Biden'in BERCAM'a Yönelik Tutumu
(last modified Sun, 13 Dec 2020 14:29:14 GMT )
Aralık 13, 2020 16:29 Europe/Istanbul

Amerika Mayıs 2018'de BERCAM Nükleer Anlaşmasından çekildikten sonra maksimum baskı siyaseti çerçevesinde İran'a karşı en ağır ve geniş çaplı yaptırımları hayata geçirdi ve hala da zaman zaman yeni yaptırımları yürürlüğe soktuğunu açıklamaktadır.

Trump yönetimi, maksimum baskı siyaseti ve süreci sayesinde Tahran'ı, Mayıs 2018'de Pompeo'nun açıkladığı on iki maddelik taleplerine teslim olmaya zorlayacağını iddia ediyor. Pompeo, Washington'un Tahran'la müzakerelerinin ön koşulu olarak 12 maddeli talep listesini açıklamıştı. Ancak bu tabii ki birçok analist ve medya tarafından alay konusu oldu.  Bu bağlamda, Pompeo, İran'ın nükleer programının tamamen durdurulması, füze programının durdurulması ve sınırlandırılması ve İran'ın bölgesel siyasetleri ve eylemlerine son verilmesi çağrısında bulunmuştu.

Aslında Pompeo, İran'ın tamamen Amerika'ya teslim olmasını istiyordu, ancak İran halkının bu yaptırımlara gösterdiği örnek ve model teşkil edecek direniş, Trump yönetimini aciz bıraktı ve yönetiminin iki aydan kısa bir sürede her hafta çeşitli yaptırımlar uygulamasına yol açtı.  Yeni İranlı ve yabancı gerçek ve tüzel kişilere karşı beyanatlar yapıldı ve yeni yaptırımlar bu çerçevede açıklandı. 

Amerikalı siyasi uzman Paul Pillar ise bu hususta şöyle düşünüyor:" Trump'ın ekonomik savaşı ve İran üzerindeki azami baskısı sadece başarısız olmakla kalmadı, tüm açılardan ise yenik düştü."

Birçok Batılı analist, Trump yönetiminin  İran karşıtı yaptırımları sıkılaştırmak ve arttırmaktan amacının İran ile gerilimin artması, Amerika Başkanı seçilen Joe Biden'in BERCAM nükleer anlaşmasına olası dönüşü yolunda çok sayıda engel ve zorluk yaratmaktır. Bu bağlamda, Siyonist rejim İsrail Trump'ın yeşil ışığıyla, önde gelen İranlı nükleer bilimci Mohsen Fahrizade'yi kalleşçe şehit düşürdü. Lübnanlı siyasi uzman Charles Abi Nader'e göre: "Suikast, Biden'ın İran'la yapılan nükleer anlaşmaya dönüşünü engellemeyi amaçlıyordu."

 Amerika başkanlık seçimleri Demokrat adayı ve şimdi de Amerika Başkanı seçilen Joe Biden, seçim kampanyası sırasında BERCAM anlaşması ve İran meselesine dikkat çekmişti. Eylül 2020'de CNN'e yaptığı röportajda  Biden, Trump yönetiminin İran'a yönelik politikasını eleştirdi ve yaklaşan seçimi kazanması halinde İran'a yönelik politikalarının ana hatlarını çizdi.  Biden, Donald Trump'ın BM Güvenlik Konseyi'nden ayrılmasını da eleştirdi. Ona göre Trump büyük bir hata yaptı ve Amerika Birleşik Devletleri'nin ulusal çıkarlarına aykırı davrandı ve Amerika'yı daha da izole etti, böylece Washington'un İran'a karşı silah ambargosunu ağırlaştırma ve uluslararası yaptırımları yeniden hayata geçirme girişiminde Amerika'nın Avrupa'daki en yakın müttefikleri bile ayak uyduramadı.  Biden bu açıklamalarında Trump'ın İran'a yaklaşımının başarısızlığını kabul etti ve üst düzey Amerikalı politikacıların bile, Trump yönetimi yetkililerinin, özellikle de Mike Pompeo'nun tekrarlanan iddialarına rağmen, maksimum baskı kampanyasının işleri daha da kötüleştirdiğini fark ettiklerini söyledi. 

Trump'ın tüm baskılarına rağmen İran İslam Cumhuriyeti ise, maksimum direniş stratejisi çerçevesinde maksimum baskılara direndi. Böylece Washington'u İran'a yönelik uluslararası yaptırımları sürdürme çabaları alanında başarısız kıldı. Washington'daki Batı Asya Enstitüsü'nde İran Programı Direktörü Alex Vatanhah'a göre: "Amerika, İran'a yönelik yaklaşımında yalnız kalmıştır. "

Biden, konuşmasının başka bir bölümünde, Kasım 2020 seçimlerini kazanması halinde İran'a ilişkin politikasına da değinmişti. Beyaz Saray'a giderse Washington'un İran'a yönelik politikasını değiştireceğini ve ilk adımda İran'ın nükleer silah edinmesini engellemeye çalışacağını vurguladı. Biden, "İran'a diplomatik bir yaklaşım için güvenli yol açılacak ve İran taahhütlerine sıkı sıkıya bağlı kalırsa, Washington yeni müzakereler için başlangıç ​​noktası olarak anlaşmaya geri dönecektir." dedi. 

Biden üçüncü adım olarak Siyonist rejimi güvence altına almaya odaklanacağını belirtti. Biden, " İran nükleer anlaşmanın sıkı bir şekilde uygulanmasına geri dönerse, Amerika, İran'ın nükleer faaliyetlerini sınırlandırmak için yapılacak yeni müzakerelerin başlangıç ​​noktası olarak anlaşmaya geri dönecektir. "dedi.

Biden, 270'den fazla delegeyi kazandıktan sonra Amerika başkanlık seçimlerinin galibi ilan edildi, dış politika ekibini tanıttı ve aynı zamanda BERCAM ile ilgili,  daha net bir duruş sergiledi. Biden geçtiğimiz günlerde New York Times'a, İran'ın nükleer anlaşmanın tam bir şekilde uygulanmasına geri dönmesi halinde, Amerika'nın İran'ın nükleer faaliyetlerini sınırlamak için yapılacak daha fazla görüşmenin başlangıç ​​noktası olarak anlaşmaya katılacağını söyledi ve şöyle bir açıklamada bulundu:  "Müttefiklerimiz ve ortaklarımızla vardığımız sonuçlara dayanarak, İran'ın nükleer kısıtlamalarını güçlendirip genişletmek ve füze programını ele almak için müzakerelere girmeyi ve anlaşmalara uymayı planlıyoruz. Gerektiği zaman yaptırımları otomatik olarak geri getirme seçeneğine sahibiz. İran da bunu biliyor. "

Aynı zamanda Joe Biden, mevcut Başkan Donald Trump'ın İran'a yönelik politikalarını eleştirerek, Tahran ile müzakere sürecini çok zor olarak nitelendirdi. Biden, İran'ın taahhütlerini yerine getirmesi durumunda Washington'un Donald Trump yönetiminin Tahran'a uyguladığı yaptırımları kaldıracağını iddia etti. Trump, 2018'de BERCAM nükleer anlaşmasından tek taraflı olarak çekilerek İran'ın yükümlülüklerini kademeli olarak azaltmasına yol açtı.    Amerikalı siyasi analist ise bu hususta şöyle düşünüyor:"  Joe Biden ve güvenlik ekibinin görüşü, iki tarafın  nükleer anlaşmayı tam olarak hayata geçirmesinden kısa bir süre sonra, nükleer bombanın yapılmasına yol açan nükleer faaliyetlerine yönelik kısıtlamaların uzatılması için  yeni müzakerelerin yapılması yönündedir. "

Biden'ın böyle bir duruşu Amerikalı politikacılar arasında tepkiye yol açtı. Bazıları, özellikle Demokratlar, Obama yönetiminin BERCAM politikasının takip edilmesini ve BERCAM nükleer anlaşmasına geri dönülmesini istedi.Amerika  Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesinin yeni başkanı Gregory W. Meeks Washington'u nükleer anlaşmaya geri dönmeye çağırdı. Meeks yaptığı açıklamada, "BERCAM nükleer anlaşmasına yeni Amerika yönetiminde geri dönmeye çalışacağız. " 

Buna karşın  Cumhuriyetçi politikacılar, özellikle İran karşıtı görüşleri çok iyi bilinen Trump yönetiminin eski üyeleri , Biden'in fikirleri hakkında endişelerini dile getirdiler. Trump yönetiminde İran karşıtı bir figür olarak kabul edilen Amerika eski Birleşmiş Milletler elçisi Nikki Haley şunları söyledi: "Amerika Başkanı seçilen Joe Biden'in BERCAM nükleer anlaşmasına geri dönmesi büyük bir hata."

Amerika Başkanı seçilen Joe Biden ise yalnızca İran'ın BERCAM  taahhütlerini uygulamasını Amerika'nın anlaşmaya geri dönmesi için şart koşmakla kalmamış aynı zamanda füze kapasitesi ve İran'ın bölgesel politikalarını da   İran ile yeni görüşmelerde ele alacağını iddia etmiştir.

CNN'e verdiği bir röportajda Biden, İran'la nükleer programı konusunda müzakere yapmanın çok zor olacağını, ancak Amerika'nın Avrupa'yı da beraberinde bu sürece dahil etmesi gerektiğini söyledi. Bu nedenle Biden'in de eski Amerika Başkanı Barack Obama gibi Avrupalıların tam desteğiyle İran'a kapsamlı tek taraflı yaptırımlar uygulama girişiminde bulunmak isteyeceği aşikardır.   Biden, Trump hükümetinin maksimum baskı siyasetinin başarısızlığından yola çıkarak  Avrupa'yı da yanına alıp kolektif tepki gösterme yaklaşımı çerçevesinde  Tahran'ı yeni nükleer anlaşmayı kabul etmeye ve İran'ın füze gücü ve bölgesel siyasetlerine yönelik baskı uygulamaya zorlamak istiyor.  

Amerika eski ulusal güvenlik danışmanı  John Bolton ise  Wall Street Journall ise  bu hususta şöyle yazdı:"  Joe Biden  İran ile süren nükleer anlaşmaya katılmak istiyor. Ancak  Washington'un Batı Asya'daki ortaklarının çıkarları da göz önünde bulundurulmalı. Biden, bölgedeki koşulların değiştiğini bilmelidir. "

Unutulmaması gereken önemli bir nokta da hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat Amerika başkanlarının, İran'a karşı düşmanca, baskıya dayalı bir yaklaşım benimsemiş olmasıdır.  Özellikle yaptırımlar süreci ve örneğin Reagan yönetiminin dayatılan savaşın sonunda İran ile silahlı bir çatışmaya girmesi hep mihenk taşı olarak görülmelidir.  Obama yönetimi ise  BERCAM nükleer anlaşmasına 5 + 1 grubu çerçevesinde katılmasına rağmen, birçok kez Tahran'a yaptırımlar uyguladı veya yaptırımların sürdürülmesine karar verdi ve sonuçta taahhütlerine uymayı reddetti.

Obama'nın yardımcısı Biden şimdi BERCAM anlaşmasına geri döndüğünü iddia ediyor, ancak yönetimi döneminde Washington ve müttefiklerinin BERCAM'daki kısıtlamaları sıkıştırmaya ve genişletmeye çalışacaklarını da söylüyor.  Biden kısıtlamaların süresini de uzatmaya çalışacaklarını,  buna paralel olarak da  Amerika'nın diğer kaygılarına odaklanacağını söylüyor. Bu çerçevede İran'ın füze gücü, bölgesel siyasetleri ve insani durumunu da bir sonraki müzakere sürecinde ele alacaklarını söylüyor.  Bu çerçevede BERCAM anlaşması çerçevesinde İran'a yeni koşullar yüklemeye ve dayatmaya çalışacağını belirtiyor. 

 Biden hükümetinde Beyaz Saray'da ulusal güvenlik danışmanlığı adaylarından biri olan Jake Sullivan ise şöyle düşünüyor:"  Amerika'nın gelecek hükümet çerçevesinde  anlaşmaya dönmesi ve  yaptırımları kaldırması,  İran ile daha geniş çaplı meseleler hususunda bir sonraki müzakerelerin kapısını açacaktır. "

Buna karşın İran da  defalarca  sırf BERCAM nükleer anlaşmasına bağlı kalacağını ve hiçbir şekilde Washington'un taleplerine karşı ne füze gücü, ne bölgesel siyasetler ne de insan hakları konusundaki dayatmalarına teslim olmayacağını vurgulamıştır.  

Tüm bunlara ilaveten İran İslami Şura Meclisinin   nükleer programın geliştirilmesi ve  yaptırımların iptal edilmesi hususundaki yeni kararı da  Batılılar özellikle de Avrupa Troykası ve Avrupa Birliğine yönelik taahhütlerini yerine getirme hususunda ciddi bir uyarı sayılmaktadır. 

İran İslam Cumhuriyeti dışişleri bakanı Muhammed Cevad Zarif ise   " Akdeniz Diyalogları " sanal oturumunda  bu hususta şöyle bir açıklamada bulundu: " Avrupa ve Amerika BERCAM Nükleer Anlaşmasına geri dönerlerse İslami Şura Meclisinin kararı uygulanmayacaktır.  Daha önceki duruma geri dönülecek ve BERCAM tam olarak hayata geçirilecektir.  Ancak Avrupa  taahhütlerini yerine getirmezse   biz de bu yasayı  onaylanma aşamalarının ardından hayata geçirmeliyiz.