Haziran 22, 2021 07:51 Europe/Istanbul

Bu bölümde dini ve ilahi kitaplar ile ilgili konuşacağız.

Kutsal mekanlara gitmek bir kaç özelliği de beraberinde getirir:  Bu mekanlarda bulunmak için özel gelenekler ve adetlerin yerine getirilmesi,  lüks değil ancak etkileyici, göz kamaştırıcı ve çekici mimari ve  ilahi kelamı ve kutsal metinleri okumak ve dinlemek.   Çoğu adetlerde özellikle de tevhide dayalı adetlerde,  kutsal kitapları okumak  önemli seviyede  konuma sahiptir.  Bu dinlerin mensupları  semavi kitapları okurken  sanatı da bir araç olarak kullanmayı ihmal etmemişlerdir.   Bir kaç program halinde   semavi ve kutsal kitaplar ve bu kitapların  insanların hayatı ile ilgili  bağları hakkında konuşacağız. 

 Din ve tapma konusu  insanlığın ilk anlarından itibaren var olmuş ve bugüne kadar  tağutların  farklı dönemlerde dindarlar ve peygamberlere karşı sert mücadeleleri ve muhalefetlerine rağmen  insanlık tarihi boyunca, din, yaşlı ve sağlam bir çınar gibi  her daim ayakta kalmış ve  insanlık hayatı içerisinde  etkin ve belirleyici bir rol oynamıştır. 

Bir grup araştırmacılar açısından   din,  yüce Allah tarafından insanların  hidayete ermesi ve ilahi erdeme ulaşması için  gönderilen  fikirsel düzenler yani inançlar ve maarifler,  değersel düzenler yani kurallar ve ahkamlar ve  eğitsel düzenler yani  ahlaki ve sosyal  tavsiyeler ve emirlere uygun düşecek gerçekler toplamıdır. 

Dinin, hem insanlığın fikirsel temellerini  gözeten, hem onun  ahlaki ve yaşamsal yanlarını  kapsayan, Allah tarafından gönderilen  inançlar ve kuralların toplamı olduğu da söylenmektedir. 

Sosyologlar, psikologlar ve  siyasal ve toplumsal meseleler analistlerinin çoğuna göre din, insanların bireysel ve toplumsal hayatında yapıcı bir role sahiptir.  Dinin  çağdaş dünya meselelerinin üzerindeki rolünü ihmal eden analistler  büyük bir hata yapmış olurlar.  

Dinlerin kutsal kitapları,  her dinin özel öğretilerini  içermektedir.  Öyle öğretiler ki  her dinin manevi gerçekliğini beyan etmektedir ve  ilahi zat ile irtibat kurma,  kolektif  kimliği güçlendirme,  irfani tecrübeleri  yansıtma ve  manevi amelleri açıklama  görevini yerine getirmektedir. Neredeyse tüm ilahi mektepler hatta ilahi olmayan dinler bile  mensuplarını yönlendirmek için  metinlere sahiptirler. 

   İlahi dinler,  günümüz insanının  ciddi bir yaklaşım çerçevesinde  onlara güvenerek  bireysel ve toplumsal  acılarını dindirmek ve yaralarını kapatmak için  yönlendiği  sağlam kaynaklardır.   Bu bağlamda insanoğlu  bu öğretileri  bir kez daha  göz önünde bulundurmuş ve onlara ilgi duymaya başlamıştır.   Bu öğretilerin  çoğu semavi kitaplarda toplanmıştır.  Bu eserler  önemli bir araştırma kaynağı olarak da kullanılabilir.  Semavi kitaplar ile tanışmak için bu kitaplarının sayısının  ne kadar olduğunu ve konularının neler olduğunu bilmemiz lazım. 

 Allahu Teala  her peygamberin  ulaştırılması gereken ahkamı ve talimatları  bir kitap halinde peygamberlerine vahyetti. Tabii bu semavi kitaplar  dönemin koşullarına uygun şekilde kademeli veya birden indirildi.  Kuran-ı Kerim'de ise   dört ilahi kitabın adı açıkça anılmıştır.    Her Müslüman'ın yakinli bir şekilde  bu dinlere inanması şarttır.  Bu kitaplar şunlardır:

Allahu Teala tarafından Hz. Davud as'a indirilen ve kitap anlamına gelen Zebur. 

Allahu Teala'nın  Hz. Musa as'a indirdiği  ve  İbranice'de  talim ve şeriat anlamına gelen Tevrat. 

  Allahu Teala'nın  Hz. İsa as'a indirdiği  ve Yunanca'da " muştu" anlamına gelen  İncil. 

ve son olarak Allahu Teala tarafından  son peygamber Hz. Muhammed saa'e indirilen  diğer semavi kitaplara karşı  makamı yüksek olan ve üstün sayılan  Kuran-ı Kerim. "

Allahu Teala Kuran-ı Kerim'in kıyamet gününe kadar çarptırılmaması ve değişikliğe uğramayacağı konusuna dair sorumluluk üstlenmiştir.  Kuran-ı Kerim'in en uygun anlamı, tilavet etmektir. 

 Kuran-ı Kerim'de   kimi peygamberlere semavi kitaplar yani sahifelerin indirildiğine dair ayetler görülmektedir.  Sahifelerin  sayısı ve de  hangi peygamberlere indirildikleri hususunda  alimler arasında farklı görüşler mevcuttur. 

Semavi kitapların sayısı hususunda  alimler arasında üç önemli fikir ve kanaat mevcuttur: 

1. 100 kadar sahife indirilmiştir.  60 sahifesi   Hz. Şeys as'a 30 sahife Hz. İbrahim as'a ve geriye kalan 10 sahife de  Tevrat indirilmeden önce  Hz. Musa as'a indirilmiştir. 

2. 100 sahife indirilmiştir.  50 sahife  Şeys as'a 30 sahife Hz. İdris as'a ve 20 sahife daha  eşit olarak  Hz. İbrahim ve Hz. Musa as'a  indirildi. 

3.110 sahife indirilmiştir.  50 sahife Hz. Şeys as, 30 sahife  Hz. İdris as'a 20 sahife  Hz. İbrahim as'a aittir. Geri kalan 10 sahife hususunda ise ihtilaflar mevcuttur. Bunların Hz. Adem'e veya Hz. Musa as'a indirildiği söylenmektedir.  Ancak güçlü kanaate göre  Kuran-ı Kerim'de de  belirtildiği gibi  biz bu sahifelerin  indirildiğine  inanmamız lazım. 

 Unutulmaması lazım ki  semavi kitaplar ve sahifelerin içeriği  altı konu etrafında ortaktır.  Böylece semavi dinlerin ortak inançları ve erkanı vardır.  Tanrı'ya iman etme, melekler, kitaplar, peygamberler, kıyamet, kazâ ve kader bu ortak yanlardır.  Tüm bu dinlerde   hasene ahlak elde etme, kötü ahlaktan uzak durma ve rezilliklerden sakınma meselelerine özen gösterilmiştir.  

 Semavi kitaplar   amele dayalı ahkamlar ve fıkıh meseleleri hususunda bir birlerinden farklıdırlar.  Çünkü  amele dayalı ahkamlar,  zamane halkının  ihtiyaçları, maslahatları ve yeteneklerine uygun olarak indirilmişlerdir. 

 Semavi kitaplar ve sahifelerin  indirilmesinin kimi ilahi hikmetleri arasında şuna değinebiliriz: "  İnsanların fıtratına uygun düşecek şekilde  eğitmeye ve irşada ihtiyaç duymayan, dinin erkanı ve ilkelerinin  ve en önemlisi de tevhide dayalı  inancın açıklanması. 

Ancak  Allah'a iman etmenin fıtrata dayalı olmasına rağmen   bu imanın kalitesi ve sırf fıtrat aracılığı ile  anlaşılmayacak  ilahi vasıflar ve hakikatlerine tanınması,  açıklanmaya ve açıklık getirilmeye  ihtiyaç duyulmaktadır.  Bu görevi ise  semavi kitaplar yerine getirmektedirler.  Tüm peygamberlerin  tevhide çağrılması ve  ilahi vasıfların  tanıtılması  bu hususun açık belirtilerindendir. 

 Bir başka önemli nokta ise  akideye dayalı çarpıtmalar ve yanlışların düzeltilmesidir.  Her farklı peygamberin biseti ile  aralarında peygamberlik yaptığı toplumun  akideleri ve dini meseleleri tekrar rayına sokulmuştur.  Ancak  peygamberlerin vefatından kısa bir süre sonra  insanlar yavaş yavaş  akidelerinde  yanlış yollara sapmışlar ve  nefsani heva ve hevesler ve de şeytani vesveselere kurban gitmişlerdir.  İşte bu sırada   Allahu Teala bir başka peygamberi onlar arasında mebus etmiş ve  yeni bir peygamber ile beraber ilahi emirleri ve doğru düşünceleri ve ilkeleri yansıtan bir başka semavi kitap indirmiştir.   Mebus olunan peygamber ise  bu kitap aracılığı ile   halk arasındaki akideler bağlamındaki sapkınlıkları  yok etmiş ve onları hak ve hakikat yoluna geri getirmiştir. 

 İnsanların akideleri ve ibadetleri konusunda merciye olan ihtiyacı  semavi kitapların indirilmesinin  bir başka nedenlerinden biridir.  Her peygamberin ümmeti arasındaki hayatı çok kısa ve kısıtlıdır. Peygamberlerin vefatının ardından  ümmet bireyleri   akideleri ve ibadetleri konusunda onlara baş vuracak kaynak veya kaynaklara ihtiyaç duymuşlardır.   Bu yüzden  ilahi peygamberin olmayışında  semavi kitapların oluşu  en iyi ve en muteber kaynaklar olarak görev yaparlar ve her mekan ve her zamanda  ilahi peygamberlerine en iyi halefleri olurlar. 

 Allahu Teala'nın  ilahi peygamberler ve semavi kitaplar göndererek  insanlara değer verdiği ve keramet bağışladığından  ve kendi lütfundan ve ihsanından onlara bahşettiğinden hiç şüphe yoktur.   Kalbinde zerre kadar  imanı olan akıllı insan, vücudunun derinliklerine   Allah'ın insanları kendi hallerine bırakmadığını bilmektedir. Allahu Teala   fitneler ve çalkantılı dünyada insanı kendi haline bırakmamıştır.  Allahu Teala insana akıl vermesinin yanı sıra  vahiy ve peygamberler de göndererek  semavi kitaplar indirerek  insanı değerli saymış ve kerametinden ona bahşetmiştir.  Bu yüzden de   semavi kitapların indirilmesi  şükretmemiz gereken ilahi nimetlerden biridir. 

 Değerli dinleyiciler sohbetimizin Emirelmüminin Ali as'dan nakledilen bir sözle bitirmek istiyoruz. 

 "  Dört büyük  semavi kitaptan dört sözcüğü seçtim.  Tevrat'tan  sessizliğini koruyan ve az konuşanın kurtulacağı,  İncil'den  kanaatkar olanın tok olacağı, Zebur'dan  sapkın nefsani heveslerine karşı olanın  belalardan korunacağı ve Kuran-ı Kerim'den de  Allah'a tevekkül edenin  onun için Allah'ın yeterli olacağı. "

Etiketler