Nur’a giden yol ( 897 )
Zuhruf suresinin 11 ila 15. ayetleri ve tefsirleriyle sizlerle birlikteyiz.
Zuhruf suresinin 11 ve 12. ayetleri
وَالَّذِی نَزَّلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً بِقَدَرٍ فَأَنْشَرْنَا بِهِ بَلْدَةً مَیْتًا کَذَلِکَ تُخْرَجُونَ (43:11)
وَالَّذِی خَلَقَ الْأَزْوَاجَ کُلَّهَا وَجَعَلَ لَکُمْ مِنَ الْفُلْکِ وَالْأَنْعَامِ مَا تَرْکَبُونَ (43:12)
Yani:
Gökten bir ölçüye göre suyu indiren O'dur. Biz onunla (kupkuru), ölü memlekete hayat veririz. İşte siz de böylece (mezarlarınızdan) çıkarılacaksınız.
Bütün çiftleri O yaratmıştır. Ve size bineceğiniz gemiler ve hayvanlar vâr etti.
Geçen bölümün son ayetleri doğada tevhit işaretlerine temas etmişti. Bu ayetler ise şöyle buyurmakta:
Yeryüzünde hayat, bitkiler ve siz insanların yaşamı yağmur yağmasına bağlıdır. Eğer yerin herhangi bir noktasına yağmur yağmazsa, insanlar açlık ve susuzluktan ölecek kadar kıtlık ve kuraklık olur. Burada akla gelen soru şu ki: acaba güneşin denizlerin ve okyanusların üzerine ışınlarını saçması ve suyu buharlaştırması insan eliyle mi gerçekleşiyor ve acaba insan yağmurun yağış sürecinde herhangi bir rol ifa ediyor mu? Acaba bulutların oluşması ve kurak yerlere doğru hareket etmesinde insan rolü söz konusu mudur?
İçinde çeşitli bitkilerin tohumlarını sağlayan kurak topraklar yağmur yağınca yeniden canlanır ve çeşitli bitkiler yeşermeye başlar. Bitkilerin yeşermesi ve rengarenk çiçeklerin açması ve tarlaların bereketi, hepsi yağmur sayesindedir. Ölü topraklar nasıl yağmurun yağması ile yeniden diriliyorsa, siz de ölümden sonra yeniden dirileceksiniz. Yağmurun yağması ve ölü toprakların dirilmesi, ilahi sonsuz ilim ve gücün işaretidir ve buna göre ölülerin kıyamet gününde yeniden dirilecekleri yönünde hiç bir kuşkuyu geride bırakmaz. Gerçekte bu gelişme başlı başına Kur'an'ı Kerim ayetlerinde işaret edilen insanların yeniden dirilişinin kesin delilidir.
Ayetlerin devamında mahlukların çift olarak yaratıldığına işaret ediliyor. Hepsi bu kanuna tabi olan ve bekaları çift yaratılmış olmalarına bağlı olan tüm canlı mahlukların varlığı ilahi irade dışında imkansızdır.
Bu ayetlerin sonunda ayrıca Allah tealanın insanların karada ve denizde seyahat etmeleri için gemiler ve hayvanları onlara sunduğu ifade ediliyor, ki bunlar da aslında yüce Allah’ın insanlara sunduğu muhibet ve nimetlerden sayılır.
İnsanlar ta eski zamanlardan beri denizlerde seyretmek ve ticaret yapmak üzere gemilerden yararlanmıştır. İşin ilginç yanı, gemilerin onca azametleri ve ağırlığına rağmen fizik kanunlarından yararlanarak suya batmamalarıdır. Bu kanunları ise Allah’tan başka hiç kimse belirlememiştir.
Çağımızda da özel araçlar, hızlı trenler ve uçaklar gibi çok özel araçlar insanların faaliyet alanını genişletmiş ve yaşamlarını bambaşka yapmıştır. Tüm bunlar da ilahi lütuf ve merhametlerdir, zira bu hızlı araçlar da Allah tealanın belirlediği fizik kurallarından yararlanarak bu kadar hızlı hareket eder.
Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.
1 – Varlık alemi belli kanunlara tabidir. Bu kanunları Allah teala her şey için belli kanunları belirlemiştir.
2 – Allah teala her işi hikmetli bir şekilde yapar; nitekim yağmuru yeryüzünden yaşayan insanların ve diğer mahlukların beka vesilesi yapmıştır.
3 – İnsanların yaptığı her türlü ürün, Allah tealanın varlık aleminde belirlediği kanunlardan yararlanılarak yapılmıştır. İnsan sadece bu kanunları keşfederek onları kullanmıştır.
Zuhruf suresinin 13 ve 14. ayetleri:
لِتَسْتَوُوا عَلَى ظُهُورِهِ ثُمَّ تَذْکُرُوا نِعْمَةَ رَبِّکُمْ إِذَا اسْتَوَیْتُمْ عَلَیْهِ وَتَقُولُوا سُبْحَانَ الَّذِی سَخَّرَ لَنَا هَذَا وَمَا کُنَّا لَهُ مُقْرِنِینَ (43:13)
وَإِنَّا إِلَى رَبِّنَا لَمُنْقَلِبُونَ (43:14)
Yani:
Ki, böylece onların sırtına binip üzerine yerleşince, Rabbinizin nimetini anarak: Bunu bizim hizmetimize vereni tesbih ve takdis ederiz, yoksa biz bunlara güç yetiremezdik, diyesiniz.
Biz şüphesiz Rabbimize döneceğiz (demelisiniz).
Gemilerin ve binek hayvanların insan yaşamında rolüne işaret eden geçen ayetlerin devamında bu ayetler şöyle buyurmakta:
Ne zaman bir merkebin üzerine binecek olursanız, ister kendi elinizle yaptığınız gemi, uçak, özel araç, tren gibi sanayi ürünü merkepler olsun ister at, katır veya deve gibi merkepler, unutmayın ki Allah bu merkepleri izler için yarattı ve hizmetinize sundu. Siz insanlar Allah tealanın eşyaların içine yerleştirdiği özellikleri keşfederek uçak, gemi ve tren gibi taşıtları yaptınız ve onları hizmetinize aldınız. Yine Allah teala, fiziksel olarak sizden daha güçlü olmaları ve evcilleştirilmeleri doğal olarak mümkün olmayan baz hayvanları evcilleştirerek siz insanlara sundu. Eğer Allah tealanın lütfu olmasaydı, siz bu hayvanları evcilleştiremezdiniz. Buna göre tüm bu hayvanları bizim hizmetimize sunan Allah’ı tenzih etmeli ve şükretmeliyiz.
Ayetlerin sonunda insanların Allah tealaya döneceklerine işaret ediliyor ve dünyanın şatafatlı yaşamı sizi böbürlenmeye sürüklememesi gerektiğini vurguluyor. İnsan her türlü durumda ahireti düşünmelidir, zira birçok insan kullandıkları taşıtları başkalarına hava atma ve üstünlük taslama aracı olarak kullanıyor. Yine bir taşıta binerek bir yerden bir başka yere gidince bu durum bize sonunda Allah’a doğru gideceğimizi hatırlamalıyız.
Bu ayeti kerimelerden şunu öğrenmekteyiz.
1 – İlahi nimetlerden yararlanırken, Allah’ı unutmamalı ve nimetlerine şükretmeliyiz. Kuşkusuz ilahi nimetlere şükrederken Allah’a tesbih ve tenzih etmeyi de yerine getirmeliyiz.
2 – Allah tealaya karşı acizliğimizi dile getirmeliyiz. Bu, başlı başına bir nevi şükretmektir. İnsan asla kibre kapılmamalıdır.
3 – Dünyevi yolculuklarımızda, ölümle başlayan uhrevi yolculuğumuzu hatırlamalıyız.
Zuhruf suresinin 15. ayeti:
وَجَعَلُوا لَهُ مِنْ عِبَادِهِ جُزْءًا إِنَّ الْإِنْسَانَ لَکَفُورٌ مُبِینٌ (43:15)
Yani:
Ama onlar, kullarından bir kısmını, O'nun bir cüzü kıldılar. Gerçekten insan apaçık bir nankördür.
Yaratılışta tevhit ve Allah tealanın rabbaniliği ile ilgili örnekler verildikten sonra bu ayet bazı insanların şirk huyuna işaretle şöyle buyurmakta:
Neden bazı müşrikler melekleri Allah’ın çocukları zanneder ve insanların çocukları gibi O’nun bir cüzü sanırlar?
Allah cisim değildir ve bu yüzden cüzü olamaz veya bir cüzünün O’ndan kopması söz konusu olamaz. Melekler de diğer mahluklar gibi Allah tealanın mahluklarıdır. Melekler varlık aleminin işgüzarları sayılır ve Allah tealanın evlatları değildir.
Bu ayeti kerimeden şunu öğrenmekteyiz.
1 – Tarih boyunca Allah teala ve mahlukları ile ilişkileri hakkında bir sürü hurafe uydurulmuştur. Bunlar ya insanların cahilliği ya da peygamberlerin ilahi tealimlerinden sapmalarının sonucudur.
2 – Melekler Allah’ın çocukları değil, O’nun emrine itaat eden mahluklarıdır.
3 – Hurafe ve şirke bulaşan inançlar Allah’tan uzaklaşmaya ve doğru yoldan sapmaya ve nankörlüğe sebep olur.