Kasım 05, 2016 16:08 Europe/Istanbul

Tekfirci IŞİD terör örgütünün çöküş süreci başladığı gözleniyor. Musul’u kurtarma operasyonu üzerinden sayılı günler geçtiği bir sırada Iraklı güçler önemli ilerlemelere imza attı.

“Evet, sonunda beklenen an geldi ve şimdi Iraklı güçlerin azim ve iradeleri ile zafere ulaşmaları yüce Allah’ın inayeti sayesinde iyice yaklaştı. Bu yüzden ben de Musul’un kurtuluş operasyonu başladığını ilan ediyorum.”

Bu sözler Irak Başbakanı Haydar İbadi’nin geçen 17 Ekim Pazartesi günü sabah saatlerinde Irak devlet televizyon kanalında yaptığı açıklamaydı ve böylece Musul operasyonunun başladığı resmen ilan edildi.

Musul Irak’ın başkent Bağdat’tan sonra ikinci büyük kentidir ve başkentin 400 km uzaklığında yer almaktadır. Haziran 2014 tarihinde Musul tekfirci IŞİD terör örgütü tarafından işgale uğradı.

Musul’un yaklaşık 1.5 milyon nüfusu bulunuyor ve IŞİD’in Irak topraklarında son önemli üssü sayılır. Musul kurtarıldığı takdirde bu durum IŞİD’in Irak’ta sonu demektir.

Irak iki yıl önce tekfirci IŞİD terör örgütünün geniş çaplı taarruzuna uğradı ve ülkenin önemli bir bölümü IŞİD terör örgütü tarafından işgal edildi. Gerçi son bir yılda sahada dengeler Irak devletinin lehine değişmeye başladı ve Ramada, Hit ve Felluce kentleri ve Salahaddin eyaletinin önemli bölümleri bir bir IŞİD’in işgalinden kurtarıldı.

Geçen Haziran ayında Felluce operasyonu başarı ile sonuçlandıktan sonra Musul operasyonu için geri sayım da başlamış oldu. O tarihten beri Musul operasyonunun detayları üzerinde çalışıldı.

Musul operasyonu Irak’ta şimdiye kadar tekfirci IŞİD terör örgütüne karşı düzenlenen en büyük operasyon sayılıyor ve bu yüzden bu operasyondan IŞİD’e karşı ana savaş şeklinde söz ediliyor.

Aslında Musul operasyonu başlamadan önce çeşitli sorunlarla karşı karşıya geldi. Bu sorunların başında ise operasyona hangi güçlerin katılacağıydı. Iraklı yetkililer bundan bir kç ay önce Iraklı kürt peşmergelerin operasyona katılmayacağını açıklamıştı. Ancak şimdi bölgeden gelen haberler, peşmerge güçlerinin Bağdat ile koordineli bir şekilde önceden belirlenen bölgelerde operasyona katıldığı anlaşılıyor. Bu arada Kuzey Irak yerel yönetimi lider Mesut Barzani’nin son bildirisi de bu koordinasyon ve varılan mutabakatla ilgili olduğu anlaşılıyor. Barzani, peşmerge güçleri her türlü etnik ve dini eğilimden bağımsız olarak ve ancak milli hedefler çerçevesinde bu operasyona katıldığını açıkladı. Bu doğrultuda bir de Musul operasyonunu gözetlemek üzere ortak bir siyasi konsey de kuruldu.

Son aylarda ayrıca Irak halk güçlerinden Haşedul Şaabi’nin de bu operasyona katılması gündeme gelmişti. bu arada bölgede tekfirci akımları destekleyen malum siyaset ve medya çevreleri Haşedul Şaabi güçlerine karşı yoğun kampanya başlattı. Bu çevreler Musul operasyonunu baltalamak ve Irak’ta dini ve etnik savaşın barut deposuna kıvılcım atmak amacıyla sürekli Haşedul Şaabi güçlerine saldırmaya başladı ve Irak’ın çok kültürlü ve etnik yapısına rağmen Haşedul Şaabi’yi Irak milletine değil de, şii müslümanlara hizmet eden bir teşekkül gibi göstermeye çalıştı.

Ancak tüm bu karalama kampanyalara rağmen Irak Başbakanı Musul operasyonu ile ilgili her türlü muğlak noktanın kalmaması için açık ve net bir tavır sergiledi. İbadi şu açıklamayı yaptı: bu operasyon Irak polis gücü ve ordusunun katılımı ve Haşedul Şaabi ve kürt peşmergelerin desteği ile gerçekleşecektir.

İbadi, ancak operasyon sırasında Irak ordusu ve polis gücünden başka hiç bir güç Musul kentine girmeyeceğini vurguladı.

Musul operasyonu ile ilgili tüm bu tartışmalara bir de Ankara Bağdat hattında TSK’nın Kuzey Irak’taki işgalci varlığı yüzünden yaşanan söz düellosunu de eklemek gerekir. Türkiye yönetimi Musul operasyonuna katılacağını açıkladı, ancak Iraklı yetkililer net bir tavır sergileyerek Musul operasyonuna hiç bir yabancı güç katılmayacağını belirtti.

Her halükarda şimdi sahadan gelen haberler Iraklı güçlerin bu operasyonda büyük bir koordinasyon çerçevesinde hareket ettiğini gösteriyor. Musul operasyonunun ilk iki gününde Musul çevresinde 20 köy ve üç bölge ve bir kent merkezi Iraklı güçlerce fethedildi.

Şimdi ise Musul operasyonu kentin dört ekseninde tüm hızıyla devam ediyor. Doğu ve Kuzeydoğu eksenlerinde çarpışmalar kürt peşmerge güçlerinin aktif katılımı ile yürütülüyor. Güney ekseninde Irak ordusu ve polis gücü operasyon yapıyor ve dördüncü eksen olan Batı ekseninde ise Irak ordusu ve peşmerge güçleri birlikte hareket ediyor. Bu eksende yürütülen operasyonun amacı IŞİD teröristlerinin Suriye topraklarına kaçmalarını engellemektir.

Son aylarda Irak sahasında yaşanan gelişmeler tekfirci IŞİD terör örgütünün çökme sürecine girdiğini ve er geç, Musul’un kurtuluşu ile birlikte Irak bayrağı bu kentteki binaların çatılarında dalgalanacağı anlaşılıyor.

Kuşkusuz Irak’tan sonra tüm gözler Suriye’ye çevrilecek ve kendisini hilafet ilan eden terör örgütünün dosyası bu ülkede de dürülecektir. Ancak tüm bu zaferlere rağmen bölgede tekfircilik, radikalizm ve terörden kaynaklanan dehşet ve cinayetlerin son bulacağını düşünmemek gerekir. Nitekim sahade elde edilen zaferlerin kalıcı olması için Irak’ın siyaset arenasında da bazı şartların gerçekleşmesi kaçınılmazdır.

Gerçekte Irak’ta işgal altındaki bölgelerin kurtarılması bu ülkenin siyasi ve medeni süreçlerinde olumlu gelişmelerle desteklenmediği takdirde ve bazı iç siyaset süreçleri düzeltilmedikçe, Irak’ta bazı bölgelerin yeniden tekfirci teröristlerin eline geçmesi muhtemeldir. Nitekim bundan önce Irak’ta IŞİD’in işgaline uğrayan kentlerin çoğunda halkla merkezi hükümet arasında bir nevi hoşnutsuzluk ve güvensizlik söz konusuydu.

Kuşkusuz Irak halkı talepleri siyasi mecralardan yerine getirileceğine inandıkları takdirde IŞİD gibi terör örgütleri halkın hoşnutsuzluğundan nemalanamayacağı ve bu tür çakma devletleri kurarak bölgeye dehşet saçamayacağı kesindir.

Gözlemciler Musul operasyonunun önemine değinerek, bu operasyon IŞİD’in Irak’taki en önemli ve en stratejik kalesini yol edeceğini ve Irak’ta uğrayacağı askeri hezimetle birlikte daha zor olan bir sonraki aşamaya yani fikri ve siyasi hezimet aşamasına gireceğini belirtiyor.

Gerçekte Musul IŞİD’in Irak’ta ilan ettiği sözde hilafet devletinin merkezi sayılıyor ve bu yüzden kentin kurtuluşu ile beraber terör örgütünün tamamen yok olma sürecinin ivme kazanacağı anlaşılıyor.

İranlı Ortadoğu meseleleri uzmanı Ahmedian ise Musul operasyonunun önemine ve bu operasyonun zorluklarına ve kent kurtarıldıktan sonra karşılaşılacak muhtemel sorunlara işaret ediyor.

Ahmedian Musul’u kurtarma operasyonuna neden IŞİD’e karşı ana savaş adı verildiğini ve IŞİD ile mücadele sürecinde bu kentin kurtuluşunun önemini şöyle değerlendiriyor:

Musul’u kurtarmak, Haziran 2014’te hilafet ilan eden IŞİD’in çöküşü bir olacaktır. Musul, IŞİD’in askeri operasyonları boyunca ele geçirdiği en önemli kenttir. Bu kent Irak’ın ikinci önemli kentidir ve bu ülkenin ehli sünnet müslümanları arasında simgesel bir yeri vardır. Musul’un IŞİD için önemi, hilafetini bu kentin ulu camiinde ilan etmesinden bellidir. Bu yüzden IŞİD’in Musul’a girmesi bu terör örgütünün musallat olduğu toprakların genişlemesinin başlangıcı oldu. Şimdi Musul’un işgali IŞİD’in bölgedeki konumunu beklenmedik düzeyde yükselttiği gibi, kurtuluşunun da bu örgüte ciddi darbe indirmesi ve geri çekilme sürecini hızlandırması bekleniyor.

İranlı Ortadoğu meseleleri uzmanı Ahmedian şöyle devam ediyor:

Aslında bu anlizin izlerini Irak’ta iç dinamiklerin ve ayrıca bölgesel ve küresel aktörlerin IŞİD ile mücadelede yaklaşımlarında görmek mümkün. Musul, IŞİD’e karşı savaşta dengeleri bu örgütün aleyhine değiştirecek bir noktadır. Bu yüzden bugün tüm dünyanın gözü Musul operasyonuna ve bu operasyonda yaşanan gelişmelerdedir.  Şimdi bu gerçekler gözetilerek Musul operasyonu IŞİD’e karşı tüm savaşların anası olarak adlandırıldı. Bu operasyon IŞİD’in Irak, Suriye ve tüm bölgede askeri ve operasyon gücünü geriletecektir.

İranlı Ortadoğu meseleleri uzmanı Ahmedian kürt peşmergelerin ve ayrıca Haşedul Şaabi güçlerinin Musul operasyonuna katılmasını ve operasyonda farklı grupların yer almasının doğuracağı fırsatları ve tehditleri şöyle değerlendiriyor:

Asıl önemli olan nokta, operasyona hangi güçlerin katılacağı konusunda Irak hakimiyetinin karar alması ve alacağıdır. Doğal olarak son iki yılda IŞİD ile mücadelede en etkili gruplar olan peşmerge güçleri ve Haşedul Şaabi güçleri Irak hakimiyetinin kararı ile Musul operasyonuna katılmıştır. Gerçi operasyonda sorumlulukların paylaşımı ve aşama aşama yapılması, Başbakan İbadi’nin eleştirileri kontrol altına almak ve Türkiye, Katar ve Arabistan gibi aktörlere Musul operasyonuna katılan güçlere karşı kampanya yürütme fırsatını vermemek için çaba harcadığını gösteriyor. Ancak her halükarda Irak devletinin güçlenmesi ve IŞİD’in zayıflamasından kaygı duyan aktörler Musul operasyonuna karşı geniş psikolojik savaş yürütecektir. Fakat sonuçta operasyonun gidişatı ve başarı oranı şatları belirleyecektir. Ramadi ve Felluce operasyonu iç ve dış muhalif aktörlerin bu tür operasyonlara nasıl tepki verdiklerinin somut örnekleridir.015

Etiketler