Kasım 11, 2016 14:40 Europe/Istanbul

Geçen bölümde en son Arabistan ve Türkiye’nin Haşedul Şaabi halk güçlerinin Musul operasyonuna katılmasına karşı çıktığını ve bu durumda sert tepki verecekleri tehdidini savurduklarını anlattık.

Aslında Türkiye ve Arabistan’ın Irak’ın Batı eyaletleri üzerinde  kayda değer oranda nüfuzu bulunuyor ve özellikle son bir kaç yılda bu bölgelerde ciddi müttefikler buldukları ve başta Esil Necifi ve Rafi İsavi olmak üzere bazı yerel şahsiyetlerin işbirliği ile ciddi ittifaklar kurdukları gözleniyor. Bu iki şahsiyet özellikle Ninova ve Anbar eyaletlerinde kendi planlarını uygulamaya çalışıyor. Bu şartlarda Ankara ve Riyad, Ninova ve Anbar eyaletlerini de Kuzey Irak gibi bağımsız birer bölgeye dönüştürmeye çalışıyor. Bu iki bölgenin sınırları ise özellikle IŞİD Irak üzerinde nüfuzunu arttırdığı günden beri genişlediği de gözleniyor.

Öte yandan Bağdat yönetimi Musul’u kurtarma savaşının kapsam alanının genişlemesine paralel olarak Ninova eyaleti üzerinde nüfuzu arttırma komploları özellikle Amerika tarafından şiddetlenmesinden endişe ediyor. Çünkü Washington şimdiden Suriye ve Irak’ın kuzeyi için kendi önceliklerine göre yeni planlar ve haritalar üzerinde odaklanıyor ve örneğin Musul kurtarıldıktan sonra bazı belli güçlerin kentin içine yerleştirilmesi gibi şartları ileri sürüyor.

Aslında Amerika Musul kenti kurtarıldıktan sonra kentin denetimini Ninova eyaletinin azledilen valisi Esil Necifi ve onunla ittifaka giren ve Haşedul Vatani adlı milis bir gücü oluşturan tarafa devretmek istiyor. İlginçtir ki Musul operasyonu henüz başlamadan önce de ABD Dışişleri Bakanı John Kerry Washington’un bu planından söz etmişti.

Her halükarda bugün Irak’ın kuzeyindeki gelişmelerin karmaşıklığını ikiye katlayan şey, Bağdat yönetiminin Kuzey Irak yerel yönetiminin aşırı ıslahatına karşı koymaya gücünün yetmemesi ve öte yandan Türkiye’nin Irak’taki piyonları Esil Necifi ve Rafi İsavi’nin Ninova ve Anbar eyaletlerini bağımsız bölgeler ilan etmek gibi yüksek hayalleri ile karşı karşıya bulunmasıdır. Öte yandan Iraklı ehli sünnet Araplar da Iraklı Kürt peşmerge güçlerinin Ninova ve Musul’da daha fazla rol ifa etmesi ve bu bölgede nüfuzunu arttırmasına karşıdır. Her halükarda şimdi Irak’ta bu ülkenin bölünmesi ve bağımsız bölgelerin kurulması yönündeki çabaları ciddiye almak gerektiği açıkça ortadadır.

Hal böyleyken, tüm bu tartışmaların ortasında ve Arabistan, Türkiye ve ABD gibi çeşitli tarafların bu tartışmalara katıldığı bir sırada Irak Başbakanı Haydar İbadi Musul operasyonuna ancak Irak polisi ve ordusu Haşedul Şaabi güçleri ve Kürt peşmergelerin desteği ile katılacağını ilan ederek bu tartışmalara ve her türlü muğlaklığa son noktayı koydu. Başbakanı İbadi aynı zamanda Irak polisi ve ordusundan başka hiç bir güç Musul kentine girmeyeceğini açıkladı.

Iraklı yetkililer aynı zamanda açıkça Musul savaşında hiç bir ecnebi güç yer almayacağını belirterek gerçekte Türkiye’ye karşı net tutumunu sergiledi. Çünkü Türkiye Kuzey Irak’taki askeri varlığını sürdürme ve Musul operasyonuna katılma üzerinde ısrar ediyordu.

Öte yandan sahadan gelen haberler Iraklı güçlerin bu operasyonda büyük bir koordinasyon çerçevesinde hareket ettiğini gösteriyor. Musul operasyonunun ilk iki gününde Musul çevresinde 20 köy ve üç bölge ve bir kent merkezi Iraklı güçlerce fethedildi.

Musul operasyonu kentin dört ekseninde tüm hızıyla devam ediyor. Doğu ve Kuzeydoğu eksenlerinde çarpışmalar kürt peşmerge güçlerinin aktif katılımı ile yürütülüyor. Güney ekseninde Irak ordusu ve polis gücü operasyon yapıyor ve dördüncü eksen olan Batı ekseninde ise Irak ordusu ve peşmerge güçleri birlikte hareket ediyor. Bu eksende yürütülen operasyonun amacı IŞİD teröristlerinin Suriye topraklarına kaçmalarını engellemektir.

Peki, bu arada IŞİD’in Musul savaşında izlediği taktik nedir?

Musul savaşı şimdiye kadar Irak ordusu ve halk güçlerinin önemli ilerlemeleri ile devam etti. Oysa IŞİD’in bu savaş için belli bir taktik geliştirmediği anlaşılıyor. Haber kaynakları tekfirci terör örgütünün şimdiye kadar güneyde petrol kuyularını ateşe vermek ve bomba yüklü araçlarla Musul’un güneyi ve doğusunda Irak ordusunu hedef almaktan başka bir şey yapmadığını, bu tür taktikleri önceki savaşlarında da kullandığını belirtiyor. IŞİD bu taktiklerin yanı sıra Musul’un güneyinde mevzilenen güçlerin arasına sızmaya da çatıştı ve teröristlerine polis üniforması giydirerek bu amacına ulaşmak istedi.

Öte yandan Musul’dan yayımlanan görüntüler, IŞİD teröristlerini hiç bir ciddi savaş hazırlığı yapmaksızın kentin caddelerinde gösteriyor.

Bu arada Kürt peşmerge güçlerinin Başike ekseninde operasyona başlayacakları tahmin ediliyor. Fakat kuzeybatı ve Batı istikametinde herhangi bir hareketliliğin göze çarpmaması IŞİD teröristlerinin Suriye sınırlarına doğru operasyon yapma ihtimalini yükselteceği anlaşılıyor. Ancak böyle bir girişimi önlemek için Başika’da bulunan Kürt peşmerge güçlerinin Suriye sınırındaki bölgeleri kontrol altına alacağı ifade ediliyor. Nitekim şimdiden Anbar eyaletinde bazı operasyonlara başlandığı anlaşılıyor. Örneğin topçu birlikleri Kaim sınır güzergahını IŞİD’in elinden kurtarmak için yakında bu mevziye saldıracağından söz ediliyor.

Öte yandan bazı kaynaklar Irak halk güçleri Haşedul Şaabi’nin Musul’un Güney eksenine doğru hareket edebileceğini ve burada çok hassas ve tehlikeli bir bölge sayılan Havice bölgesinde sınırlı operasyon yapabileceğini belirtiyor. Bazı kaynaklar ise Haşedul Şaabi güçlerinin Musul’dan Suriye’nin Rakka kentine uzanan karayolunun kontrolünü ele geçirdiğini ifade ediyor.

Her halükarda Musul savaşı sıradan bir güvenlik eksenli operasyonun çok çok ötesinde hassas ve önemli bir operasyon sayılıyor, nitekim bu operasyonun şimdiden hem iç arenada ve hem bölgesel ve küresel bazda ciddi siyasi boyut kazandığı gözleniyor. Çünkü operasyon başlamadan önce operasyona hangi güçlerin katılacağı konusunda ciddi tartışma başladı ve operasyon başladıktan sonra da başta Türkiye ve Irak olmak üzere taraflar arasındaki ihtilaflar ve çatlaklar daha da derinleşti.

Iraklı güçler Musul’un Kıyare ve Nemrud ve Habani’den oluşan güneydoğu ekseninde ilerleyerek bu eksende bir kaç köyü daha kurtarmayı başardı. Ancak bu zaferlere karşı tekfirci IŞİD terör örgütü intihar eylemleri ile Irak ordusunun ilerlemesini engellemeye çalıştı. IŞİD ayrıca köylerde çok sayıda tünel kazarak bir yandan teröristlerini hava akınlarının menzilinden uzak tutmaya çalışıyor ve öbür yandan da Irak ordusu ilerledikçe tünellerden çıkarak intihar eylemleri düzenliyor. Bu arada IŞİD teröristleri intihar eylemlerini arttırarak çeşitli eksenlerde savaşta dengeyi örgütün lehine değiştirmeye çalışıyor. IŞİD teröristleri en son üç bomba yüklü araçla Sincar’da peşmerge güçlerini hedef aldı. Bu saldırı şiddetli çatışmaya dönüştü ve peşmerge güçleri her üç bomba yüklü aracı imha etti.

IŞİD terör örgütü Musul’a uzanan bir çok güzergaha bomba yerleştirerek Irak güçlerinin ilerlemesini engelliyor, nitekim bu bombaların uzmanlar ve mühendislerce etkisiz hale getirilmesi çok zaman alıyor ve buna göre ilerleme hızı yavaşlıyor.  Örneğin Irak güçleri Hıristiyanların yoğunlukta yaşadığı Hamdaniye kentine doğru ilerlediği bir sırada IŞİD teröristleri Irak ordusunun kent merkezine doğru ilerlemesini engellemeye çalışıyor. Oysa Irak ordusu Hamdaniye kentinin kontrolünü ele geçirdiği takdirde IŞİD’in Musul kentine girmeden önce oluşturduğu en önemli savunma hatlarından birini kırmış olacak.

Öte yandan Irak ordusu Musul’a doğru ilerleyerek bazı köyleri kurtardıkça, tekfirci IŞİD terör örgütünün işgal ettiği bölgelerde işlediği cinayetler bir bir gün yüzüne çıkıyor. Örneğin Irak ordusu Hut köyünde yeraltında inşa ettiği bir hapishaneyi keşfetti.

Bu arada IŞİD terör örgütü Felluce ve Tikrit gibi operasyonlarda keskin nişancıları bol bol kullanmıştı ve böylece Iraklı güçlerin ilerlemesini engelliyordu. Fakat her nedense Musul operasyonunda şu ana kadar bu taktik kullanılmıyor, ki bu da Iraklı güçleri şaşırtıyor.