Sağlık Bülteni-46
Bu bölümde makat hastalıkları ile ilgili konuşacağız.
Sindirim sistemi hastalıkları genel olarak besin maddelerinin vücuda alınması, yemeklerin sindirilmesi ve genel olarak da sağlık durumuna doğrudan etki yapabilir. Sindirim sistemi ağızdan başlanıp makata kadar devam etmektedir. Bu yüzden sindirim sistemi hastalıkları geniş çaplı hastalıkları kapsamaktadır. Bu nedenden dolayı sindirim sistemi hastalıklarını sindirim sistemi organlarına göre incelemek yerinde olacaktır. Sohbetimizin devamında geçen bölümlerde olduğu gibi makat ve anüs ile ilgili konuşacağız.
Makat hastalıkları rektumun alt kısmı yani kalın bağırsağın sonu ve anüsü etkileyen hastalıklardır. Bu iki bölüm de vücudun diğer parçaları gibi sorun yayaşabilirler. Anal fistül, makat siğilleri ve hemoroit, makat hastalıklarının en yaygın sorunları arasında örnek gösterilebilir. Kimi durumlarda acı, sızma, kaşınma, kanama veya iltihaplanma gibi belirtiler kişinin hayatını önemli oranda etki altında bırakabilirler.
Makat hastalkları iyi huylu olsalar da sindirim sisteminin uzmanının bu sorunları dikkatli bir şekilde incelemesi de şarttır. Bu çerçevede daha ciddi durumlar özellikler makat kanseri durumunun belirlenmesi zaruridir. Makat sorunlarının teşhisi için genellikle fiziki muayene ve hastanın sağlık bilgilerinin gözden geçirilmesi, dijital rektal testi, endoskopi, esnek sigmoidoskopi, kolonoskopi, biyopsi, ultrason veya MR'a baş vurulur.
Anal Fissür olarak da bilinen makat çatlağı anüsün etrafında küçük yaralar veya yırtıklara verilen isimdir. Bu durum çok acı verici olabilir. Kimi zaman tuvalet yaptıktan sonra özellikle de dışkılamanın ardından kanama ile beraber olabilir. Anal fissür her yaşta görülebilir. Ancak bu hastalık 15 ila 40 yaş arası daha yaygın olarak görülmektedir. Anal fissür genellikle 6 haftanın ardından iyileşir. Bu duruma akut anal fissür ismi verilir. Ancak bu durum 6 haftadan daha fazla sürerse kronik anal fissür olarak bilinir.
Anal fissür durumunun geniş çaplı çok ciddi bir tedaviye ihtiyacı yoktur. Ancak kimi evdeki önlemler ve tedavi yöntemleri iyileşme sürecini hızlandırabilir. Bu tedavilerden güdülen amaç ise dışkının yumuşatılması ve böylece makat kanalına baskının azaltılması ve sonuçta kanama ve rahatsızlıkların giderilmesidir. İki hafta içerisinde belirtiler giderilmezse sindirim sistemi uzmanı değerlendirmesinin yapılması zorunlu hale gelecektir. Doktor ise kesin tanı koyup botoks, ilaç ve cerrahi gibi yöntemlere baş vurulabilir.
Anal fissür genellikle dışkılamak sırasında meydana gelir. Kronik kabızlık veya tekrarlanan ishal da makat etrafı cildi yırtabilir ve çatlaklar oluşturabilir. Crohn hastalığı veya irritabl bağırsak sendromu, doğum sırasındaki baskılar, makata giden kan akışındaki tansiyon düşüklüğü veya spastik sfinkter de bu hastalığa yol açabilir.
Makat bölgesinde yoğun acı hissi, sızma veya kuruluk, tuvalet yaptıktan sonra bir kaç saat bile sürebilir. Bu da hastalığın belirtilerinden sayılır. Kimi kişiler ise anal fissür sorununu cam parçalarının dışarı çıkmasına benzetiyorlar. Makat bölgesindeki spazm ve kanama da bu durumun diğer belirtilerindendir. Anüsün dışa doğru çıkıntılı hale gelmesi de anal fissürün belirtilerindendir. Bu çıkıntı fissürün ortaya çıkışından sonra medyana gelmiş olabilir. Bu belirtiler ise anal fissürden başka bir şeyden da kaynaklanmış olabilir. Bu durumda genellikle basur ve anal fissül karıştırılır.
Anal fissür teşhisi genellikle fiziki bir muayenenin ardından gerçekleştirilir. Kabızlık sorunu rektal ve bağırsak sorunları da teşhise yardımcı olur. Fiziki muayene yapılırken genellikle makat ve etrafındaki çatlaklar ve yarıklara bakılır. Fissür yönünde göz ile görülecek bir durum yoksa o zaman esnek sigmoidoskopi önerilir. Bu çerçevede doktor ışıklı kısa bir boru ile makatı inceler. Bu süreçte lokal anestezi amacı ile lidokain merhemi kullanılır. Burada hiçbir kan tahlili veya Röntgen çektirmeye de ihtiyaç kalmaz. Kabızlık sonucu meydana gelen anal fissürler genellikle orta çizgilerde bulunur. Fissürler makatın etrafında ise Crohn, AİDS ve kanser gibi durumlarından kaynaklanmış olabilir.
Kimi zaman anal fissür bir veya iki hafta boyunca tedavisiz iyileşebilir. Anal fissür, hastaların beslenme tarzlarını değiştirmesi ve gerekli ilaçlar veya merhemleri kullanması halinde giderilir. İyileşmezse cerrahiye ihtiyaç duyulabilir. Doktorlar laktuloz ilacı gibi kimi yumuşatıcı ve kabızlık giderici ilaçlara baş vurarak dışkıyı yumuşatmaya çalışırlar. Ağrı kesici ve makat spazm giderici ilaçlar da kullanılabilir. İlaçlar ile görülen tedavi ise genellikle yaklaşık 6 ile 8 hafta kadar sürebilir. Ancak anal fissürün nüksetmesi de muhtemeldir. Bu durumda hasta ilaçları alırken ağrı kesici ilaçlar da kullanmalıdır.
Anal fissürün bir başka tedavi yöntemi de belli enjeksiyonların yapılmasıdır. Bu yöntemde Botulinum toksini-BOTOKS cerrahlar tarafından anal fissür tedavisi için kullanılır. Bu çerçevede cerrah, Botulinum A toksinini sefinkterin iç kaslarına enjekte edip serbestleşmesine yardımcı olur. Hasta anal çıkıntı sorunu yaşıyorsa o zaman cerrah tedavi sürecinde çıkıntıları kaldırıp böylece tedavi sürecini hızlandırabilir. Bu tedavi yönteminin etkili olması için 3 ay kadar süreye ihtiyaç duyulur. Bu süre içerisinde fissürün iyileşmesi beklenilir.
Anal fissürün bir başka tedavi yöntemi de cerrahidir. Bu durum daha çok kronik anal fissür ve bir aydan daha fazla süren akut anal fissür için geçerlidir. Bu çerçevede sfinkterektomi cerrahi yönteminde sfinkterin sertleşmiş ve kalınlaşmış kası kesilir ve anüsteki baskı azaltılır. Bu cerrahi genellikle anestezi yöntemi ile gerçekleştirilir. Bu da ya genel anestezi ya da omurilik anestezisi ile olur. Kimi zaman da kronik fissürlerin tedavisi için cerrah, fissürü de kaldırır.
Anal fissürün tedavisine yardımcı olmak adına tuvalet yaparken, dışkının yumuşak olmasını sağlamak gerekir. Bu durum hastanın daha az acı duymasına neden olur. Bu çerçevede hasta, beslenme ve hayat tarzını değiştirirse kabızlığı önleyip dışkısını daha yumuşak hale getirebilir. Dengeli, yüksek lifli, tamamlayıcı lifli, yeterli sıvılı sağlıklı bir beslenme tarzı bu alanda büyük öneme sahiptir. Düzenli spor ve egzersiz yapmak, tuvalet yaptıktan sonra 10 ila 15 dakika kadar sıcak suda oturmak da bu duruma yardımcı olur.
Makat bölgesinde sık görülen sorunlardan biri de anorektal apsedir. Bu da makattaki düğümlerden dolayı meydana gelmiş olabilir daha sonra da enfeksiyon kapmış olabilir. Genellikle bu durumun tehlike faktörü düşüktür. Ancak diyabet veya Crohn hastalığı bulunan kişiler ve de zayıf bağışıklık sistemine sahip olanlar bu hastalığı daha sık yaşayabilirler. Apse kendiliğinden cilde boşalabilir bu da fistül hastalığına yol açabilir.
Anorektal apsenin en yaygın tedavisi ise anestezi yardımı ile boşaltılmasıdır. Kanın zehirlenmesi durumu şiddetli ise ya da kişinin bağışıklık sistemi zayıfsa o zaman antikorlardan yararlanılır. Antikorlar lenfatik kökenli anorektal apselerin tedavisinde daha az rol oynarlar. Genellikle cerrahinin ardından gazlı bez kullanılır. Daha büyük ve daha derin apseler özellikle de iskiorektal apseler anestezi yardımı ile cerrahi sayesinde boşaltılır.
Anorektal apseler makat sfinkterinin lokal korunması ile boşaltılmalıdırlar. Rektal mukozalarının muayenesi için Sigmoidoskopiye baş vurulur. Tabii iskiorektal apselerin teşhisi sırasında sfinkter yapıya zarar vermemek çok önemlidir. Çoğu zaman apsenin boşaltılması sonuç verir. Bir kaç hafta sonra ise endorektal ultrason ve diğer muayeneler ve testler sayesinde salınan maddeler incelenir ve sağlığın yerinde olmasından emin olunur.