Mayıs 17, 2021 20:40 Europe/Istanbul

Bu bölümde İran'ın Şehit Süleymani ve dava arkadaşlarına yönelik suikastı adli olarak takip etmesini ele alacağız.

Amerika hükümeti ve dönem Başkanı Trump'ın kendisi, General Süleymani, Ebu Mehdi Mühendis ve arkadaşlarına yönelik suikastta, uluslararası emredici hukuki kurallarını ihlal ettikleri için 3 Ocak 2020'deki suikast sürecinde uluslararası bir sorumluluğa sahiptirler. Bu suç ve sorumluluk, uluslararası hukuk çerçevesinde, uluslararası hukuka aykırı davranıldığı yüzünden  Uluslararası Adalet Divanı'nda hakkında dava açılabilir. Öte yandan, İran ulusal mahkemelerinin yanı sıra Uluslararası Ceza Mahkemesi'nde de Trump ve Amerika dönem Savunma Bakanlığı yetkililerini devlet terörü ve askeri saldırganlıktan yargılama olasılığı var. Bu arada sorulması gereken soru, İran İslam Cumhuriyeti hukukuna göre General Süleymani ve arkadaşlarına yönelik suikastın amirleri ve faillerinin takip ve kovuşturmanın yasal ilkeleri ve yollarının ne olmasıdır. Amerika hükümetinin General Süleymani suikastındaki cezai eylemi, İran Anayasası'nın "suçun tespiti ve suçluların kovuşturulmasını" belirten 156'ncı  maddesi çerçevesinde tespit edilmiştir. Buna göre Amerika hükümeti İran İslam Cumhuriyeti yargı sistemi tarafından kovuşturulabilir ve takibe alınabilir. İran İslam Cumhuriyeti, General Süleymani suikastının faillerini de "mağdurun vatandaşlığına dayalı yargı yetkisi ilkesi" uyarınca takip edebilir. "Mağdurun vatandaşlığına dayalı yargı yetkisi" ilkesi ilk olarak 2013 yılında İran yasama sisteminde genel bir kural olarak kabul edildi ve İran ceza hukukunun yurtdışında işlenen suçlar üzerindeki yargı yetkisini belirleyen diğer ilkelerin yanına eklendi. İslami Ceza Kanunu'nun 8'inci  maddesinde belirtildiği üzere “mağdurun vatandaşlığına dayalı yetki” ilkesinin uygulanması için belli başlı koşullar belirlenmiştir. İslam Ceza Kanunu'nun 8'inci maddesine göre, İran dışında bir şahıs İran dışında bir İranlıya veya İran ülkesine karşı suç işlediğinde, suç İran İslam Cumhuriyeti ceza kanunlarına göre kovuşturulacaktır.

Vatandaşların medeni hukuk davalarında korunması konsolosluklarca, siyasi işlerde diplomatik mekanizmalarla, cezai konularda ise uluslararası toplum tarafından kabul edilen yasal mekanizmalarla gerçekleştirilir. İran'da hukuk profesörü olan Dr. Cevad Tahmasebi, "mağdurun vatandaşlığına dayalı yargı yetkisi ilkesinin" bir başka temelinin de meşru müdafaa ilkesi olduğunu söylüyor. Bu durumda hükümet vatandaşa cezai koruma sağlayarak aslında kendini savunur ve korur. Çünkü bir hükümetin vatandaşına karşı suç işlenmiş olması, dolaylı olarak o hükümetin prestijine ve itibarına da zarar verir. Mağdurun vatandaşlığına dayalı ilke, vatandaşın ve hükümetin haklarını korumaya yöneliktir. Buna göre General Kasım Süleymani ve arkadaşlarının suikastı da bu prensibe tabi tutulabilir.İran'a karşı suç işlemek, bir İran vatandaşına karşı suç işlemekten farklıdır. İran'a karşı suç işlemek, mağdurun vatandaşlığına dayalı yargı yetkisi ilkesiyle hiçbir ilgisi olmadığından dolayı bu konudaki İran hukukunun korunması için , "gerçek yetki ilkesi" de dahil olmak üzere yargı yetkisini belirleyen diğer ilkelerle birlikte incelemek gerekir. İslam Ceza Kanunu'nun 5'inci maddesi, gerçek yargı ilkesini kabul ederken, İran İslam Cumhuriyeti'nin sistemine, iç veya dış güvenliğine, toprak bütünlüğüne veya bağımsızlığına karşı eylemi kınamaktadır. Böylece, Irak hükümetinin resmi daveti üzerine İran adına Irak'a seyahat eden İran İslam Cumhuriyeti'nin resmi askeri yetkilisi General Süleymani'ye yönelik suikast ve silahlı saldırı; İslami Ceza Kanunu'nun 5'inci maddesine bir örnektir ve İran'ın ulusal güvenliğine karşı bir eylem olarak değerlendiriliyor. Buna göre, bu eylemin suç niteliği gereği, bu terör eyleminin faillerini İran İslam Ceza Kanunu'na göre ve "gerçek  yetki" ilkesini uygulayarak yargılamak mümkündür.

General Süleymani'nin İran tarafından suikast dosyasının kovuşturulmasının bir başka yasal yolu, "Amerika İnsan Hakları İhlalleri ve Maceracılıkları ve Terörist Eylemleri ile Mücadele Yasası"na başvurmaktır. Batı Asya Bölgesinde Amerika İnsan Hakları İhlalleri ve Maceracılıkları ve Terörist Eylemleri ile  Mücadele Yasası, Eylül 2017'de İran İslami Şura Meclisi tarafından onaylandı. Bu yasa, Amerikalı milletvekillerinin İran karşıtı yasaları geçirme eylemine bir tepki idi ve General Süleymani suikastının yargılanması sürecinde kullanılabilen bir yasadır. Yasa, hükümetin veya İran İslam Cumhuriyeti vatandaşlarının çıkarlarına aykırı terörist eylemleri organize etme, finanse etme, yönetme veya işlemeye etkin bir şekilde katılan Amerikalıları hedef almaktadır. Amerika Hükümetinin Terörizmi ile Mücadeleyi Yoğunlaştırma Yasası'nın tek maddesinin 2'inci özel maddesine göre İran vatandaşlarının yaşamlarına ve İran İslam Cumhuriyeti'nin çıkarlarına karşı adam kaçırma ve komplo kurma konusunda ABD ile işbirliği yapan ülkelerin ve Amerikan vatandaşların İran mahkemelerinde  İslam hukuku altında yargılanabilir. 

Batı Asya bölgesinde İnsan Hakları İhlalleri ve Maceracı ve Terörist Eylemlerle Mücadele Kanunu hükümlerine uygun olarak, İran vatandaşının toprakları dışında şehit olmasına ve kasıtlı olarak öldürülmesine neden olan bir İran vatandaşına silahlı saldırı İran Cumhuriyeti ve İslam Ceza Kanunu'na göre "suç" olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle, kasıtlı cinayete yol açan bir terör eylemi ile suçlanan bu suçun faili yargılanabilir ve cezalandırılabilir. Emir veya kararname ile işlenen bu suçta komutan ve subay cezalandırılır. Genel olarak, şehit Süleymani ve arkadaşlarının suikast ve cinayet suçu, herhangi bir adli sicil ile yorumlanması, İran İslam Ceza Kanunu'nun 5. ve 8. maddeleri kapsamına giriyor ve tabii ki kovuşturulabilir. Bu nedenle failler ve bu suçu işlemekten sorumlu kişiler İran İslam Cumhuriyeti ceza mahkemelerinde yargılanabilir.

Bu nedenle  İran anayasasına, medeni ve ceza kanunlarına göre General Süleymani ve arkadaşlarına suikastın failleri ve amirlerinin yargılanma olasılığı var. Buna göre İran yargı sistemi, İranlı bir askeri yetkiliye ve onun yardımcılarına yönelik suikastı kovuşturabilir, başka bir deyişle bu suçun faillerini yargılayabilir. Öte yandan, sanıkların soruşturulması ve sanıkların yargılanması için mahkemelerde ve adli mekanlarda dava açılabilir. Bunun içindir ki Tahran savcısı, Başkan Donald Trump ve diğer 15 Amerikalı hakkında General Süleymani'ye yönelik suikast girişimini yönlendirme, yönetmek ve kışkırtma suçlarından dolayı dosya açtığını ve Uluslararası Polis'ten İnterpol'dan onları tutuklamasını istediğini belirtti. 

Genel olarak Şehit Süleymani ve arkadaşlarına yönelik suikastın adli kovuşturmasında olası varsayımlardan birinin de faillerin İran mahkemelerinde yargılanması olduğu söylenebilir. İran ulusal mahkemeleri, "gerçek yetki" ilkesine ve "mağdurun vatandaşlığına dayalı yetkisi" ilkesine dayanarak, bu olayla ilgilenmek için cezai boyutta yargı yetkisini kullanabilir. Buna ek olarak, İran'da, ceza kanunu kapsamında İran ulusal mahkemelerinin yargı yetkisine sahip olduğu, Batı Asya bölgesinde İnsan Hakları İhlalleri ve Maceracı ve Terörist Eylemlerle Mücadele Kanununa göre davranabileceği söylenebilir.  Irak'ta da benzer bir eğilim izleniyor. İran Dışişleri Bakanı Dr. Muhammed Cevad Zarif'in 13 Ocak 2021'de bu konuda şöyle bir açıklamada bulundu: "İran İslam Cumhuriyeti kurumlarının geniş çaplı takibinin ardından Irak Yüksek Yargı Konseyi de  verdi. ABD Başkanı Donald Trump hakkında Direniş komutanlarına suikast talimatını çıkardığı için  tutuklanması emrini verdi."