Mayıs 06, 2023 09:11 Europe/Istanbul
  • Nur’a giden yol ( 961 )

Tur suresinin 13 ila 21. ayetleri ve tefsirleriyle sizlerle birlikteyiz.

Tur suresinin 13 ila 16. ayetleri:

 

 یَوْمَ یُدَعُّونَ إِلَى نَارِ جَهَنَّمَ دَعًّا (52:13)

هَذِهِ النَّارُ الَّتِی کُنْتُمْ بِهَا تُکَذِّبُونَ (52:14)

أَفَسِحْرٌ هَذَا أَمْ أَنْتُمْ لَا تُبْصِرُونَ (52:15)

اصْلَوْهَا فَاصْبِرُوا أَوْ لَا تَصْبِرُوا سَوَاءٌ عَلَیْکُمْ إِنَّمَا تُجْزَوْنَ مَا کُنْتُمْ تَعْمَلُونَ (52:16)

 

 

Yani:

O gün cehennem ateşine itilip atılırlar:

 

"İşte yalanlayıp durduğunuz ateş budur!" denilir.

 

Bir büyü müdür bu, yoksa görmüyor musunuz?

 

Girin oraya, sabretseniz de sabretmeseniz de artık sizin için birdir. Siz ancak yaptıklarınızın karşılığına çarptırılacaksınız.

 

İlahi peygamberlere karşı çıkanların ileri sürdükleri iddialardan biri, peygamberlerin eliyle gerçekleşen ilahi mucizeleri sihir ve büyü nitelemeleriydi. Muhalifler şöyle diyordu: Sanki bizim gözümüze sihir ve büyü yapıyorlar ve böylece gözümüzün üzerine perdeleyip yaptıkları işin gerçeğini öğrenmemize engel oluyorlar.

Kur'an'ı Kerim bu ayetlerle şöyle buyurmakta:

Onlar kendi gözleriyle cehennem ateşini görüp ne denli yakıcı olduğunu hissedince onlara şöyle denilir: Acaba bu de sihir ve büyü müdür ve gözleriniz yanlışlıkla mı ateşi görür?

İlahi peygamberlerin muhalifleri inatla şöyle diyordu: İster bize nasihat edin, ister etmeyin, bu bizi etkilemez, biz sizin nasihatlerinize kulak vermeyiz.

Bu ayetler ise şöyle buyurmakta:

Kıyamet günü onlara şöyle cevap verilir: Şimdi ister ateşe katlanın, ister inleyin, hiç fark etmez ve bu cezadan kurtuluş olmaz.

Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.

 

1 – Hak karşısında inat ve direnmenin sonucu ağır cezadır.

2 – Kıyamet gününde cezalar tamaman adil ve insanın kendi amellerinin sonucudur.

3 – Dini kutsal değerlerle alay etmenin sonucu, kıyamet gününde aşağılanmak ve alay konusu olmaktır.

 

Tur suresinin 17 ila 19. ayetleri:

 

 إِنَّ الْمُتَّقِینَ فِی جَنَّاتٍ وَنَعِیمٍ (52:17)

فَاکِهِینَ بِمَا آَتَاهُمْ رَبُّهُمْ وَوَقَاهُمْ رَبُّهُمْ عَذَابَ الْجَحِیمِ (52:18)

کُلُوا وَاشْرَبُوا هَنِیئًا بِمَا کُنْتُمْ تَعْمَلُونَ (52:19)

 

 

Yani:

Şüphesiz (kötülüklerden) korunanlar cennetlerde ve nimet içindedirler.

 

Rablerinin kendilerine verdikleriyle sefâ sürerler, (Zira) Rableri onları, cehennem azabından korumuştur.

 

Onlara: Yaptıklarınıza karşılık âfiyetle yeyin,için (denilir).

 

 

Kur'an'ı Kerim’in insanları terbiye etme yöntemlerinden biri onları korkutmak, umut vermek, uyarmak ve müjdelemeyi yan yana yürütmektir; böylece hiç kimse ilahi rahmetten umudunu kesmez, ayrıca yersiz yere umutlanmaz.

Kafirlerin ve inkar edenlerin cehennemde cezalarını beyan eden önceki ayetlerin devamında bu ayetler ise salih ve muttaki insanların cennetteki mükafatlarına işaret ederek şöyle buyurmakta:

Cennet ehli olanlar iki açıdan mutludur. Bunlardan biri, Allah tealanın cennette onlara sunduğu sonsuz nimetler ve diğeri ilahi lütuf ve merhamettir ki hatalarını bağışlayarak cehennem azabından kurtarmıştır.

Cennet halkı da cehennem halkı gibi fani dünyada amellerinin karşılığını bulur. Kuşkusuz ilahi ceza veya mükafatın derecesi her insanın iyi kötü, amellerinin şiddetine bağlıdır.

Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.

 

1 – Cennetin anahtarı takvalı ve pak olmaktır. Takva olmazsa iman tek başına yeterli olamaz.

2 – Dünyada takva ile çirkin amellerden uzak duran kimseyi Allah teala kıyamet gününde de cehennem ateşinden korur.

3 – Cennet insanların iyi amellerine karşı verilen bir mükafattır ve başka türlü elde edilemez.

 

Tur suresinin 20 ve 21. ayetleri:

 

مُتَّکِئِینَ عَلَى سُرُرٍ مَصْفُوفَةٍ وَزَوَّجْنَاهُمْ بِحُورٍ عِینٍ (52:20)

وَالَّذِینَ آَمَنُوا وَاتَّبَعَتْهُمْ ذُرِّیَّتُهُمْ بِإِیمَانٍ أَلْحَقْنَا بِهِمْ ذُرِّیَّتَهُمْ وَمَا أَلَتْنَاهُمْ مِنْ عَمَلِهِمْ مِنْ شَیْءٍ کُلُّ امْرِئٍ بِمَا کَسَبَ رَهِینٌ (52:21)

 

 

Yani:

" Sıra sıra dizilmiş koltuklara yaslanarak" Onları, ceylan gözlü hûrilerle evlendirmişizdir:

 

İman eden ve soylarından gelenlerde, imanda kendilerine tâbi olanlar (var ya)! İşte biz, onların nesillerini de kendilerine kattık. Onların amellerinden de bir şey eksiltmedik. Herkes kazandıklarına karşı bir rehindir.

 

 

Bu ayetler Allah tealanın cennet halkına sunduğu nimetlerden bir başka örneğine işaretle şöyle buyurmakta:

Cennet halkı iyiler ve pak insanlarla sohbet etme ve uygun bir mekanda şenlik meclisleri düzenleme nimetinden de yararlanır. Allah onları pak ve güzel eşlerle evlendirir; mümin erkekleri güzel kadınlar ve mümin kadınları kemal sahibi erkeklerle. Nitekim dünyada uzun yıllar bir arada yaşamış mümin karı kocalar da ahirette tekrar birbirine eş yapılabilir. Yine mümin evlatlar da onlara katılır ve böylece cennetteki aileleri de tamamlanarak daha da mutlu olmaları sağlanır. Kuşkusuz Allah teala merhameti ile bazı evlatların eksik amellerini telafi ederek onları ebeveynine kavuşturur.

Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.

 

10s

1 – Cennette de iffet ilkesine uyulur ve kadın erkek ilişkisi hesapsız değil, izdivaç çerçevesinde olur.

2 – Fani dünyada namahremden gözünü sakındıranlar ahirette güzel eşleri olur.

3 – İslam dininde aile kurmanın temeli, imandır. Dolayısıyla cennette mümin eşler ve evlatlar yeniden bir araya gelir.

4 – Eş ve evlada ihtiyaç duymak, insanın zatında olan bir duygudur. Bu doğal ve fıtri duygu cennette de gözetilmiştir.