fesat ve rüşvetle mücadele için yürütülen çalışmalara rağmen bu durum halen devam ettiğini gösteriyor. Mali fesat ve rüşvetle mücadele programların Nur Sultan Nazarbayev döneminde hazırlanmıştı; ancak hepsi başarısızlıkla sonuçlandı.

Geçen hafta Amerikalı terörist askerlerin korona virüs salgını ile mücadele bahanesi ile Kırgızistan’daki Manas askeri üssüne geri dönmeye başladıkları bildirildi. Amerika terör devleti korona virüs salgını ile mücadele bahanesi ile Kırgızistan’a gönderilen Pfizer aşısının ilk partisi ile birlikte bir grup askerini Manas üssüne konuşlandırdı.

Bu arada Kırgızistan yönetiminden bir yetkili basına yaptığı açıklamasında, Bişkek yönetimi Amerika’nın Pfizer aşılarını depolama sorununu çözmek için Amerikalı askerlerin Kırgızistan’a geri dönme meselesini incelediğini belirtti.

Amerika terör devleti Aralık 2001’de Kırgızistan’ın Manas kentinde bir hava üssü kurdu. Bu üs 2014 yılında Bişkek yönetiminin aldığı kararla kapatıldı. Şimdi ise Amerika terör ordusu yeniden bu üsse yerleşmeye başladığı anlaşılıyor. Bu durum hiç kuşkusuz Amerika ile Rusya arasında gerginliği tırmandırdığı gibi Bişkek yönetimini de bazı yeni gelişmelerle karşı karşıya getirebilir.

 

 

 

Etiketler